• BIST 9693.46
  • Altın 2496.161
  • Dolar 32.4971
  • Euro 34.5977
  • Lefkoşa 25 °C
  • Mağusa 26 °C
  • Girne 23 °C
  • Güzelyurt 23 °C
  • İskele 26 °C
  • İstanbul 14 °C
  • Ankara 9 °C

Azize Ay: Ailesi izin vermese de pes etmedi, 48 yaşında futbolcu oldu

Azize Ay, Diyarbakır'da özel bir firmada aşçı. Altı yaşından beri futbola sevdalı ve en büyük hayali de futbolcu olmakmış.
Azize Ay: Ailesi izin vermese de pes etmedi, 48 yaşında futbolcu oldu

Futbolcu olma hayaliyle 40 yaşına kadar gelen evlilik tekliflerini de kabul etmemiş.

"Futbolcu olamadım, ben de 40 yaşımda evlendim. Evlenmeseydim, köye muhtar olmaya karar vermiştim" diyerek gülüyor.

Bu tutkusunu öğrenen bir gazetecinin haberini yapmasıyla futbolcu olma hayali gerçek olmuş ve 48 yaşında Diyarbekirspor Kadın Futbol takımı için oyunculuk teklifi almış.

Diyarbekirspor Futbol Şube sorumlusu Cemal Toptancı ve kulüp çalışanları, Azize Ay'daki sevgiyi ve azmi görünce, bir demet çiçek, çikolata ve Diyarbekirspor'un 21 numaralı formasıyla kapısını çalmışlar.

'Kız ister gibi' futbolculuk teklifi

"Kız ister gibi evime geldiler, çayımızı içtiler, seni takıma almak istiyoruz dediler, eşim hacı, bendeki futbol tutkusunu görünce izin verdi, ben de en büyük hayalime kavuştum, çok mutluyum."

Sahada oldukça enerjik, sıcakkanlı ve esprili. Çalıştığı için haftada iki gün idmana gidebildiğini, yakında aşçılığı bırakıp kendini tamamen futbola adayacağını söylüyor.

Servis aracı geliyor, araçta 12-17 yaşlarında takım arkadaşları genç kızlar.

Herkes onu çok seviyor, o takımın adeta maskotu. Antrenörü Melek Hanım ile ısınma hareketlerine yaptıktan sonra idmana başlıyorlar.

Azize, takımın forvet oyuncularından, ileri uçta oynuyormuş. Antrenman sırasında küçük bir sakatlık geçiriyor.

Diyarbakır'ın Karaçalı Köyü'nde doğmuş. Henüz üç aylıkken babası ölünce, annesi, amcasıyla evlendiriliyor. Futbola olan sevgisini de hiç görmediği babasının futbolcu yönüne bağlıyor.

"Babam futbol oynuyormuş, bu yönüm ondan bana geçmiş olmalı. Amcamı babam bildim. Köy yerinde büyüdüm, 6 yaşından beri futbola aşığım. Çocukken hep top oynardım. Geceleri bile topumla yatardım. Bir gün sahalara inmeyi çok istedim ama ailem bırakmadı. Şimdi yeşil sahalardayım. Çok mutluyum. 49 yaşında olmama rağmen kendimi 17-18 yaşlarında hissediyorum. Çok mutluluk verici bir şey."

İlkokula kadar okuyabilmiş, liseyi de okumak istemiş ama okutmamışlar.

Tarladaki işçilerle öğle aralarında futbol

"Annem amcamla evlendikten sonra kardeşlerim oldu. Okula da onlar sayesinde gittim, bir nevi onlara korumalık yapmam için gönderildim. İlkokuldan sonra da devam etmeme izin vermediler" diyerek liseyi de şimdi dışardan bitirmeye çalıştığını söylüyor.

Kız çocuğu olduğu için köy yerinde futbol oynaması da hoş karşılanmıyormuş. Yılmamış tabi, buna çözüm bulmuş ve formasını giyip ata binerek, köyün dışında tarlalarda çalışan işçilerle öğle aralarında maç yapmaya gidermiş.

Azize'nin bir kuzeni de futbolcu. "Beni ona istediler, ama o futbol oynamama izin verebilir diye, amcam beni ona vermedi" diyerek gülüyor.

Ata binmeyi çok sevdiğini, halteri ve boksu da denediğini ama hiçbirinin futbolun yerini tutmadığını söylüyor.

1982'den beri spor gazeteleri biriktirip evde deftere futbol yorumları yazmış.

17-18 yaşlarındayken Ankara Sitespor ve Adana Dostlukspor'dan kuzeni aracılığıyla kendisine teklif gelmiş, ama amcası buna da engel olmuş.

'Mezarımı korner bayrağının yanına yapın'

"Amcam izin vermedi. Hatta ben bir gün valizimi hazırladım. Ailem bana, oranın adresini bildiklerini söylediler, seni sahada öldürürüz dediler. Ben de, 'öldürün, mezarımı da korner bayrağının yanına yapın' dedim. Onlar benim futbol aşkımı hep hafife aldılar, şimdi şaşırıyorlar."

