"Askeri bilgiler ne zamandan beri bu kadar magazinleşti?"

İşte Kıbrıs Gazetesi'nde yayımlanan o başyazı;

Askeri bilgiler magazine çevrildi 

Hem Türkiye’nin hem Kıbrıs Rum kesiminin doğalgaz arama çalışmaları nedeniyle Doğu Akdeniz’de çok ciddi bir gerginlik olduğu aşikardır. Türkiye’yle uyum içerisinde olmayan ülkelerin bazı askeri hazırlıklar içerisinde olduğu da gerçektir. Örneğin Rum yönetiminin insansız hava araçları konusunda İsrail ile anlaşma imzalaması kuşkusuz barışçıl ya da iyi niyetli bir adım değildir. Yalnızca bu değil tabii ki… Rum yönetimi, Türkiye’ye gözdağı verme amaçlı bazı başka anlaşmalar, işbirlikleri, tatbikatlar yapıyor. Kuşkusuz Türkiye, tüm bu olanları elleri kolları bağlı bekleyecek değildi, mutlaka bunlara yönelik karşı hamleler yapacaktı. Yapıyor da zaten…

İşte bu hamlelerden birisi de Geçitkale Havaalanı’nın İnsansız Hava Araçları (İHA) ve Silahlı İnsansız Hava Araçları (SİHA) için kullanılacak olmasıdır. Bu girişim, yeni ya da sürpriz bir karar değildir. Ancak ülkeyi yönetenler o kadar acemice beyanatlar veriyor ki; sanki de hiç bilinmeyen ve dün gerçekleşen bir adımdan söz ettiklerini sanırsınız. Bir süreden beridir hazırlıkları yapılan ve geçmişte basına da yansıyan bir olayla ilgili ancak bu kadar acemice ve gereksiz beyanatlar verilebilirdi.

İşadamı Asil Nadir’in kullanımında bulunan Geçitkale Havaalanı, zaten yapılan protokol gereği, askeri amaçlar için kullanılabilmektedir. Burada hiçbir sorun yoktur… Sorun şudur ki; askeri amaçlar için atılan bir adımın adeta magazine çevrilmesidir. Ülke çıkarları için söz konusuysa tabii ki Geçitkale Havaalanı da kullanılır, Ercan Havaalanı da… Ancak böylesine hassas, askeri, stratejik bir olayın bu denli deşifre edilmesi, sanki de vizyona girecek bir filmin tanıtımı gibi bağıra çağıra ele alınması tuhaftır, anlamsızdır.

Askeri bilgiler ne zamandan beri bu kadar magazinleşti? Siyasilerimiz ne kadar meraklıymış askeri bilgilerle ilgili durmaksızın demeç vermeye? Türkiyeli yetkililerle Kıbrıslı Türk yetkililer, ülke çıkarları çerçevesinde bu işleri gizlilik içinde yapmalıydı. Arka arkaya gelen beyanatlar, ya da medyaya haber sızdırmalar her iki ülkenin faydasına mıdır? Türkiye ve KKTC medyası, iki taraftan ülke yöneticilerinin de tedbirli olmaması nedeniyle, böylesi hassas bir konuyu adeta magazine çevirmiştir.

Üstelik savaş çığırtkanlığı yapar gibi halkımızı da paniğe sokmaları anlamsızdır, gereksizdir. Yoksa toplumun bir savaş beklentisi içerisinde olması mı isteniyor?

Sinemada oynayacak filmin tanıtımı gibi, “falan saat bu kadar İHA gelecek”, “Havaalanında şu kadar asker olacak” gibi askeri bilgilerin deşifresi kime fayda sağlayacak ki? Ülke menfaati için olan bir olayı yetkililer idare edememiştir, yangından mal kaçırır gibi ve beceriksizce davranmıştır.

Demeç verme, durmaksızın konuşma istekleri nedeniyle, sanki de mecburlarmış gibi her bakan, bir imaj elde etmek, belli yerlere “ben de buradayım, bakın destek veriyorum” demek ister gibi ha bire konuşuyor. Sürekli konuşmak değil, yerinde konuşmak önemlidir. Geçitkale’deki bu çalışmanın Türkiye, KKTC ve Türk dünyası için hayırlı olmasını dileriz…