• BIST 9089.58
  • Altın 2324.75
  • Dolar 32.3712
  • Euro 34.9966
  • Lefkoşa 27 °C
  • Mağusa 26 °C
  • Girne 22 °C
  • Güzelyurt 27 °C
  • İskele 26 °C
  • İstanbul 21 °C
  • Ankara 21 °C

Av sezonunda yırtıcı kuş katliamı!

Doğa teröristlerinin av sezonu boyunca yarattığı ağır bilançonun etkileri yaban hayatı tehdit ediyor.
Av sezonunda yırtıcı kuş katliamı!

Ülkemizde 5 Kasım 31 Aralık tarihleri arasında gerçekleştirilen büyük av sezonunda, Taşkent Doğa Parkı Yaban Hayat Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi’nce kayıt altına alınabilen 22 adet avlanılması yasak yaban hayvanı doğa teröristleri tarafından vurulduğu tespit edildi. Bu hayvanlar arasında; 7 Gökçe Tuygun, 5 Bayağı Şahin, 1 Kızıl Şahin, 2 Atmaca, 1 Gigsi, 1 Kocagöz, 1 Peçeli Baykuş, 1 Bıldırcın Klavuzu, 1 Balaban, 1 Saz Delicesi ve 1 Baştankara yer aldı.  Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Taşkent Doğa Parkı yetkilileri, böylesi bir caniliğin kabul edilemez olduğunu, bu hayvanlardan sadece altısının yaşama tutunabildiğini, rehabilitasyon ve tedavi süreçlerinin an itibariyle devam ettiğini belirtti.  

Duyarlı vatandaşlardan gelen ihbarlarla, yaralı kuşların yardımına koşan Taşkent Doğa Parkı yetkilileri, avın son 10 günü içerisinde ise halihazırda vurulan 6 adet şahinin de yaralı olarak Merkezleri’nce teslim alındığını belirtti.
Bu süreç içerisinde 1190 Yaban Hayat Destek Hattı’na gelen ihbarların oldukça yoğunlaştığına değinen Taşkent Doğa Parkı Yaban Hayat Rehabilitasyon Uzmanı Ulaş Şeherlioğlu, “anlaşılan doğa teröristleri son 1 hafta da şahinleri hedefleri haline getirmiş. Merkezimize ulaşan avlanılması yasak olan bu şahinlerden ikisi geldikten kısa bir süre sonra hayatını kaybetti. Bir ‘Kızıl Şahin’ ise hafif yaralı ve kanadında kırık var. Fakat doğaya geri dönebileceğinden ümitliyiz. Diğer şahinler için kritik süreç devam ediyor”, dedi. 
Öte yandan gerçek avcıların ve vatandaşların bu konularda daha bilinçli hale geldiklerini düşündüğünü de dile getiren Şeherlioğlu, bu hayvanların vurulduktan kısa bir süre sonra bulunmaları ve 1190 Yaban Hayat Destek Hattı aranarak kendileriyle süratle iletişime geçilmesinin önemine değindi. Şeherlioğlu, yaralı şahinleri kendilerine bildiren duyarlı vatandaşlar Musa Canlı, Osman Gürbıyık, Fikret Mani, Savaş Moralı’ya ve diğer tüm duyarlı vatandaşlara teşekkürlerini iletti. 

“Bayağı Şahin’lerin Durumu Kritik

Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Yaban Hayat Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi Veteriner Hekimi Ayda Aktolga ise,  bu hayvanların tedavi ve rehabilitasyon süreçlerinin haftalar hatta aylar alabileceğini belirtti. Yaralı şahinlerin sağlık durumuyla ilgili bilgiler de veren Aktolga, “Merkez’imize an itibariyle yeni ulaşan 5 adet ‘Bayağı Şahin’ ve 1 adet de ‘Kızıl Şahin’ bulunmaktadır. ‘Bayağı Şahin’lerin ikisi ne yazık yaşama tutunamadı. Diğerlerinde ise vurulmaya dayalı yaralar ve kanatlarında kırıklar mevcut. Bir tanesinin ise bunlara ek olarak gözünde travmaya bağlı ödem oluşmuş durumdadır. Bu yırtıcı kuşların röntgenlerinde ne yazık ki av tüfeğinden çıkan saçmalar gözlemledik. ‘Bayağı Şahin’lerin üçünün de durumu kritik ve çeşitli operasyonlara alınacaklar. Şu an genel durumlarını cerrahi müdahaleye hazırlayıp, stabil hale getirmeye çabalıyoruz. Ne yazık ki operasyonlardan sonra ise doğaya geri dönüp, dönemeyecekleri şüpheli”, dedi.

