• BIST 9079.97
  • Altın 2323.472
  • Dolar 32.361
  • Euro 34.9354
  • Lefkoşa 16 °C
  • Mağusa 18 °C
  • Girne 17 °C
  • Güzelyurt 16 °C
  • İskele 18 °C
  • İstanbul 14 °C
  • Ankara 13 °C

Genç: Devlet sınıfta kalmıştır!

Ticaret Odası Meclis Üyesi Mustafa Genç, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklama ile ülkemizde geçtiğimiz günlerde yaşanan sel felaketini değerlendirdi.
Genç: Devlet sınıfta kalmıştır!

Ticaret Odası Meclis Üyesi Mustafa Genç, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklama ile ülkemizde geçtiğimiz günlerde yaşanan sel felaketini değerlendirdi. Devletin birçok noktada sınıfta kaldığını savunan Genç, birçok bölgedeki yol, kaldırım, kanalizasyon, drenaj altyapılarının yetersiz kaldığının altını çizdi. Devlet kaynaklarının yüzde 85’i ile maaş ödendiğini hatırlatan Mustafa Genç yatırım yapılmadığını kaydetti. Genç yaşanan olaylardan özel sektörün geneline bir pay biçilmesinden rahatsız olduğunu ekledi. Mustafa Genç ülkenin bu şekilde yönetilmeye devam edilmesi halinde gerilemeye devam edileceğinin altını çizdi.

Mustafa Genç’in paylaşımı şöyle:

Günaydın Kıbrıs.

Zor bir haftayı geride bırakıyoruz.

Kendimizin şu veya bu sebepten yaptığı hatalar sebebiyle farklı bölgelerde farklı sebeplerden ve farklı şekillerde meydana gelen sel felaketi büyük mağduriyetler yaratmakla beraber ilk kez can kaybı yaşanması acı ile birleşince öfkemiz büyümüş ve hepimiz üzüntü içerisinde bir hafta geçirmiş bulunuyoruz.

4 pırıl pırıl gencimize Allah’tan rahmet ve acılı ailelerine de başsağlığı ve sabır diliyorum.

Ülkemiz son 10 yılda hem merkezi hem yerel yönetimlerin altyapı yatırımlarına yeterince kaynak, öncelik ve ilgi ayırmaması neticesinde bugün birçok bölgedeki yol, kaldırım, kanalizasyon, drenaj altyapıları yetersiz kalmıştır.

Bunun başta gelen sebeplerinden bir tanesi devletin bütçesinin %85’i maaş ödemelerine gitmesi, birçok belediye ise geçmişte popülizm maksatlı şişirilen kadrolar sebebiyle ancak personel giderlerini karşılayabilmesi ve altyapı yatırımlarına kaynak ayrılamamasıdır. Hatta personel giderlerini dahi karşılamayan birçok belediyemiz de olduğunu hepimiz bilmekteyiz.

T.C. kaynaklı ülke genelindeki yeni yol ve altyapıya yönelik yatırım projeleri devletin kurumsal kapasitesini yitirmesi sebebiyle gerçekleştirilememekte veya çok gecikmektedir.

Unutulmaması gereken diğer bir husus ise ülkemizde yapılaşma sadece özel sektör kanalıyla değil hem kamu hem bireysel ihtiyaç ve yatırımlar ile de yapılmaktadır.

Devlet yaptığı binalarda temel inşaat kalitesini tutturmakta zorlandığı gibi konfor, çevre düzenlemesi, park yeri kapasitesi, drenaj altyapısı gibi konularda sınıfta kalmaktadır.

Öbür yandan bireysel yatırımlara ait yapı izinleri verilirken de tanıdık, akraba veya siyasi baskı sonucu popülist davranılabilmektedir.

Kamudaki izin makamlarında görev yapmakta olan BAZI çalışanlar bu bireysel ve özel firmalara proje yapmaktadırlar. Burada bir çıkar çelişkisi oluşmakta ve mevcut kuralların etrafından dolaşılarak zaman zaman uygulanmadığına tanık olmaktayız.

Kamudaki birçok kurumdaki teknik kapasitelerin yok olması sonucu inşaat süreçleri ve sonrasında denetleme oldukça yetersiz kalmaktadır. Ülke geneli için konuşmaktayım.

Özel sektör içerisinde de izin süreçleri ve sonrasında sormluluklarını tam yerine getirmeyen hatta suistimal eden firmalara az da olsa rastlanmaktadır. Fakat bu tür olaylar özel sektörün geneline mal edilemez.

Yaşadığımız problemleri sadece tek günah geçisi arayarak (ki ülkemizde özel sektöre karşı çok büyük ön yargıya ve öfkeye sahip az da olsa bir kesim bulunmaktadır) sadece bir kesimin üzerine yıkmak çok yanlıştır. Bu algı ile çözüm önerisi sunuyor gibi göstermek yanıltıcıdır.

Toplumun büyük bir kesimi konuşulan bu konunun detayını bilmemekte ve yazılanlardan neyin doğru neyin yanlış olduğunu anlamakta zorlanmaktadır.

Bu dönemde meclisten ve hükümetten doğru ve yanlışları iyi filtreleyip toplum menfaatine en uygun ne ise ona karar verilmesi gerektiği ideali bir kenarda dururken siyasetin popülist ve mevcut problemleri bütünlüklü çözmekten uzak ve ürkek davranmaya meğilli olması birçok kişiyi ümitsizliğe ve öfkeye yöneltmektedir.

Ben ülkemizde büyük bir reform sürecine girilmesi gerektiğini uzun zamandır söylüyorum. Birçok alanda yapısal reformların yapılması elzemdir. Yıllar geçiyor ve hem yaşam kalitesi, hem sosyal imkanlar, hem refah seviyesi olarak her yıl geriliyoruz.

Bu şekilde yönetmeye ve yönetilmeye devam edersek gerilemeye devam edeceğiz.

 

Bizi yönetenler hem yaşananları hem problemleri hem de yapılması gerekenleri iyi okumalı ve bütünlüklü çözümler ile daha fazla gecikmeden ciddi ve etki yaratacak icraatlar yapmaya başlamalıdırlar.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler