Bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de pandemi koşulları nedeni ile ekonomi daralmış vatandaş fakirleşmiş durumda.
AKP’nin ülkenin %65’inin yaşadığı metropol kentleri Millet İttifakı ve onun ana partisi CHP’ye kaybetmesinden sonra hızla irtifa kaybı devam ediyor.
Türkiye halkı 2021 yılında yapılan tüm kamuoyu yoklamalarında Erdoğan’ın yapılacak bir Cumhurbaşkanlığı seçiminde %50’nin üzerinde onay vermiyor.
Son iki aydır yapılan tüm anketlerde ise İstanbul ittifakını kuran İmamoğlu’nun benzer bir ittifakla Türkiye ittifakı ile yapılacak bir Cumhurbaşkanlığı seçimini 10 puan farkla Erdoğan’ın önünde hem de ilk turdan kazanacağını gösteriyor.
**
Bunları neden aktardık?
Türkiye’de tek adamlı yönetim modeli olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ekonomik ve siyasal olarak tıkanmış durumda. Bu tıkanma o kadar ileriye gitmiş ki halk tarafından da artık açık bir farkla onay bulmuyor.
Erdoğan bu ahval içerisinde Rusya ve İran ile yakınlaşması sonrasında yeniden dümeni AB ve ABD’ye döndürerek en azından dış politikada ve Doğu Akdeniz’de yeni iş birlikleri ile tüm tarafların kazançlı çıkacağı yeni formüller arayabilir.
Bu alanda hızlı ve pragmatik adımlar atabilir.
Sonrasında ise siyasal istikrar ikliminin ekonomide de bir yatırım ve istikrar iklimi yaratması beklenebilir.
**
Doğu Akdeniz'deki yeni dengeler, Kıbrıs sorununda olmayacak hayaller peşinde koşmak KKTC’de toplum lideri makamına seçtirilmiş Ersin Tatar ile şimdilik uyum içerisinde gidiyor görülebilir.
Zira son zirvede Tatar’ın öneri diye sunduğu maddelerin Türkiye heyeti tarafından Tatar’ın eline tutuşturulduğu öne sürülmüş, bu saray tarafından da yalanlanmamıştı.
Ankara geçici bir süre Tatar ile bu durumu Kıbrıs’ta ve Doğu Akdeniz’de sürdürebilir.
Sonrasında ise iklim değiştiğinde veya Ankara kendisi ortamı değiştirmek istediğinde Tatar’ı oturduğu makamda yalnızlaştırıp yolculuğu başka bir aktör ile sürdürmek isteyebilir.
**
ABD’de Biden’ın seçilmesi ile başlayan limoni ilişkilerin bir anda pragmatik adımlar ile değişeceği bir iklim doğabilir.
Olmaz mı?
Annan planı sürecine gidilirken Denktaş’ın nasıl görüşmecilikten aşağıya indirildiğini ve yerine dönemin Başbakanı Talat’ın görüşmeci olarak gönderildiğini ve ortaya Annan Planı’nın 5. Versiyonunun çıktığı unutulmamalıdır.
Sayın Tatar meşruiyetini başka yerlerde aramak yerine sırtını kendi halkına dayamalı başka yerlerden düğmeye basıldığı zaman tren ray değiştireceği vakit trenden atılacağını aklından çıkarmamalıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.