• BIST 9716.77
  • Altın 2427.694
  • Dolar 32.5699
  • Euro 35.0032
  • Lefkoşa 29 °C
  • Mağusa 28 °C
  • Girne 29 °C
  • Güzelyurt 29 °C
  • İskele 28 °C
  • İstanbul 22 °C
  • Ankara 26 °C

Akıncı: “İngiltere sürece yardımcı olmak istemesi olumludur”

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, İngiltere’nin sürece yardımcı olmak istediğini belirterek, “Onların da bu çabalara katkı sağlaması olumlu olacaktır” diye konuştu.
Akıncı: “İngiltere sürece yardımcı olmak istemesi olumludur”

Akıncı, İngiliz Dışişleri Bakanı Boris Johnson’ı kabulünün ardından basına açıklamalarda bulundu.Johnson ile çok yararlı bir görüşme yaptıklarını belirten Cumhurbaşkanı Akıncı, “Kendisine bugüne kadar geldiğimiz süreci, özellikle Mont Pelerin’de neler olduğunu etraflı bir şekilde anlattık. Konunun sadece rakamlar arasındaki bir fark olmadığını çok iyi anladığına inanıyorum. Bunu bu vesileyle, altını çizerek vurgulamak isterim” diye konuştu.

Akıncı konuşmasına şöyle devam etti:

“Konu, geldiğimiz aşamada diğer başlıklarda olduğu gibi toprak başlığını da ele alıp bir yere kadar ilerletme ama kesinlikle final haritayı Mont Pelerin’de ortaya çıkaracağız diye bir durumun olmadığını bilerek gittik oraya. Bunu iki taraf da biliyordu. Mümkün olduğu kadar yakınlaşalım. Ortaya harita da çıkarabilirsek çıkaralım. Ancak kriterler o şekilde saptansın ki taraflar kendi bakış açılarına göre haritalarını hazırlarlar. Günün sonunda 5’li konferansa gittiğimizde yine elbette biz Kıbrıslıların katılacağı toplantıda bunun final şekli verilirken, güvenlik garantilerin de paralel bir masada konuşulması, diğer başlıklarda arta kalan konuların da konuşularak bağlanması esası üzerinden İsviçre’ye gidildiğini bir kere daha hatırlatmak istiyorum. Mont Pelerin’deki ilk buluşmada biz çok ciddi bir açılım yaptık, adım attık. Toprak yüzdelikleriyle ilgili attığımız bu adıma onların da bir karşılık vermesini bekliyorduk. Kriterlerin diğer hususlarında onların da bize yaklaşacak bir adım atmasını bekliyorduk. Bu olmadı. Bu adımı atamadılar. Dolayısıyla bu tıkanıklık ne yazık ki yaşandı.”

“KARARLILIK, POLİTİK İRADE VE İYİ NİYET”

Şimdi gelinen aşamada 2016 sonu itibarıyla eğer çözüm kararlığı, politik irade ve iyi niyet olması halinde bu adımların yine atılabileceğine dikkat çeken Akıncı, “5’li konferansın tarihini saptarız, o güne kadar çalışmalarımızı yine yaparız. 5’li konferansta da bir anlaşmayı artık ana hatlarıyla ortaya çıkarmış oluruz” dedi.

“GÜNEYDE YANLIŞ DEĞERLENDİRİLİYOR”

Devamlı surette tekrar ettiği bir hususu bir kez daha yinelemek istediğine dikkat çeken Akıncı konuşmasını şöyle sürdürdü:

“2016 sonu itibarıyla bir çözümün bütün ayrıntılarını bağlayacağız diye bir durum söz konusu değil. Ana hatlarıyla ortaya çıksın. Bütün başlıklarda, toprakta ne olacağını aşağı yukarı bilelim. Güvenlik-garantilerde ne olacağını bilelim. Bizim siyasi eşitliğimizle ilgili hala daha askıda olan konular ne olacak bilelim. Ancak anayasaların yazılması, uygulamaya ilişkin bir takım teknik konular 2017’ye sarkabilir. Hep tekrarladım, yineliyorum. İlk 3 ayda bunlar hazırlanır. 2017’nin ikinci üç ayında halkımıza yeterli bir zaman dilimi ayrılır. Üzerinde mutabakat sağlanan konular nedir, ne değildir herkes görür tartışır ve 2017’nin ortalarında referandumlar da yapılabilir. Hala daha bu imkan vardır. Yeter ki bu niyet, bu iradeyi güneyden de görelim ve bu yılın sonu gelmeden 5’li bir konferansın tarihini saptayalım. 5’li konferans derken ne demek istiyoruz? Bunun da bir kere daha altını çizmekte yarar görüyorum. 3 tane garantör ülke var. Onları da masamıza dahil edelim diye bir anlayışımız yok. Bu da zaman zaman yanlış yorumlanıp değerlendiriliyor.”

“BU ANLAYIŞ TERK EDİLMELİ”

“Mont Pelerin’de bizi çıkmaza götüren konu maalesef henüz daha siyasi eşitliğimizin iki temel unsuru olan dönüşümlü başkanlığa evet demeden, kararlara Kıbrıs Türk toplumunun temsilcilerinin de etkin katılımını sağlamayı öngören hususlara henüz evet demeden, güvenlik-garanti bağlamında Kıbrıs Türklerinin kendilerini güvende hissedecekleri düzenlemelere henüz ulaşmadan toprak başlığını nerdeyse her şeyiyle, haritasıyla da dahil en son şekliyle bitirmeye çalışma çabası oldu. çıkmazı yaratan bu oldu” diye konuşan Akıncı, bu anlayışın terk edilmesi gerektiğinin altını çizdi.

“BİZİ BİR YERE GÖTÜRMEZ”

Akıncı, bir tarih üzerinde uzlaşılması gerektiğini ve geriye kalan konuların şimdiden konuşulmaya başlanabileceğini söyleyerek, “Yeter ki Aralık ayı içerisinde bu 5’li konferansın, yani paralel masalarda bu konuların konuşulacağı bir modalitenin üzerinde ve tarihleri üzerinde bir mutabakat sağlayalım. Aksi taktirde eğer bunun üzerinde bir mutabakat sağlanmadan yeniden müzakereler başlarsa olacak olan bellidir. Sürgit bir şekilde, yıllardır sürdürülen sürecin yeniden devam ettiğini görürsünüz. Bu da bizi bir yere götürmez” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı açıklamasına şu şekilde devam etti:

“MAKSİMALİST DEDİK DİYE ELEŞTİRİLDİK”

“Ben bu göreve  talip olurken ve bu göreve seçilirken halkıma verdiği bir söz var. Bizim neslin son denemesini yapmakta olduğunun bilinci içerisinde olduğumu söyledim. Gerçekten bizim neslin son denemesidir.  Tarihi bir fırsattır. Bunun yitirilmemesi için elimden geleni yaptığıma inanıyorum. Zaman zaman bu konularda haksız eleştirilere uğradığımı da biliyorum görüyorum. Olabilir. bunları da sineye çekiyorum. Ancak şunu biliniz ki, Kıbrıs Türk halkı da, Kıbrıs Rum halkı da bilsin ki bu adada her iki tarafın da haklarını koruyan her iki tarafın da eşitlik, güvenlik ve özgürlük içerisinde yaşayabilecekleri federal bir Kıbrıs’ı kurma gibi bir çabanın içerisinde değilim. Ancak varılan mutabakatlara da uygun hareket edilmesini gözetmek de benim görevimdir. Daha işin başında, toprağı ayrıntılı konuşmaya başladığımız ilk toplantında, nihai hedef olarak kendi ön gördüklerini cebe koyup haritada istediğimi ben aldım, hade bakalım Allah kerim güvenlik-garantileri konuşurken sizin siyasi eşitlik meselelerine de bakarız yaklaşımını kabul edemezdim ve etmeyeceğim de. Kıbrıslı Türk bir liderin böyle bir şeyin altına imza atması mümkün değildir. Dolayısıyla maksimalist sözcüğünü kullandık diye bundan da rahatsız olan arkadaşlarımız oldu. bu tavır maksimalizm sözcüğünden başka bir sözcükle ifade edilebilseydi, onu bulur onu kullanırdık. Ama bu anlayış maksimalist bir anlayıştır. En fazlasını daha işin başından alıp, Kıbrıslı Türklere siyasi eşitlik hakkını bile vermeden bunu alıp bütün bu konuyu kendi istediği gibi halledip, ondan sonra da bakarız anlayışından başka bir anlayış değildir.”

“KATKI SAĞLAMALARI OLUMLU OLACAKTIR”

Borish Johnson’a bütün bu yaklaşım farklılıklarını çok iyi bir şekilde izah ettiği kanaatinde olduğunu ifade eden Akıncı, İngiltere’nin 3 garantör ülkeden biri olduğunu söyledi.

İngiltere’nin de yardımcı olmak istediğini belirten Akıncı, “Onların da bu çabalara katkı sağlaması olumlu olacaktır” diye konuştu.

Bir gazetecinin Türkiye-Yunanistan görüşme tarihinin belirlenip belirlenmediğinin sorulması üzerine Akıncı, 4 Aralık tarihinin telaffuz edildiğini ancak bu tarihin teyit henüz teyit edilmediğini söyledi.

Akıncı, “Sözlerinizden 5’li görüşme tarihi açıklanmazsa masanın kurulmayacağı anlaşılıyor doğru mudur?” şeklindeki soruya ise şunu söyledi:

“Kurulsa bile bir çıkış yolu olmaz. Yani biz masa kurulsun ve bundan sonuç üretelim istiyoruz. Yani 50 yıldır nice masalar kuruldu ve dağıldı. Ben onu söylüyorum. Ben buraya 5 yıl müzakere etmek için gelmedim. Ben buraya sonuç almak için geldim. Bu sorunun çözümüne katkı yapmak için bu görevi üstlendim. Elbette ki bunun dışında da üstlenmemiz gereken görevler var. Geçtiğimiz gün çok büyük bir acı yaşadık. Çocuklarımızı kaybettik. Onlara rahmet diliyorum. Yaslı ailelerine, arkadaşlarına, öğretmenlerine tüm topluma başsağlığı diliyorum. Bugün Bakanlar  Kurulu’nu saat 16:00’da toplantıya çağırdım olağan üstü olarak. Bu konuları enine boyuna konuşalım. Bu acılar bir daha yaşanmasın diye neler yapılabilir diye hükümetin yapması gerekenler neler var diye bunları ortak akılla, el birliğiyle konuşalım. Serin kanlılıkla çıkış yolları düşünelim. Çünkü hayat durmuyor. Yani Kıbrıs sorunu çözümsüzdür diye yollarda çocuklarımızı öldürmeyi, Kıbrıs sorununa bağlamak kolaycılığına da kaçamayız. Yapmamız gereken çok şey vardır. Çözüm olsun ya da olmasın. O nedenle benim o yönde de sorumluluklarım var. Ama ana sorumluluklarımdan bir tanesi de Kıbrıs sorunudur. Onun için çözümsüz bir sürecin ardından sürüklenip gitmek istemiyorum. Ne ben ne de toplum ister. Bu tarihi saptarsak, o zaman şöyle bir durum çıkacak ortaya. Evet Rum tarafı da niyetlidir, 2016 hedefine hala bağlıdır. Onun için bu çabayı sürdürmeye değer. Ama eğer böyle bir tarihi düşünmekten uzaktaysalar bu işi yıllarca sürdürürsünüz ve hiçbir sonuca da gitmezsiniz. Sayın Eide bu konuda bir mekik diplomasisi içindedir o nedenle herhangi bir yargıya varmadan önce onun yapacağı çalışmaları bir bekleyelim.”

          

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler