Asım İdris’in açıklaması şöyle;
Her rengi kucaklayarak, hep birlikte mutlu bir ülke yaratacağız
Alevi Kültür Derneğinin Aşure gününün hissettirdiklerini sizlerle paylaşmak istiyorum.
Dün Alevi Kültür Derneğinin davetlisi olarak Cihangir kavşağında bulunan yarı inşaat şeklindeki Cem evinde gerçekleştirilen etkinliğe katıldık. Bura da olmak ve bu güzel insanlarla bu güzel etkinliği izlemek içimde güzel ve değişik duygular yarattı.
Kıbrıs tarihi boyunca birçok kültüre ev sahipliği yapmış ve çok kültürlülüğü küçücük adada en güzel şekli ile bizlere aktarmıştır. Lefkoşa’nın sokaklarında gezerken de bunu hep yaşadım. Kıbrıs Türk’ü herhalde bu çok kültürlü ortamda yaşadığı için her türlü dine ve mezhebe hoşgörü ile yaklaşmaktadır.
Atatürk’ün devrimlerine de hemen uyması ve sahip çıkmasının da nedeni bu kültürel yapısından kaynaklanmaktadır. Kıbrıs Türk’ü kendi özgür yaşantısına, yaşam biçime ve özgürlüklerine çok düşkündür. Kendi özgürlüklerine düşkün olduğu kadar da başka kültürlere ve inanışlara da saygılı ve sıcaklıkla yaklaşmaktadır. İşte bu yüzden Alevilerle Kıbrıs Türkleri arasında sıcak bir ilişki vardır. Alevi kardeşlerimizle kendimizi yakın buluruz. Hatta birçoğumuz kökenimizi Alevilere dayandırmayı da sever. Nedeni ne olursa olsun Kıbrıs’ta artık kültürümüzün yeni parçası olan Alevi kardeşlerimizle bir arada yaşamaktan mutluyuz.
Yıllardır yarım inşaat şeklinde duran cem evi ilk dikkat çeken noktadır. Bu ülkede bizim talebimiz olmamasına rağmen yapılan dünya kadar camiye karşılık yarım inşaat şeklindeki cem evi. Hükümet edenlerin hep tamamlayacağız sözlerine karşı etkinlik yarım inşaat şeklindeki cem evinde bu güne kadarki vaatlere isyan edercesine gerçekleştirildi.
Cihangirden iki, üç kilometre uzakta Haspolat’ta inşa edilen devasa cami ve medrese tarzı yapılanmayı görüp de bu yarım inşaatı içimize sindirmek mümkün değil. Hani devletin dini yoktu? Hani Laik bir sisteme sahipti? Hani her dine ve mezhebe eşit seviyedeydi?
Aleviler yıllardır Türkiye’de hak ettikleri hakları ve uygulamaları ne yazık ki göremediler. Ne yazık ki Kıbrıs Türk’ünün bu kadar hoşgörülü olmasına ve aynı zamanda Alevi kardeşlerimize sıcak bakmasına rağmen onların bu mağduriyeti adamızda da devam etmektedir. Okullarda mecburi din dersleri ile imam hatiplerle, camilerle dayatılan Sunni İslam kültürü karşısında ne yazık ki çıkan sesler cılız ve yetersizdir. Bu sesin yükselmesi ve Kıbrıs Türkü’nün karakterine uygun şekilde yönetimemiz gerekmektedir.
“Pir Sultan Abdal’ım çıktık oturduk. Kaza lokmasını burada yetirdik. Dünya bizim diye çektik getirdik. Yalan dünya bizim olsa ne fayda.”
Ayrıca aşure gününde alevi gençlerin kızlı erkekli sema gösterilerini de izlemek başka bir güzellikti. Kadını, erkeği, genci yaşlısı bir arada, kardeşçe ve ayrım gözetilmeden, yarım cem evi inşaatının altında bir aradaydık.
Gericilikten ve yobazlıktan uzak, herkesin eşit olduğu bu ortamda aşurelerini bizlerle paylaşan alevi dostlarımıza teşekkür ederim. Tutukları dileklerin yerine gelmesini dilerim.
Benim dileğim ise Kıbrıs adasında tüm kültür ve inanışların hem tarihimizde ve kültürümüzde olduğu gibi kardeşçe ve özgürce bir arada yaşayacağımız ortamı geçekleştirebilmektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.