Fanatik bir Fenerbahçeli Azize. Ailesi futbol hayaline engel olunca, bir gün evlenirse çocuklarının futbolcu olmasını hayal ettiğini ve doğacak çocuklarına Fenerli futbolcuların ismini koymak istediği söylüyor. Gülümseyerek isimleri saymaya başlıyor.

"İlyas, Selçuk, Aykut, Oğuz, Rıdvan, Erdi…" Ancak geç evlenince çocuk sahibi de olamamış.

"Ama şimdi sahada 11 kızım var ve çok mutluyum" diyor.

Fenerbahçe fanatikliğini düğününde sürdürmüş. Kırk yaşında evlenmeye karar verdiğinde düğününde dans ve halay müziği yerine Fenerbahçe marşı çaldırmış.

"Gelinliğimi de sarı-lacivert yapmak istedim ama izin vermediler, ayıpladılar. Ben de buketimi Fener renklerinden seçtim."

6 Şubat'ta Diyarbekirspor'da futbola başlayan Azize, lisansı çıkarıldıktan sonra geçen hafta ilk maçına çıkmış. Diyarbekirspor-Erganispor karşılaşmasında son 20 dakikada oyuna girmiş. Bir sonraki maçta 60 dakika oynayacağını söylüyor. Kondisyonunun ve tekniğinin iyi olduğunu, ama sahada daha çok gençlere yer vermek istediğini anlatıyor.

O artık Diyarbakır'ın tanınan futbol simalarından. Çevrenin tepkilerini soruyoruz, olumlu tepkiler aldığını söylüyor.

"Geçenlerde durakta bir yaşlı adama rastladım. 'Sana bir şey soracağım, TV'deki abla sen misin?' Evet dedim. Kızım sen yürü, hepimiz arkandayız dedi. Bizim hanımlar şurdan şuraya yürüyemiyorlar. Bravo sana' dedi. O sözlerinden güç aldım ben de. Ailem de seviniyor.Daha önce neden izin vermediler diye çok pişmanlar."

'Bu yaştan sonra zorlanmıyor musun' diye soruyoruz, severek yapılan hiçbir şeyin zor olmadığı söylüyor.

'Bu sahalar hayata bağladı beni'

"İnsan ne yoruluyor ne de acıkıyor. Ayıp olmasa yatağımı alır sahanın bir köşesinde yatar kalkarım. Gerçekten bu sahalar hayata bağladı beni."

Eşin engel olmuyor mu sorusuna da "Yok, olmuyor, böyle davrandıkça onu daha çok seviyorum. Bana, madem bu kadar düşkünsün, işi bırakıp kendini futbola ver diyor. 8 yıl evvel niye bana söylemedin dedi. Ben de hacı olduğu için izin vermez diye düşünmüştüm o zaman."

En büyük hayalinin gerçekleştiği için çok mutlu olduğunu defalarca dile getiren Azize, ikinci hayalinin de bir gün Cüneyt Arkın ile bir filmde oynamak olduğunu söylüyor. Ama bu hayalinin gerçekleşmesinin güç olduğunu söylüyor.

Antrenmanda herkes ona pas atıyor, yardımcı oluyorlar.

"Beni çok seviyor, sayıyorlar. Uyum içinde oynuyoruz, hatta bana 'Abla sen koşma, biz sana topu getiririz, sen yorulma' diyorlar. Ben de onları çok seviyorum, benim hiç çocuğum olmadı ama şimdi 11 kızım var" takım arkadaşlarına karşı olan sevgisini dile getiriyor.

Diyarbekirspor'un genç oyuncularından Yağmur Çetin, Azize'ye Ronaldo lakabını takmış.

Azize'nin takıma neşe getirdiğini söylüyor Yağmur ve şöyle devam ediyor:

"Abla bizden büyük kişilere örnek olmalı, çünkü bu yaşta bu derce istekli olabilen nadir insanlar vardır, Onu görünce bayanların futbola katılma isteğini daha çok artıyor. Kendi yaşına göre o kadar güzel, mükemmel oynuyor ki, ağzım açık onu izliyorum. Çok beğeniyorum, o benim favorim. Bizim takıma geldi, neşe geldi. Hem annem gibi hem ablam gibi görüyorum, çok da iyi oynuyor kendi yaşıtlarına göre, bizlere bile taş çıkartıyor, maşallah. Çok beğeniyorum onu, ben ona Ronaldo diyorum.''

Azize de Messi lakabını taktığı Yağmur'un bu sözleri üzerine ona sarılıyor.

Yeni futbolcu Azize Ay, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar gününde 49 yaşına girdi.

"Herkese 48 yaşında futbolcu olmak nasip olmadığı gibi 8 Mart günü doğmak da nasip olmaz" sözleriyle bizi uğurlayıp idmana geri dönüyor.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler