Vücudumuzun en büyük organı olan cildimiz, doku ve organlarımızı korumak için bir bariyer görevi üstlenirken, bizi dışarıdan gelebilecek patojenlerden, kimyasallardan, travmalardan koruması açısından oldukça kritik bir öneme sahip. Peki cildimizde oluşan ne gibi değişiklikler bizim için uyarıcı olmalı?
Dr. Kübra Esen Salman
İşte Dermatoloji Uzmanı Dr. Kübra Esen Salman'ın bu soruya verdiği yanıt…
BU BELİRTİLERE DİKKAT
Deri değişikliklerinin doğasına göre birbirinden farklı 2 durum mevcuttur.
1- Genel muayene sırasında fark edilen deri değişiklikleri: Şişlik ve leke gibi tıbbi bakımdan önemsiz sayılan birçok asemptomatik (kaşıntısız, ağrısız) lezyon sağlıklı veya hasta kişilerde doktora başvuru nedeni olmayabilir. Hasta tarafından fark edilemeyen fakat hekim tarafından gözden kaçırılmaması gereken riskli benler, deri kanserleri, çeşitli hastalıkların belirtisi olan sütlü kahverengi lekeler, sarımsı yağ bezeleri bazen göründüğü kadar masum olmayabiliyor. Ancak hastalar için önemli görünmeyen bu lezyonları önemli malign (kötü huylu) lezyonlardan ayırmak için dermatoloji uzmanına görünmek gerekir.
2- Hastanın esas şikayeti olan ağrılı/kaşıntılı şişlikler gibi cilt sorunları:
BENLER
Çocukluk döneminde vücut büyümesiyle orantılı olarak benlerde de bir miktar büyüme olması beklenmekle birlikte, yetişkinlerdeki benlerde oluşan ani değişiklikler Malign Melanom dediğimiz en tehlikeli deri kanserini akla getirdiği için dermoskopik muayene sonrası gerekli görüldüğünde cerrahi işlem ile alınması ve patolojik inceleme yapılması doğru olacaktır. Yani doğumsal olsa da, sonradan çıksa da yılda bir mutlaka dermatoloğunuza görünerek benlerinizin dermoskopik incelemesini yaptırın. Gerekli olduğunda da aldırmaya çekinmeyin. Benin alınması kansere sebep olmaz, aksine alınması gereken ben alınmadığında ya da geç kalındığında metastatik kanserlere sebep olabilir. Benleri güneş koruyucu kremler sürmek, güneş yanıklarından korunmak gerekli. Yine de yıllık takipler yapılmalı. Genetik olarak ailede deri kanseri olanların benlerini daha sıkı takip etmesi şart.
ANİ GELİŞEN KABARIKLIKLAR
Özellikle 50 yaş üstü kişilerde, güneşe maruz kalan daha çok yüz, kulak, dekolte bölgesi gibi yerlerde gelişen, uzun süre geçmeyen deri kabarıklıkları, kanamaya eğilimli yaralar, kabuklu yaralarda bazal hücreli kanser ya da skuamöz hücreli kanserler gibi sık görülen deri kanserleri aklımıza geliyor. Tabii ki bunların tanısı içinde dermoskopik muayene şart.
MORLUKLAR
Travma öyküsü olmadan gelişen, aniden başlayan ve tekrarlayan deri morarmalarına çeşitli dermatolojik ve dahili hastalıklar açısından değerlendirme yapılması gerekir. Tetkiklerden sonra altta yatan bir sorun görülmezse uygun krem tedavilerine başlanabilir.
KILCAL DAMARLAR
Yüzde yaygın kılcal damarı ve kızarıklığı olan hastalarda Rozase'ye yatkınlık olabilir. Rozase gelip geçen kızarıklık ile başlayıp sonraki evrede kalıcı kızarıklık, ilerleyen evrelerde sivilce benzeri döküntüler, burunda deri kalınlaşmalarına kadar ilerleyebilen kronik bir deri hastalığıdır. Tedavisinde çeşitli haplar, kremler, lazer tedavileri uygulanabilir. Ayrıca kılcal damarları fazla olan beyaz tenli hastaların güneşe bağlı gelişebilecek deri kanserleri açısından da dikkatli olması gerekir. Bacaklarında yaygın kılcal damarları, varisleri olan hastaların kalp ve damar cerrahisi uzmanına başvurmaları gerekir.
EGZAMA BENZERİ DÖKÜNTÜLER
Vücutta yaygın kızarık döküntüler geliştiğinde ürtiker (kurdeşen), sedef, egzama, ilaç alerjisi, enfeksiyonlara bağlı (viral erupsiyon) döküntüler olabileceği gibi Mikozis Fungoides dediğimiz deri lenfomaları da olabileceği için ertelenmeden muayene olunmalıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.