• BIST 9679.8
  • Altın 2487.084
  • Dolar 32.4307
  • Euro 34.446
  • Lefkoşa 16 °C
  • Mağusa 15 °C
  • Girne 18 °C
  • Güzelyurt 14 °C
  • İskele 15 °C
  • İstanbul 15 °C
  • Ankara 7 °C

“Kekemelik tedavisinin erken dönemde başlaması önemlidir”

Dr. Suat Günsel Girne Üniversitesi Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Pınar Tunçbilek Özmanevra:“Kekemelik tedavisinin erken dönemde başlaması önemlidir”
“Kekemelik tedavisinin erken dönemde başlaması önemlidir”

Dünya popülasyonunun yaklaşık %1’inde görülen konuşma bozuklukları ve kekemelik hakkında bir açıklama yapan Dr. Suat Günsel Girne Üniversitesi Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Dr. Pınar Tunçbilek Özmanevra, kekemeliğin duyduğumuzda hemen farkına vardığımız ama tanımlanması söz konusu olduğunda kolayca açıklayamadığımızbir konuşma bozukluğu olduğunu kaydederek, Dünya Sağlık Örgütü’nün ise kekemeliği,“Kişinin söylemek istediği cümleleri söyleme sırasında oluşan istemsiz tekrarlamalar, sesteki uzatmalar ya da kesilmeler sonucu konuşmadaki ritmin bozulması” olarak tanımladığını belirtti.

Kekemeliğin genellikle 2-4 yaş arasında ve daha sıklıkla erkeklerde (4 erkek / 1 Kadın) görüldüğünü söyleyen Dr. Pınar Tunçbilek Özmanevra,bu konuşma bozukluğunun okul öncesi çocukların yaklaşık %3-5’inde,genç erişkinlerin ise sadece %0,7-1’inde görüldüğünü ifade etti. 

“Kekemelik özellikle birden fazla kelimeli cümle kurmaya başlanılan dönemde aniden ortaya çıkabilir. Ailede kekeme bireyler olduğunda diğer kuşaklarda da görülebilme ihtimali vardır. Çocukluk döneminde başlayan kekemeliğin olası nedenleri arasında genetik yatkınlık, nörolojik hastalıklar, orta kulakta enfeksiyon ve sıvı birikmesi, kafa travması, çocuk istismarı gibi durumlar sayılabilir.” diyen Dr. Pınar Tunçbilek Özmanevra,ergenlik ya da genç erişkinlik döneminde başlayan kekemelik durumlarında ise öncelikle santral sinir sistemi patolojilerini düşünmek gerektiğine ve ilgili tetkikleri yaptırmanın önemli olduğuna dikkat çekti.

KEKEMELİK TEDAVİSİ 

Kekemeliğin, uzman desteği alınmaması durumunda kişilerde konuşma konusunda endişe ve kaçınma gibi davranışların geliştirilmesine, alay konusu olma ihtimali nedeniyle konuşma anksiyetesi ve sosyal fobi gelişmesine sebep olabileceğine işaret eden Dr. Pınar Tunçbilek Özmanevra, tedavi için öncelikle konuşma bozukluğunun tam tespiti ve sonrasında olası nedenlerin araştırılmasının önemli olduğunu belirtti.

Kekemelik tedavisinde, tespit edilen bazı nedenler için ilaç tedavileri verilebilirken, konuşma terapisinin genellikle en büyük alanı kapsamakta olduğunu kaydeden Dr. Pınar Tunçbilek Özmanevra,tedavinin erken dönemde başlanmasının önemini vurguladı.

Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Dr. Pınar Tunçbilek Özmanevra açıklamasının devamında şunları kaydetti:
“Aile öyküsü olan kız hastalarda çoğunlukla ergenlik döneminde kendiliğinden tam düzelme görülmektedir. Düzelme durumu kekemelik derecesi ile alakalı değildir. Kekemelik görülen erkek çocuklarının ortalama % 75’inin, kız çocuklarının ise ortalama % 90’ınınkekelemelerininergenlik döneminde durduğu görülmektedir.

KEKEMELİK HAKKINDA YANLIŞ BİLİNENLER

Toplumumuzda kekemelik hakkında yerleşmiş olan bazı kanılar üzerinde de durmak ve bazı düzeltmeler yapmak gerekir. Örneğin; kekeme olan bireyler, akıcı konuşan bireylere göre daha az ya da daha çok zeki değildirler. Kekemelikle zeka seviyesi arasında bir bağlantı yoktur. Kekeme bireylerde konuşma hızında problem olmasına karşın düşünme hızlarında bir yavaşlama yoktur.

Çocukluk dönemi istismarı dışında sinirlilik, stres ve endişe kekemeliğe sebep olmaz. Akıcı konuşan her insan gibi kekemeler de tüm kişilik özelliklerini gösterebilirler. Çocuklar taklit ederek, yanlış nefes tekniği ya da davranış bozukluğu sonucu kekeme olmazlar.

BAZI TAVSİYELER

Kekeme olan bireylere, çocuklara “Sakin ol”, “Bir ara ver istersen”, “Heyecanlanmana gerek yok”, “Rahatla” gibi telkinlerde bulunmak yardımcı olmaktan öteye konuşmasının kötüye gitmesine sebep olabilir. Dinlerken mutlaka sabırla, ilgiyle ve göz teması kurarak dinlemeli, kelimeleri onlar adına tamamlamak istesek de bunu kesinlikle yapmamalıyız. Dinlerken endişeli görünmemek önemlidir, nasıl söylediğinden ziyade söylenene önem vermeli 

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler