• BIST 9092.73
  • Altın 2324.462
  • Dolar 32.3625
  • Euro 34.9678
  • Lefkoşa 25 °C
  • Mağusa 26 °C
  • Girne 23 °C
  • Güzelyurt 25 °C
  • İskele 26 °C
  • İstanbul 21 °C
  • Ankara 20 °C

“BELEDİYELER HER İLÇEDE BİR GENELEV AÇSIN”

Ayşegül Garabli

Konu KKTC’de kadına karşı şiddet olduğunda ilk karşı çıkan “Hadi yahu sen da Kıbrıs’ta kadına karşı şiddet mi var ” diyerek yine Kıbrıslı kadınların bir kısmı olur.
Sanırım ya çevrelerinde şiddet örneği yok(!), ya fiziksel şiddetin dışında kalan şiddet türlerini şiddetten saymıyorlar, ya da akılları hala o eski Kıbrıs’ın naif ve saygıda kusur etmeyen insanlarında kalmış.
Hoş kadına karşı şiddet tarih boyunca hep vardı ama eskiden evlerin içine hapsolmuş durumda olduğu için pek dillendirilmezdi.
Şiddet gören , gördüğü şiddeti dışarı yansıtmayı ar sayardı, şiddeti uygulayan da dışarı karşı o denli saygılı davranırdı ki, kimse evinde şiddet uyguladığına inanamazdı.
Şimdi tam olmasa da hem kadınlar daha bilinçli hem de şiddet konusunda kadını ile erkeği ile mücadele eden kişiler var.
Ancak ne yazık ki toplumlar “şiddetin” bir acizlik, bir insanlık suçu olduğunu içselleştirmediği müddetçe, kadını ikinci sınıf gördüğü hatta bir meta olarak kabul ettiği müddetçe şiddet sorunu çözülmez.
Hele ki erkeklerin, cinsiyetlerinin kendilerine verilmiş bir güç, bir ayrıcalık olduğunu düşündükleri  müddetçe şiddet artar eksilmez.
Kadına şiddet konusu çözülmediği müddetçe de ne çocuklara, hayvanlara ve doğaya  uygulanan şiddet sorunu çözülür ne de istismarlar biter.
Her tür şiddetin de, istismarların da, insan hakları ihlallerinin de son bulması için  kadına şiddetin bitmesi şart.
Bu hem şiddet kültürünü ortadan kaldıracaktır hem de kadının bu sorunların çözümünde rol almasının önü açılacaktır.,
Ancak tabi ki öncelikle kadına bakış açısının değişmesi lazım.
Her hangi bir kadının, erkeğe hizmet etmek zorunda olan bir varlık olarak görülmemesi zihniyeti terk edilmelidir.
Tabi ki bundan kastım kadın ya da erkek olsun bir birleri ile hayatı paylaşmaları ve gerektiğinde bir birlerine hizmet etmeleri değil.
Söylemek istediğim ne yazık ki, toplumda yerleşmiş bir kanı olan ancak kimisinin dışarı vurmadığı halde normal kabul ettiği biraz sonra sizinle paylaşacağım örnekteki zihniyettir.
KKTC’de yaşayan, siyasetle de uğraştığını bildiğim bir bey(!) , Ayhan Arıklı geçtiğimiz ay içerisindeydi sanırım ,facebook sayfasından bir paylaşım yaptı.
Yaptığı paylaşımda, Türkiye’den buraya çalışmaya gelen işçilerin, cinsel ihtiyaçlarının  olduğunu ve bunların giderilmesi için de her ilçedeki belediyeler tarafından genel ev açılması gerektiğini yazdı.
Çünkü çalışmaya gelen işçiler sokağa çıktıklarında , sokaktaki kadınların giyimlerinden tahrik oluyorlarmış ve her “sağlıklı erkek” gibi cinsel ihtiyaç hissediyorlarmış, karılarını özlüyorlarmış.
Hal böyle olunca da, bu zat  karısını ve kızını korumak için böyle bir çözüm bulmuş.
Yazının sonunda bu çirkin paylaşımı verip yorumunuza bırakacağım ama,yine de izninizle birkaç kelime etmek isterim.
Düşüne biliyor musunuz,  kimlere hakaret var bu zihniyette.
Birincisi, şu veya bu şekilde mağdur olmuş kadınlar,sex kölesi kullanılmalı ve bu kadınlar birer araç olarak kullanılmalı zihniyeti ile bir kısım kadın etiketlenip ayrıştırılıyor.
Hem de niçin?
Başka kadınların , yani bunu söyleyen ya da bu şekilde düşünen erkeklerin sahip oldukları ( bu kelimeyi özellikle kullandım zira onları bile korumaya muhtaç aciz görüyorlar) kadınların “namuslarını”  korumak için (!)
Peki bu namussuzluğun ta kendisi değil midir?
Namus dedikleri kavram ne?
Bir kadının bacak arası mı; yoksa sadece sahibi oldukları (!) kadınların bacak araları mı?
Benim namus kavramım, her tür hakkın mahremiyetidir, peki bu paylaşımı yapan zatın “namus” anlayışı ne?
İkinci olarak bu paylaşım  KKTC’de yaşayan kadınlara hakarettir.
KKTC’deki kadınlar “davetkar” mı geziyor ki , bu kadınları görenler tahrik oluyorlar????
Kaldı ki, bu hastalıklı düşüncelere göre mi giyinecek kadınlar?
“Sağlıklı erkek” miş, bu kafa yapısının sağlıklı olduğu düşünülebilir mi?
Üçüncüsü, evdeki kadınlar ,cinsel obje olarak, erkekler tahrik olduğunda özleniyor.
Yani evde kocalarını bekleyen kadınların en temel görevleri kocalarının sex ihtiyacını gidermek!!!!!
O yüzden de Ayhan Bey, evdeki karılarından hizmet alamayan işçilerine, hizmet olarak belediyelerin genel evler açması gerektiğini düşünmüş!!!
Peki ya eşleri burada çalışmak zorunda olan ve evlerinde eşlerini bekleyen kadınlar ne olacak Ayhan Bey ?
Onlar sağlıklı birer kadın değil mi?
Onların ihtiyaçları için de bir şey düşündünüz mü?
Ne o?
Bu dediklerim “ayıp” mı?
Ben nasıl böyle konuşabiliyorum, ben de hiç  “ar, namus” yok değil mi?
Erkek için normal kabul edilip hatta bu konuda başka kadınların kullanılması normalken, kadınlar hakkında böyle bir şey söylenmesi ayıp değil mi?
Hele ki, bir kadın olarak benim böyle bir şeyi dile getirmem daha da ayıp!!
Şimdi  partinizin genel sekreteri Bertan Zaroğlu , Doğuş Derya’ya yaptığı gibi sosyal medya üzerinden bana cinsiyetçi ve cinsel imalı hakaretler yapsa hak etmiş olacağım değil mi?
İşte tam da bu zihniyet düzelmeden ne kadının toplumsal yeri olur ne de şiddet biter.
Zira “okumuş”(!) ama okuduğunu anlamamış kişiler , toplumda siyasetle uğraşan ve iş adamı(!) olan kişiler bu zihniyette olduktan sonra bu sorunlar bitmez.
O nedenle ben bu tür zihniyetler ile mücadele etmeye devam edeceğim ama naçizane Ayhan Arıklı’ya da bir tavsiyem olacak.
Eğer işçilerinizi bu kadar düşünüyorsanız elinizi cebinize atın ve onları ailelerinden koparmayın.
Onları aileleri ile birlikte getirin.
Ama olmaz değil mi, siz getirdiğiniz işçilere insani koşullarda bir  yaşam sunmuyorken bir de ailelerini başınıza bela etmezsiniz.
Karınızı düşürmeyi göze almazsınız.
Öyleyse popülizm yapıp, “kaf dağından kar bağışlamayın”.
Bu konuda elinizden gelen bir şey yoksa, ağzınızdan geleni yapın ve susun.
Kadınları bu şekilde aşağılamak haddiniz değil zira..
Ve aşağıda yer verdiğim o günkü paylaşımınızı tekrar okuyup sağlıklı bir erkek gibi tekrar düşünün.

 

aysegul-garabli-yazi-ek.jpg

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları