• BIST 8883.07
  • Altın 2238.645
  • Dolar 32.3358
  • Euro 35.0932
  • Lefkoşa 20 °C
  • Mağusa 21 °C
  • Girne 21 °C
  • Güzelyurt 19 °C
  • İskele 21 °C
  • İstanbul 15 °C
  • Ankara 12 °C

'Babam bebekken bana HIV'li kan verdi'

Babası, Brryan Jackson'a bebekken, ölsün diye iğneyle HIV'li kan enjekte ederken, herhalde 24 yıl sonra, hâlâ sapasağlam olan oğluyla mahkemede karşı karşıya geleceğini düşünememişti.
'Babam bebekken bana HIV'li kan verdi'

Missouri Ceza ve İnfaz Dairesi'nde öğle tatili.

Brryan Jackson bekleme odasından ziller ve ağır metal kapıların açılış kapanış sesleriyle, duvarları beyaz sade mahkeme salonuna götürülürken gergin görünüyor.

Salonun diğer ucunda beyaz cezaevi üniformasıyla bir adam onu bekliyor.

Bebekliğinden beri hiç görmediği bu adam Bryan Stewart; Brryan Jackson'un babası.

Jackson babasının tahliye edilip edilemeyeceğine karar verecek olan Cezaevi Paneli karşısında söyleyeceklerinin, babasını mümkün olduğunca uzun yıllar demir parmaklıklar arkasında tutmasını umuyor.

1992 yılında en ileri aşamasına gelmiş AIDS tanısıyla hastaneden eve "ölmeye" yollandığında kendisi de dahil hiç kimse, hayatın onu bu noktaya getireceğini kestiremezdi.

Elinde sıkı sıkıya tuttuğu tek sayfalık yazılı ifadeyle, babasından beş iskemle ötedeki annesinin yanına oturdu.

"Önüme bakmaya çalışıyordum. Onunla gözgöze gelmek istemedim" diyor.

Ama yine de gözünün ucuyla bir an babasının yüzünü yakalamış.

"Onu vesikalık resminden tanıdım ama hiç bir bağ hissetmedim" diyor.

Jackson, mağdur olarak ifadesini okumaya davet edildiğinde bir tereddüt yaşıyor. Ama derin bir nefes alıp, karşısındaki heyete bakarak hikayesini anlatmaya başlıyor.

Askeri kampta tanışma

Herşey ikisi de askeri sağlıkçı olan annesi ve babasının Missouri'deki bir askeri eğitim kampında tanışmalarıyla başlamış.

Beş ay sonra, 1991 yılı ortalarında annesi hamile kaldığında aynı evde yaşamaya başlamışlar.

"Ben doğduğumda babam önce gerçekten çok heyecanlanmış fakat Çöl Fırtınası harekatı için Ortadoğu'ya gönderilip geldikten sonra herşey değişti. Suudi Arabistan'dan döndüğünde bana karşı tavrı tamamen değişmişti" diyor.

Stewart, önce Jackson'un kendi çocuğu olmadığını söylemeye başlamış ve DNA testi yapılmasını istemiş. Bu süreç içinde Jackson'ın annesine hakarete ve kötü muameleye de başvurmuş.

Sonunda annesi dayanamayıp babasını terketmiş ama bu sefer de nafaka mücadelesi başlamış. Stewart nafaka ödemek istemiyormuş.

Jackson bu kavgalar sırasında babasının "Çocuğun beş yaşını geçemeden ölecek. Seni terkettiğimde geride hiç bir bağ bırakmayacağım" gibi tehditkar sözler sarfettiğini anlatıyor.

Bu sıralarda Jackson'un babası bir laboratuarda iş bulmuş. Kan testlerinden sorumlu olarak çalışırken, HIV virüslü kan örneklerini eve götürüp orada depolamaya başladığı, daha sonra yapılan soruşturmada ortaya çıkmış.

_91980844_7f7966f2-39bf-482c-9f73-c985f42dddce.jpg

Jackson, babasının iş arkadaşlarıyla "Birisine virüs versem, başlarına ne geldiğini hiç bir zaman anlayamazlar" diye şakalaştığını da anlatıyor.

11 aylık olduğunda babası ve annesinin bütün bağlantısı kesilmiş. Fakat Brryan astım krizi geçirip hastaneye kaldırıldığında annesi, haber vermek için telefona sarılıp babasını aramış.

"Annem, hastalandığımı bilmek isteyeceğini düşünmüştü. Fakat aradığında arkadaşları ona 'Bryan Stewart'ın çocuğu yok ki' demişler" diyor.

Jackson hastaneden taburcu olacağı gün Stewart beklenmedik bir şekilde ortaya çıkmış.

Annesini kafeteryaya gönderip oğluyla yalnız kalmayı başarmış ve yanında getirdiği bir ampul HIV'li kanı oğluna enjekte etmiş.

Jackson, "Nafaka ödememek için ölmemi istiyordu" diyor.

Annesi kafeteryadan döndüğünde Jackson'u babasının kucağında çığlık çığlığa haykırırken bulmuş.

Baba Stewart'ın enjekte ettiği kan sadece HIV taşımakla kalmayıp aynı zamanda Jackson'un kanıyla uyuşmayan bir kan grubundan olduğundan çocuk o an krize girmiş.

Ne olduğunu anlamayan doktorlar çeşitli müdahalelerle Jackson'ın değerlerini normale döndürmeyi başarmışlar ve virüslü kandan haberdar olmadıkları için onu taburcu edip eve yollamışlar.

Ama olayı izleyen bir kaç hafta içinde, annesi Jackson'un giderek kötüleştiğini farketmeye başlamış.

Dört yıl boyunca teşhis için Jackson doktor doktor gezdirilmiş ve bu süre içinde durumu hep kötüye gitmiş.

Jackson çocuk olmasına rağmen ölüm korkusuna kapıldığını gece yarıları "Anne ne olur bırakma beni, ölmeyim" diye haykırarak uykusundan uyandığını hatırlıyor.

Hastalığının ne olduğunu anlamak için yapılan hiç bir testten sonuç alınamadığı bir sırada, doktoru, gördüğü bir kabus üzerine Jackson'u bir daha hastaneye, bu kez HIV testi olmaya çağırmış.

Test sonuçları geri geldiğinde Jackson'un en ileri aşamada AIDS ve HIV kaynaklı üç yan enfeksiyondan etkilendiği ortaya çıkmış. Doktorlar yaşama şansı olmadığına karar vermişler.

İlaç tedavisini sürdürmelerine rağmen "Anneme beş ay kadar yaşayacağımı söyleyip bu zaman içinde mümkün olduğunca çocukluğumu yaşamamı söylemişler" diyor Jackson.

_91980845_1f3feb75-e4e0-47fe-b8fb-99062bc7fecf.jpg

Gün gün yaşamını sürdürdüğünü anlatıyor. Bir gün iyiyse bir gün hastaneye kaldırılarak. Aldığı ilaçların yan etkisi kısmi sağırlık olmuş.

Fakat doktorların tahminleri yanlış çıkmış ve AIDS'lı bir çok çocuğun aksine Jackson yaşamaya ve iyileşmeye devam etmiş.

Okula gidebilir hale geldiğinde hastalığından dolayı karşılaştığı önyargılar ve dışlanma çok ağır olmuş. Yaşıtları ona yaklaşmaya hep korkmuşlar, alay etmiş, dışlamışlar.

10 yaşına geldiğinde babasının işlediği suçu anlamaya başlamış fakat bu suçun korkunçluğunun ayırdına varması için bir kaç yıl daha geçmesi gerekmiş.

"Başta öfke ve kin hissettim. Filmlerde hep babalar oğullarıyla gurur duyuyordu. Nasıl olup da benim babamın bunu yapabildiğini bir türlü anlayamıyordum" diyor.

"Sadece beni öldürmeye çalışmak değil suçu. Karşılaştığım bütün dışlanma, hastanede geçirdiğim bütün o yıllar hepsinden sorumlu" diye sürdürüyor.

Adını da değiştirdi

Aslında doğduğunda babasıyla aynı olan Bryan Stewart Jr. adını, ilk ismine bir "r" ekleyerek Brryan yapmış ve annesinin soyadı olan Jackson'ı benimseyerek, babasıyla isim bağını da kesmek istemiş.

Bunun kendi kimliğini korumakta ona güç verdiğini söylüyor.

Mağdur olarak verdiği ifadeden sonra Temmuz ayında babasının beş yıl daha tahliye edilmemesine karar verildiği kendisine bildirilmiş.

Babası ise kendisini, Suudi Arabistan'da görevden döndüğü sırada Travma Sonrası Stres Bozukluğu çektiğini bu yüzden böyle davrandığını söyleyerek savunuyor.

Ama Jackson babasının hiç bir zaman savaşa girmediğini geride sağlıkçılık yaptığını söyleyerek bu savunmayı reddediyor.

Jackson hala AIDS hastası, ama hastalığı tamamen kontrol altında ve kendisini çok güçlü hissediyor.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler