Bölgemizde ileri saat uygulamasında olan ülkeler 29 Ekim Cumartesi akşamı kış saatine dönüp saatlerini bir saat geriye alırken; kktc kendi tarihine yeni bir absürdlük ekleyerek bunun dışında kalıyor.
Baraka olarak, toplumun sırtında ağır bir yük haline geldiğini her icraatı ile tekrar tekrar ispatlayan, halktan tamamen kopmuş ve en ufak bir mantık belirtisi göstermeksizin köksüz bir savrulma içerisinde olan işbirlikçi UBP-DP hükümetinin bu kararını reddediyoruz.
İleri saat uygulamasının çeşitli yönleri ile ne kadar olumlu veya olumsuz olduğuna ilişkin çok boyutlu tartışmalar yapılabilir. Halkın bedensel sağlığı, bireylerin psikolojisi, ekonominin yapısı açısından fayda ve zararlarına ilişkin bilimsel anlamda yarışan lehte ve aleyhte farklı görüşlerin mevcudiyetini biliyoruz.
Ayrıca bu uygulamanın dünyadaki bazı ülkeler tarafından kendi koşullarına uygun olmadığı gerekçesiyle benimsenmediği de bir gerçektir. Ancak bizim ülkemizde gerçekleşen absürtlüğün bu konularla herhangi bir ilişkisi yoktur ve yeni uygulamanın bizim koşullarımızda nasıl bir yararı olacağına ilişkin hiçbir bilimsel veri sunulmamıştır.
Kabul edilemez olan şey; kullanacağımız saat dilimine karar verilmesi esnasında halkın, örgütlü kesimlerin, farklı alanlardaki bilim insanlarının ve genel olarak toplumun hiçbir tartışma yapmasına fırsat verilmemesi, bu uygulamanın fayda ve zararlarının konuşulmaması ve kararın demokratik olmayan yöntemlerle ve zorbaca alınmış olmasıdır. Duygu ve düşüncelerimizden, istek ve ihtiyaçlarımızdan tamamen kopuk on tane işbirlikçinin aldığı bir karar ile halkın yaşam kalitesi belirlenmeye çalışılmaktadır.
Üstelik 29 Ekim gecesinden itibaren, bölünmüş ülkemizin her iki yarısında farklı saat uygulamaları yürürlüğe girecektir. Bu durum salt romantik bir barış savunusu açısından değil; bu ülkede yaşayan insanların günlük yaşam pratiği açısından da olumsuzluklar içermektedir. Kıbrıs Cumhuriyeti’nde okuyan bir gencin veya ekmeğini Kıbrıs’ın güneyinde kazanan bir kişinin günlük hayatı tam bir karmaşaya dönüşecektir. Kuzeydeki saate göre uyuyup, güneydeki saate göre uyanarak işine giden, üstelik ailesinin diğer bireyleri kuzeydeki saate göre çalışmakta olan bir bireyin sosyal hayatının nasıl etkileneceğini düşünmek dahi mümkün değildir. Sağlık sistemimizdeki yetersizliklerden dolayı güneyde sağlık hizmeti alan kişiler ise daha şimdiden, sağlık sorunlarına bir de saat kaygısı eklemiş durumdadırlar.
İşbirlikçi UBP-DP hükümeti, saatlere ilişkin kararını alırken bu saydıklarımızdan herhangi birini düşünmemiş veya toplumun herhangi bir kesimi ile tartışmamıştır. Her zaman yaptığı gibi TC’deki uygulamanın bire bir kopyalanmasından ibaret olan pratiğini sürdüren bir hükümet ile karşı karşıyayız. TC’de olaganüstü hal uygulaması içerisinde diktatörce davranmakta olan AKP’nin, saat uygulaması ile ilgili değişikliğinin Türkiye halkları açısından ne ifade ettiği ayrıca sorgulanabilir. Ancak sorun şudur ki, bu karar Türkiye açısından mükemmel bir karar olsaydı dahi, bizim bünyemize uygun olup olmadığı gene de tartışmalıdır. Ve böyle bir tartışmayı yapma şansı bizim halkımıza verilmemiştir.
Bu nedenlerle, Baraka olarak işbirlikçi hükümetin ileri saat uygulamasında kalma kararını tanımadığımızı, bu kararı uygulamayacağımızı, kendi halkından kopmuş ve hiçbir meşruluğu kalmamış bir grup zorbanın dayatmalarına boyun eğmeyeceğimizi ilan ediyoruz. Baraka’nın tüm eylem ve etkinliklerinde bu kararı tanımadığımızı tekrar tekrar ifade edecek ve örgütsel saatimizi 29 Ekim Cumartesi gecesi bir saat geri alacağız. Bundan böyle ve bu yanlış adımdan geri dönülene veya biz bu yanlışı bizzat kendi ellerimizle ortadan kaldırana kadar, Baraka duyurularında meşru kış saatini kullanacaktır. Tüm dostlarımıza ve onurlu Kıbrıslı Türk halkına saygı ile duyururuz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.