• BIST 9604.01
  • Altın 2477.073
  • Dolar 32.5016
  • Euro 34.646
  • Lefkoşa 30 °C
  • Mağusa 30 °C
  • Girne 27 °C
  • Güzelyurt 29 °C
  • İskele 30 °C
  • İstanbul 25 °C
  • Ankara 25 °C

6 saatten az uyumak obezite riskini artırıyor

Obezite günümüz ve geleceğin önemli hastalıklarından biri olarak görülüyor. Farklı sebeplerden dolayı ortaya çıkan obezite hastalığında genetik geçiş, sağlıksız beslenme ve hareketsizlik dışında başka tetikleyiciler de bulunuyor.
6 saatten az uyumak obezite riskini artırıyor

Obezite günümüz ve geleceğin önemli hastalıklarından biri olarak görülüyor. Farklı sebeplerden dolayı ortaya çıkan obezite hastalığında genetik geçiş, sağlıksız beslenme ve hareketsizlik dışında başka tetikleyiciler de bulunuyor. Mesela düzenli uyuyamamak da bunlardan biri. Her ne kadar ilk olarak akla gelen sebeplerden biri olmasa da, düzenli uyuyamamak da obeziteye yol açabiliyor.

Günde 6 saatten daha az uyuyan kişilerde obezite riski yüzde 45 oranında artarken, bu bireylerde fazla yemek yeme ve sürekli atıştırma isteği ortaya çıkıyor. Memorial Ankara Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Diyetisyen Ceyda Nur Çakın, uykunun obezite üzerindeki etkileri hakkında bilgi verdi:

YETERİ KADAR UYUMUYORSANIZ DİKKAT!

Uyku, gün içerisindeki yorgunluğun giderildiği bir süreç olmanın yanında metabolik ve hormonal düzenleyici etkisi nedeniyle yüksek tansiyon, kalp-damar hastalıkları, Tip 2 diyabet ve obezite gibi hastalıklar için de belirleyici olmaktadır. Ulusal Uyku Vakfı (National Sleep Foundation) verilerine göre; 26-64 yaş arası bireyler için 7-9 saat; 65 yaş üzerinde 7-8 saatlik uyku süresi ideal olurken, günde 6 saatten daha az uyuyan kişilerde ise obezite riski yüzde 45 artmaktadır. Uykunun açlık üzerinde bu kadar etkili olmasının sebepleri şunlardır:

1-UYKU AÇLIK-TOKUK HORMONLARINI ETKİLİYOR

Yağ dokudan salınan leptin hormonu iştahı baskılarken, mideden salınan ghrelin hormonu iştahı uyarmaktadır. Bu hormonlar vücudun enerji dengesi üzerinde etki gösterirken, az uyuyan kişilerde ghrelin artışı ve leptinin baskılandığını gösteren pek çok çalışma da bulunmaktadır. Bu durum ise gün içerisinde tüketilen besin miktarı ve içeriği üzerinde etkili olmaktadır.

2-AZ UYUYANLAR KENDİLERİNİ ATIŞTIRMALIKLARLA ÖDÜLLENDİRİYOR

Az uyuyan kişilerde zevk alma ile ilişkili olan uyarılar beyne daha çok gitmektedir. Böylece bu kişilerde kendilerini ödüllendirme isteği artmaktadır. Bu durum ise kişileri enerji, doymuş yağ ve basit karbonhidrattan yoğun gece atıştırmalarına yöneltmektedir.

3-UYKU SÜRESİ ÖĞÜN İÇERİKLERİ VE SAATLERİNİ DE ETKİLİYOR

Uyku süresi, öğün içerikleri, tüketilen porsiyonlar ve öğün saatleri üzerinde de etkili olmaktadır. Yapılan pek çok çalışma az uyuyan kişilerde özellikle protein içeren yiyeceklerden alınan günlük enerjinin; yağdan alınan enerjiye göre daha az olduğunu göstermektedir. Bununla beraber günlük sebze-meyve, kurubaklagil, tam tahıllı ürünler gibi liften zengin besinlerin tüketimi ise azalmaktadır. Bu da kalitesiz bir beslenme şekline yol açmaktadır. Çünkü liften zengin gıdaların yeterli tüketimi bağırsaklarda yaşayan yararlı bakteri dengesini sağlayarak bağışıklık sisteminin güçlenmesinden iştah kontrolüne kadar pek çok mekanizmayı etkilemektedir. Bununla beraber sebze ve meyveler içerdikleri çeşitli vitamin-mineral örüntüsü ile beslenmemize antioksidan kapasiteyi artırarak; tam tahıllar ise içerdikleri B grubu vitaminler ile vücudun enerji mekanizmasında görev alarak katkıda bulunmaktadır.

4-MELATONİN HORMONU DÜZENSİZ YEMEĞE SEBEP OLUYOR

İnsan vücudunun bir biyolojik saati bulunmaktadır. Bu saatin en önemli bileşenlerinden biri de melatonin; yani uyku hormonudur. Uyku süresindeki kayıp özellikle kahvaltı öğününde daha az besin tüketimi ve gün içerisinde düzensiz saatlerde daha çok atıştırmaya yöneltebilir Bunun sebebi ise melatonin hormon seviyesinin uyanılan saatte henüz azalmamış olması yani vücudun uykuya devam etme isteğinden kaynaklanmaktadır.

5-UYKUSUZLUK EGZERSİZ YAPMA İSTEĞİNİ AZALTIYOR

Uykusuzluk gün içerisindeki bilişsel performans kadar fiziksel aktiviteyi de etkilemektedir. Uyku hali, yorgunluk hissi ve enerjik hissetmeme gibi sebepler ile egzersiz yapma isteği de azalmaktadır. Ancak aktif bir yaşam şekli hipertansiyon, inme, koroner kalp hastalığı, Tip 2 diyabet, metabolik sendrom, kolon ve meme kanseri ve depresyona karşı koruyucu etki göstermektedir. Bununla birlikte, sağlıklı bir vücut ağırlığı ve kompozisyonunun da oluşmasını sağlamaktadır. Tüm bunlar daha kaliteli bir yaşam için zemin oluşturur.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler