• BIST 9693.46
  • Altın 2507.469
  • Dolar 32.5758
  • Euro 34.7748
  • Lefkoşa 20 °C
  • Mağusa 20 °C
  • Girne 20 °C
  • Güzelyurt 18 °C
  • İskele 20 °C
  • İstanbul 14 °C
  • Ankara 21 °C

"Kekemeliğe çocuklukta müdahale edilmeli"

"Kekemeliğe çocuklukta müdahale edilmeli"
"Kekemeliğe çocuklukta müdahale edilmeli"

Dr. Öğr.Üyesi R. Sertan Özdemir, 22 Ekim Dünya Kekemelik Farkındalık Günü kapsamında açıklamalarda bulundu.

Kişiden kişiye değişmekle birlikte stres, baskı ve heyecanın kekemeliği artıran nedenler arasında bulunduğunu belirten Özdemir, "Kekeleyen bir bireyle gerçekleşecek iletişimde kişiyi zaman baskısına sokmayacak türden bir iletişim kurulmasını tavsiye ediyoruz. Erken müdahalede çocuğun kekemeliğini geçirmekten çok bu sürecini "nasıl" yaşadığına odaklanıyoruz. Anne ve babaların tutumu da büyük önem arz ediyor. Bununla birlikte etkili bir terapi süreciyle takılmalar azaltılabilir ve kekemeliğin çocuğu ve aileyi çok derinden etkilemesinin önüne geçilebilir" bilgisini verdi.

TEDAVİ YERİNE TERAPİ SÖZCÜĞÜNÜ TERCİH EDİYORUZ

Konuşmada akıcılık bozukluğunun iki türe ayrıldığını ifade eden Özdemir, "Gelişimsel ve edinilmiş iki türü olan kekemeliğin etrafımızda gördüğümüz ve tanıdığımız türü sıklıkla "gelişimsel" kekemeliktir . Herhangi bir şekilde sonradan olan bir durum değildir. Büyümenin ve olgunlaşmanın belirli bir aşamasında ortaya çıkan durumlar gelişimsel olarak nitelenir. Kekemelik de aynen bu şekilde oluşur." diye konuştu.

"Tedavi" yerine "terapi süreci" ya da "kekemeliğin yönetimi" terimlerini tercih ettiklerini bildiren Özdemir, yaptığı yazılı açıklamada şunları kaydetti;

"Akıcı konuşan bir çocukta yavaş yavaş ya da bazen birdenbire konuşurken duraksamalar, tekrar etmeler, beklemeler meydana geliyorsa konuşma akıcılığında bir sorun başladığını gösteriyor. Günümüz dünyasında dil ve konuşma terapistlerince geliştirilmiş ve uygulanan çok çeşitli terapi yöntemleri vardır. Ancak sakınılması gereken terapi türü 'kesin çözüm' veya kısa sürede akıcılık vaat eden terapilerdir. İyi bir terapi sürecinde takılmaların azaltılması kadar kişinin/çocuğun bu süreçten mental olarak daha güçlenerek çıkması, kekemeliğin hayatına olan etkisini daha azaltabilmek amaçlanır."

ANNE VE BABALARA DÜŞEN GÖREV

Çocuklarında takılmalar gördükleri anda zaman kaybetmeden bir dil ve konuşma terapistine başvurulmasını öneren Özdemir, sözlerine şöyle devam etti;

"Ebeveynler konu ve süreç hakkında bilgi sahibi olmalılar. Kekemeliğin kalıcılaşma eğilimleri göstermesinin ise dünyanın sonu olmadığını çocuklarına hissettirmeliler. Bu konuda aktif görev alarak etraftaki herkesi bilgilendirmeliler ki kekemeliği olan bireylere dair önyargılar yok edilebilsin."

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler