• BIST 8718.11
  • Altın 2246.816
  • Dolar 32.3324
  • Euro 35.1911
  • Lefkoşa 11 °C
  • Mağusa 10 °C
  • Girne 14 °C
  • Güzelyurt 10 °C
  • İskele 10 °C
  • İstanbul 9 °C
  • Ankara 2 °C

HP = Hesapsız Partisi

Ediz TUNCEL

Siyasilerin karıştığı yolsuzluklar, arsızlıklar, abuk subuk vatandaşlıklar, envai tür suçlar ve suçlular ortalıkta cirit oynatırken, memleket düpedüz açık hava tımarhanesine dönmüş vaziyetteyken “halkın partisi”, çok pardon, “hesapsız kitapsız partisi” aklını çok mühim işlere yoruyor gerçekten…

Yukardaki başlığı okuyunca herhalde havaya havaya sekecekler…

Seksinler, seksinler de başaşağı yere düşsünler!!!

Bu partinin içinde olan idealist dostlarım, kan bağım olmayıp da can bağım olan canlarım da hiç kusura bakmasınlar, gözlerini açsınlar lütfen…

Neymiş efendim, mülteciler güvenli sığınma hakkına sahip olmalıymışlar, bunun için yasal düzenleme yapacaklarmış (tabi iktidar olabilirlerse), mülteci haklarını uluslar arası hukuka uygun hale getireceklermiş, mülteciler ülkemizde ikamet eden diğer yabancılara sağlanan imkanlara “en azından” sahip olmalıymışlar, her mültecinin güvenli sığınma hakkını hayata geçirmek için ellerinden geleni yapacaklarmış, vesaire vesaire…

Biri de çıkıp bunlara aklınızı peynir ekmekle mi yediniz diye sormuyor!

Ben soruyorum ama!

Memleket zaten sorma gir hanı, açık hava tımarhanesi, gireni çıkanı belli değil, nüfusu belli değil, kimin eli kim cebinde belli değil, kendimizin ve çocuklarımızın haklarını bile korumaktan, kollamaktan, sokağa çıkmaktan bile aciz hale geldik…

O kadar ki, yeri geldiğinde KKTC’de Kıbrıslı Türkler üçüncü sınıf vatandaş bile değiller…

Bu şartlarda, bir de kendi ülkesini, kendi vatanını, kendi ailesini, kendi çocuğunu, kendi haklarını korumaktan, kollamaktan  aciz olan, kendi ülkesinde insan haklarının içine tüküren, ancak kendi yarattığı veya çanak tuttuğu düzen kafasına yıkılınca  işin kolayına kaçan, refah düzeyi daha yüksek ve düzgün olan ülkelerde “beleşe” hayat hakkı arayan, önce bana acıyın, yarıdm edin diyen, sonra girdiği ve gittiği her yere de bela götüren, kendi ülkesindeki çarpık düzeni aynen gittiği yerde de yaratmaya çalışan, kendi çarpık kültürünü, dinini, dingilini gittiği ülkeye sokan, empoze etmeye çalışan, ne idüğü belirsiz çapulculara mülteci demek ve onlara bol  keseden haklar verilmesi eksik kaldıydı!!!

Aklınızı sevsinler sizin!

İyi be, açalım kapıları sonuna kadar, “bizim memleketin ve halkın zaten leşini serdik, siz de eksik kalmayın bari,  gelin bizim ülkemize ve bolluk, refah içinde yaşayın, biz size her türlü insan hakkını veriyoruz” diyelim, Beşparmağın tepesine kadar doluşturalım, doluşturabildiğimiz kadar!

Bakın ne güzel oldu Türkiye’nin içi, 4 milyondan fazla mülteci Suriyeli oraya doluştu, girdikleri her delikte her türlü organize suç çeteleri türedi, akla hayale gelmeyecek suç şekilleri ortaya çıktı, cinayetler, tecavüzler, hırsızlıklar aldı başını yürüdü,  böylece ortalık mis gibi oldu, neşe, barış, refah her yere hakim oldu!!!

Bakın ne güzel oldu Avrupa’nın içi, milyonlarcası Avrupa’ya doluştu, her girdikleri delikte akıl almaz yöntemlerle envai tür suçlar işleyen çeteler bunlardan sorulur oldu, on sene önce beş yaşında, on yaşında olan ve çocuktur diye acıdığımız insanlar mülteci diye kapağı attıkları yerlerde kendilerine her türlü insani hak ve imkan tanınmasına rağmen büyüyünce en tehlikelisinden potansiyel suç makinesine dönüştü, gettolar oluşturdu,  içine girdikleri toplumları her şekilde tehdit eder hale geldi, hangi taşı kaldırsanız altından bunlar çıkar oldu, normal vatandaş yolda bunlar yüzünden yürüyemez hale geldi, atalarından miras aldıkları iğrenç ve yoz kültürlerini girdikleri toplumlara da zorla empoze etmeye başladılar…

Peynir ekmekle yediğiniz aklınızla bunlara hak mı vereceksiniz!

Peki, bu ülkenin gerçek sahipleri olan bizim çocuklarımızın hala hazırda çoktan kaybettikleri hakları ne olacak!

Onları da mı koruyup kollayacaksınız, hiç merak etmeyelim mi!

Eksik olsun sizin aklınız ve koruyup kollamanız…

Gelelim esas noktaya, ve nokta atışı yapalım biraz!!!!

Bulunduğumuz coğrafyayı kasıp kavuranları, kan ve şiddet tezgahını kimlerin hazırladığını, kimlerin piyon olduğunu hepimiz biliyoruz, biz açık açık kim olduklarını da söylüyoruz, yazıyoruz,  ama nedense, halkın partisi (bilerek başharfleri küçük harfle yazıyorum) denen parti ve başındaki zat ne ABD’nin çevirdiği dolaplar hakkında, ne de Türkiye’nin gelen giden iktidarlarının omurgasız, iradesiz, vizyonsuz, öngörüsüz siyasetle bu dolaplara alet olması ve en sonunda da kafasına giymesi, maddi ve manevi olarak geri dönüşü olmayan korkunç zararlara uğraması ve bu zararların bize de ne oranda yansıdığı hakkında gıkını çıkarmıyor, tek bir eleştiri bile yapamıyor!!!

Neden acaba???

Bu coğrafyada mülteci sorunu varsa, sorunu ve bu vahşeti, bu kokuşmuş bataklığı yaratan sebepleri ve kimlerin bu sebepleri yarattığını eleştirin, yüreğiniz varsa…

Orta sahada top çevirip de beylik laflarla maraziye siyaseti, duygu sömürüsü yapacağınıza, müşavirliklerle, mülteci haklarıyla, ıvır zıvır konularla, ülkenin ve halkın karşı karşıya kaldığı sorunlar arasında önemi onuncu ve sonuncu derece bile olmayan uyduruk konularla uğraşacağınıza, laf olsun torba dolsun siyaeti yapacağınıza, gizli kapaklı kokuşmuş işlere şahit olup da ifşa olana kadar sineceğinize,   gerçek sorunlara ve sebeplerine açık yüreklilikle eğilin  de görelim boyunuzun ölçüsünü!

Başta başınızdaki zat olmak üzere, gözünüz yerse, Türkiye’nin gelen giden iktidarlarının ve siyasetçilerinin bizi de batağa sürükleyen, tribünlere oynamak adına Kıbrıs Türkü’nün kimliğini ve haklarını horlayan yaklaşımlarına ve hatalarına, Kıbrıs sorunundaki tutarsız ve beceriksiz siyasete, ABD’nin bölgedeki kokuşmuş çıkarlarına ters düşen bir tek laf edin de görelim bakalım!

Hade hodri meydan!

Bu işler kabak kesmekle olmuyor!!!

Yoksa, bir türlü eleştiremediklerinizi eleştirmeye kalkarsanız size “Höt! Kes sesini, unutma ki iplerin bizim elimizde, seni bu yola biz çıkardık, bizim sayemizde reklamın oldu, kendini bir halt sanma, yoksa  iki saniyede düreriz defterini, keseriz nefesini, ifşa ederiz künyeni!” demesinden mi korkuyorsunuz…

Omurgasızlıkta, iradesizlikte birbiriyle yarışan Kıbrıs Türk siyasi partilerine karşı laf ebeliği yapmak kolay, becerebiliyorsanız sineklere değil, sokan arılara,  “büyük abilere” karşı çıkın da görelim…

Örneğin, Kıbrıs sorununda öncelikli söz hakkı Kıbrıs Türk halkınındır, ikide bir Türkiye’nin siyasilerinin Kıbrıs konusunda ileri geri ve tutarsız konuşmalarından bıktık usandık, kesin sesinizi de oturun artık, 60 senedir bizim adımıza konuşuyorsunuz, Rum tarafıyla gündüz kavga edip gece hırsızlığa beraber çıkıyorsunuz ama hem biz hem de siz battıkça batıyoruz deyin bakalım!

Var mı o cesaret, özellikle de partinizin başında durup da one man show yapmaktan ve topu orta sahada çevirmekten başka marifeti olmayan zatta var mı!

Hade, bir daha hodri meydan!!!

Halkın partisi mi yoksa hesapsız kitapsızlar partisi mi olduğunuzu görelim…

  • Yorumlar 1
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Yazarın Diğer Yazıları