“Kızıl Şahin Büyük Olasılıkla Doğasına Geri Dönebilecek

Öte yandan kanadında kırık mevcut olan ‘Kızıl Şahin’in ise genel durumunun iyi olduğunu belirten Aktolga, kuşun kanadında düzenli çatlak tarzında kırık olması sebebiyle bandaja alındığını, birkaç hafta içerisinde ise kanadını kullanabilecek seviyeye gelebileceğini ifade etti. Aktolga bu yırtıcı kuşun büyük olasılıkla eski sağlığına kavuşabileceğini dile getirerek, “doğasına geri dönebileceğinden umutluyuz”, dedi.
Ayrıca av sezonunda 1190 Yaban Hayat Destek Hattı’na ulaşan ihbarlar neticesinde oluşan bilançonun yalnızca buzdağının görünen yüzü olduğunu belirten Şeherlioğlu ise, 5 Kasım 31 Aralık tarihleri arasında yalnızca pazar günleri olmak kaydıyla gerçekleştirilen 9 günlük av süresince oluşan bu bilançoya bakıldığında günde 2 adetin üzerinde avlanılması yasak yırtıcı kuşun vurulmuş olduğunu ifade etti. Bu tablonun yalnızca kayda geçirilenler olduğuna da dikkat çeken Şeherlioğlu, asıl katliamın boyutunun bu rakamların ortalama 10 kat daha üstünde yer alabileceğini belirtti.

Vurularak Yaralanan Kuşların Yaşama Dönmesi Oldukça Güç ve Mucizevidir

Tüfekle vurulan kuşların ya derhal öldüğünü ya da bir süre sonra yaralarından kaynaklı oluşan enfeksiyon ve açlıktan acı çekerek öldüğünü dile getiren Şeherlioğlu, “bu hayvanlar vurulmuş olsa bile onları yakalamak zordur. Yakalanabilecek kadar zayıf düştüklerinde ise, o noktadan hayvanları tekrar yaşama döndürmek oldukça güç, pahalı ve vakit alan, mucizevi bir süreçtir. Bu bağlamda büyük avda yaşanan bu acı tablonun, yeni başlamış olan ince av denilen ikinci avda devam etmemesini temenni ediyoruz”, dedi.

“Bu doğa katliamının önüne geçilmesinde ki ilk adım bilgi toplamaktır”

Avlanılması yasak olmasına karşın vurulan bu yaban hayvanlarının tamamına yakınının yırtıcı kuşlar olduğunu ifade eden Şeherlioğlu, “yaralı yaban hayvanlarının tedavi ve rahabilitasyonunun yapılıp doğaya geri salınmasının yanı sıra ölü bulunanlar da dahil olmak üzere tüm istatistiki verileri bir rapor haline getiriyoruz. Bu raporları Avcılık Federasyon’u ve konuyla ilintili tüm birimlere ulaştıracağız. Bu doğa katliamının önüne geçilmesinde ki ilk adım bilgi toplamaktır. Avcılık Federasyon’u bu konuda bizimle işbirliği içerisinde olacak. Bununla birlikte duyarlı vatandaşlarımızın da çabaları oldukça önem arz ediyor. Yaralı, hasta yardıma muhtaç bir yaban hayvanı bulunduğunda bizlerle iletişime geçilmesinin yanı sıra bu hayvanların ölü bulunduklarında da fotoğrafının çekilip bölge ve tarihleriyle birlikte 1190 Yaban Hayat Destek Hattı’nın aranmasını rica ediyoruz”, dedi.

Ceza ve Yaptırımlar Hususunda “Yetersiz” Kelimesi Dahi “Yetersiz” Kalır

Avcılık Federasyon’unun yasak av faaliyetlerini önleme hususunu sahada denetleyen tek kurum olduğunu ancak çabalarının yetersiz kaldığını dile getiren Şeherlioğlu, “yasalar gayet açık ve net. Ancak yaptırımlar yeterli değil. Uygulama ve denetimde büyük sıkıntılar var. Bu konuda ‘yetersiz’ kelimesi dahi ‘yetersiz’ kalır”, dedi.
Ayrıca, duyarlı vatandaşların desteği olmaksızın yasak avı önlemek hususunda beklenen seviyeye ulaşmanın güç olduğuna da değinen Şeherlioğlu, Kıbrıs halkının bu konuda ki hassasiyetinin kendilerine umut verdiğini, çözümün yalnızca Avcılık Federasyonu ya da Taşkent Doğa Parkı’nın çabalarıyla mümkün olamayacağını, ancak doğaya ve canlılara karşı sorumluluk hisseden her bir bireyin ortaya koyduğu katkılarla ilerleme kat edilebileceğini belirtti. 

Avcılık Üzerine Verilen Eğitimler Yetersiz Kalıyor

Bir yırtıcı kuşla bir kekliğin ayırt edilememesinin olasılık dahilinde kabul edilemeyeceğine vurgu yapan Taşkent Doğa Parkı AB Projeler Danışmanı Martin Marancos ise, Avcılık Federasyonu’nun avcı belgesi için başvuranlara vermiş olduğu bir günlük teorik eğitimin yeterli olmadığını, bu eğitim çalışmasının kapsamının arttırılması gerektiğini ve ayrıca yeni avcıların en az 2-3 yıl tecrübe kazanana dek, deneyimli avcıların ehliyetinde ava çıkmaları gerektiğini belirtti. 

Gençlere Doğa-Çevre Bilinci Eğitimleri Hazırlıyoruz

Avlanılması yasak olan yaban hayvanların vuranların yaş ortalamasının daha ziyade 30’un altında yer alan kesim olduğuna dikkat çeken Şeherlioğlu ise, “gençlerin doğa sorumluluğu ve bilincini daha erken yaşta edinebilmeleri için bazı çalışmalar yapmamızın uygun olduğunu düşünüyorum. Kimi gençlerimiz bir şeyi vurmak ihtiyacıyla ya da ego tatmini sebebiyle ava gidiyor. Bu bağlamda eğitim alanında projeler hazırlamayı uygun görüyoruz. Bu kapsamda 3 yaştan başlayıp lise çağına kadar tüm yaştaki çocuk ve gençlerimizi Taşkent Doğa Parkı’nı gezip bilgi alabilecekleri, Kıbrıs’ın yaban hayatında yer alan canlıların doğadaki işlevini kendi gözleriyle görebilecekleri, ve deneyimli kadromuzun aktaracağı bilgilerle pekiştirebilecekleri bir eğitim programı çalışması içerisindeyiz.  Bununla birlikte gerek duyduğumuz müfredatları ise, Çevre ve Zooloji Danışmanımız Yakın Doğu Üniversitesi Çevre Eğitimi ve Yönetimi Öğretim Görevlisi Yrd. Doç Dr. Nazım Kaşot önderliğinde hazırlamaktayız”, dedi. 
Son olarak, eğitim çalışmalarının geri dönütlerinin ancak uzun vade de sonuçlar verebileceğini dile getiren Şeherlioğlu, kısa zamanda yasal çerçeveler perspektifinden denetim ve yaptırımları arttırıcı önlemlerin de eş güdümlü olarak alınmasının önemine değindi. (Haber: İbrahim Emre Sugel / Taşkent Doğa Parkı Basın İşleri Sorumlusu)

25630652_10156128520389586_1728967805_n.jpg

26036415_10156128590979586_1522801076_o.jpg

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler