• BIST 9039.84
  • Altın 2301.553
  • Dolar 32.325
  • Euro 35.056
  • Lefkoşa 26 °C
  • Mağusa 24 °C
  • Girne 23 °C
  • Güzelyurt 26 °C
  • İskele 24 °C
  • İstanbul 19 °C
  • Ankara 21 °C

Akıncı: “Kıbrıs adasında barış ve huzur içinde yaşayabiliriz”

Akıncı, İskele Belediyesi 3. Kültürlerin Kaynaşması Etkinliği’nde konuştu...
Akıncı: “Kıbrıs adasında barış ve huzur içinde yaşayabiliriz”

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Rum tarafını idare edenlerin, bu topraklarda kendilerine eşdeğer bir toplum olduğunu kabul etmeleri, Kıbrıs’ı eşit koşullar içinde paylaşarak yönetmeyi içlerine sindirmeleri durumunda, Kıbrıs’ta barış ve huzur içinde yaşanabileceğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Akıncı, “Bunu idrak ederlerse, gelecek kuşaklara barış ve huzur içinde yeni bir gelecek yaratabiliriz. Geç değildir. Geç kalındığı zaman bunun bedelleri ağır olur” dedi. 

“Gerek bu toprakların gerek etrafındaki denizlerin nimetlerinden adil ölçüler içinde yararlanmanın yollarını bulabilir, barış ve huzur içinde gelecek kuşaklara yeni bir Kıbrıs yaratabiliriz” şeklinde konuşan Cumhurbaşkanı, “Kıbrıs adasında barış ve huzur içinde yaşayabiliriz” dedi.

Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, İskele Belediyesi 3. Kültürlerin Kaynaşması Etkinliği'ne katılarak konuşma yaptı, stantları gezdi ve halkla sohbet etti.

“BU TOPRAKLARDA EŞİTLİK PRENSİBİNDEN ZERRE ŞAŞMADAN, BİRLİKTE VAR OLMAK”

“Bu topraklarda çok kültürlü, demokratik yapıların birbirine saygı içinde, demokrasi ve eşitlik prensibinden zerre şaşmayacak bir şekilde var olmasının ne kadar önemli olduğunun altını çiziyorum” diyen Cumhurbaşkanı, İskele Belediyesi 3. Kültürlerin Kaynaşması etkinliğindeki konuşmasında, 1 Nisan 1955’in, 16 farklı noktada EOKA’nın bombalarının patladığı gün olduğunu anımsatarak, “Bu coğrafyaya tek bir kültürü dayatmak, tek bir milliyeti hakim kılmak dönemi çoktan gerilerde kaldı” dedi.

“KIBRIS’TA TEK KÜLTÜR VE TEK MİLLİYETİ HAKİM KILMAK İSTEDİLER”

Kıbrıs’ın 1 Nisan 1955’te de çok kültürlü bir yapıya sahip olduğunu, iki ana toplumdan birinin Kıbrıs Türk halkı olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Akıncı, “O dönemde başta kilise, Rum halkına yön verenler Makarios ve Grivas ile birlikte, sözde sömürge yönetimine karşı, ama özünde Yunanistan’a bağlanmak için bir ENOSİS mücadelesi başlattılar. Bu adaya tek bir toplumu, tek bir unsuru, tek bir milliyeti, tek bir kültürü hakim kılmak için mücadeleye giriştiler” ifadelerini kullandı.

1 Nisan 1955’in sözde sömürge yönetimine karşı, özünde ise Yunanistan ile birleşmeyi hedefleyen eylemin başlangıç günü olduğunu belirten Cumhurbaşkanı, “Bu coğrafyaya tek bir kültürü dayatmak, tek bir milliyeti hakim kılmak dönemi çoktan gerilerde kaldı. 1 Nisan’da başlayan olayın getirdiği sonuçları da anımsayarak, bu topraklarda ancak çok kültürlü, demokratik yapıların birbirine saygı içinde demokrasi ve eşitlik prensibinden zerre şaşmayacak bir şekilde var olmasının ne kadar önemli olduğunun altını çiziyorum” dedi.

“KIBRIS’IN VE DENİZLERİNİN NİMETLERİNDEN ADİL ÖLÇÜLER İÇİNDE YARARLANMANIN YOLLARI BULUNABİLİR”

Akıncı, “Bu topraklar hepimize yeter. Kıbrıs adasında barış ve huzur içinde yaşayabiliriz. Gerek bu toprakların gerek etrafındaki denizlerin nimetlerinden adil ölçüler içinde yararlanmanın yollarını bulabilir, barış ve huzur içinde gelecek kuşaklara yeni bir gelecek yaratabiliriz. Yeter ki bu topraklarda Rum tarafını idare edenler kendilerine eşdeğer bir toplumun olduğunu, bu adayı eşit koşullar içinde paylaşarak yönetmeyi içlerine sindirmek suretiyle bu geleceği yaratabileceğimizi idrak edebilsinler. Hiçbir zaman geç değildir. Geç kalındığı zaman bunun bedelleri ağır olur” ifadelerini kullandı.

“FARKLILIKLARDAN RAHATSIZLIK DUYMAMALI, ZENGİNLİK OLARAK GÖRMELİYİZ”

Konuşmasında, “Doğaldır ki, toplumlar yaşadıkları coğrafyaya göre, oradan gelen geçen medeniyetlerden etkilenerek, yüzyıllar içinde süzerek bir yaşam biçimi, bir kültür oluştururlar” diyen Cumhurbaşkanı Akıncı, Kıbrıslı Türk kimliğinin 1571’den günümüze yüzyıllar içinde oluşa geldiğini ifade ederek, şöyle devam etti:
“Bugün adamızda değişik kültürlerden, değişik coğrafyalardan, değişik yaşam biçimlerinden buraya gelmiş insanlarımız vardır. Bu zenginliğimiz 100’den fazla ülkeden 100 bin üniversite öğrencisinin getirdikleriyle sınırlı değildir. Bu adaya gelip kalıcı olarak yerleşen Türkiye’nin ve dünyanın değişik bölgelerinden insanlarımız vardır. Burada bir harmanlama söz konusudur, bu bir zenginliktir. Bundan rahatsızlık duymaya gerek yoktur. Bu farklılığı zenginlik olarak görüp, güzelliğinden yararlanmanın yollarını bulmamız lazımdır”.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler