• BIST 9716.77
  • Altın 2427.694
  • Dolar 32.5699
  • Euro 35.0032
  • Lefkoşa 22 °C
  • Mağusa 21 °C
  • Girne 21 °C
  • Güzelyurt 21 °C
  • İskele 21 °C
  • İstanbul 17 °C
  • Ankara 20 °C

Kıbrıs sularında, aslan balıklarının istilasına karşı mücadele veriliyor!

Güney Kıbrıs son yıllarda, Akdeniz ekosistemini tehdit eden, insanlara ölümcül bir tehlike oluşturan birçok istilacı türün çoğalmasından sonra ilk defa organize edilecek olan aslan balığı avını başlattı.
Kıbrıs sularında, aslan balıklarının istilasına karşı mücadele veriliyor!

Deniz biyoloğu Prof. Jason Hall-Spencer, adanın Güney kıyısında "Aslan Balıklarını Ortadan Kaldırma Derbisi"nin açılışındaki 40 dakikalık arada, egzotik örneklerin 16’sını zıpkınladıktan sonra şöyle dedi:

Aslında oldukça sakinler. Problem şu ki, onlar ekosistemin doğal bir parçası değil ve onlara aşırı miktarda rastlıyoruz.

Plymouth Üniversitesi’nden Hall-Spencer, süs balık türlerini bölgedeki biyoçeşitliliğe engel olabilecek tek ve en büyük tehdit olarak görüyor. Doğal yaşam alanının yok edilme ve türlerin neslinin tükenmesi riskini vurgulayarak, şöyle diyor:

Bunun tüm Akdeniz için ne kadar ciddi bir problem olduğunu daha fazla anlatamam. Aslan balığı şu ana kadar gördüğümüz en tehlikeli istilacı tür. Bir önlem alınmazsa kalıcı çevresel ve ekonomik zararlar olacak.

Zehirli sırt omurgalarıyla yırtıcı hayvanların gözünü korkutan Aslan balığı, normalde Güney Pasifik ve Hint Okyanusu’nun sıcak tropikal sularıyla bağlantılıdır. Neredeyse 20 yıl önce, Atlantik’teki hayvan sahiplerinin büyüyen aslan balıklarını akvaryumlarından denize bırakmalarının sonucunda, yabancı tropikal bir balık Amerika sularına girmeye başladı. 

Artık Avrupa’ya ulaştılar. İlk önce Türkiye, İsrail ve Lübnan’da görüldükten sonra Kıbrıs’a yol aldılar. Üç yıl sonra Yunanistan’ın, İtalya’nın ve Tunus’un Güney’inin ilerisinde belirdiler. Bilim insanları, hem yeni bölgeye girebilme hem de yumurtlayabilme kabiliyetlerinin rekor seviyede olduğunu söyledi. 

 

 

Sayılar çoğaldıkça, Akdeniz ekosistemindeki en büyük ekolojik gerilemeye sebep olan, parlak renkli balık korkusu da çoğalıyor. Dahası, Akdeniz zaten kirlilik, turizm ve kötüye kullanımdan dolayı baskı altında. Avrupa Birliği’nde aslan balığı istilasına karşı Kıbrıs, "İlk Savunma Hattı" haline geldi. 

Diğer balıkları alt edebildiğini destekleyen kanıtların sonucunda, Güney Kıbrıs Hükümeti sıkıntı kontrol altına alınmazsa aslan balığının balıkçılık ticaretine etkisi olacağını kabul ederek, organize edilmiş balık avı fikrini ortaya koydu. Lefkoşa’daki balıkçılık ve deniz departmanından olan Nicholas Michaelides şöyle diyor:

Eğer avlar, bu problemi halletmede iyi bir yöntem olarak kanıtlanırsa, kesinlikle uygulayacağız. Kıbrıs’ta dalış ekipmanlarıyla avlanmak yasadışı fakat bu durumda izin veriyoruz. Endişelenmedik diyemeyiz.

Turizme bağlı bir adada, bu departman, halkı yaz öncesinden bilgilendirmek için hesaplamalar yapıyor. Aslan balığı sokmasından kaynaklanan hiçbir olay olmamasına rağmen, insanların zehirle etkileşimi, balıkçılar ağlardan kanca çekmeyi keşfettiklerinden dolayı korkunç bir şekilde acı verici olabilir. 

 

 

İlk av, dağıtılan en büyük ve en küçük balığı zıpkınlama ödülleriyle Pazar günü Cape Greco’nun korunan bir denizinde gerçekleşti. Plymouth Üniversitesi’nde araştırma görevlisi olan ve ortadan kaldırma projesini düzenlemeye yardım eden Periklis Kleitou şöyle diyor:

Bu plan, önümüzdeki iki yıl boyunca benzer avların ayda iki kere meydana gelmesi için. Yerli balıkçıları ve dalgıçları da ava dahil etmek istiyoruz. Aslan balığının doğal düşmanlarının bulunmaması bir yana, laboratuvarda yapılan kesimler sonucunda türün yırtıcı bir iştaha da sahip olduğunu gösterdik. Her şeyi yiyorlar. Bu yayılan türü avlamak, sayılarını azaltmak ve deniz korumalı alanların canlılığını sağlamak için etkili olan tek yol.

Sadece ortadan kaldırma harekatı değil, gözetim platformları da Avrupa Birliği’nin finanse edilmiş planının bir parçası olarak aslan balığını gözlemlemek için geliştiriliyordu. Kleitou şöyle diyor:

Bu bölgesel bir problem ve sezgilerimiz ve bilgilerimiz çevredeki ülkelere aktarılacak ve çoğaltılacaktır. 

Küresel ısınma ve deniz sıcaklıklarındaki artış yayılmayı arttırdı. Hall-Spencer ve Deniz&Çevre Araştırmaları laboratuvar merkezi Limassol tarafından derlenen bir rapor, Hint-Pasifik türlerinin Kıbrıs’ın neredeyse tüm güneydoğu kıyısını kontrol altına aldığını kayıt etmişti. Raporda şöyle diyor:

Kolonizasyon, sadece bir yıl içinde, deniz yüzeyinin ısınmasının da yardımıyla mümkün oldu.

Ama bilim insanları, Süveyş Kanalı’nı genişletme çalışmalarının zehirli balıkları asıl yaşam alanlarından göç etmesini sağlamasının da büyük bir role sahip olduğunu düşünüyor. Dünya'nın en önemli su yollarından biri olan bu kanal, üç yıl önce normalden daha büyük yükü olan gemilerin geçmesi için genişletilmiş ve derinleştirilmişti. Hall-Spencer şöyle diyor:

Bu harcanacak para ve zamanı kurtarsa da, biyogüvenlik hesaplamaları olmadan yapmak delilikti. Okyanuslardan istilacı ve zararlı türler Akdeniz’e kesik bir atardamar gibi akıyor.

Aslan balıkları, bu kadar obur ve usta avcılar oldukları için deniz ekolojisine bu derecede etki eden en büyük suçlulardır. Çevre gözlemcileri istilacı türlerin,küresel biyoçeşitliliğe zarar veren beş büyük sebepten biri olduğunu söylüyor. Batı Atlantik’te mercan resif balıklarının %65 oranında azalması aslan balıklarıyla bağdaştırılıyor. Bu türün, Mercan resiflerinin istilası, diğer balık nüfusunun azalması ve büyük ekolojik hasara sebep olmasıyla suçlandığı yer olan Caribbean’da avlanmaların yüksek derecede etkili olduğu kanıtlandı. Hall-Spencer şöyle diyor:

 

 

Sanırım, bu sularda onların kökünü tamamen kurutma şansını kaybettik çünkü deniz ısındıkça yayılacaklar.

Ama uyardı: Her şey yitirilmiş değil. Özellikle deniz korumalı alanlarda nüfusu kontrol etmek için hala vakit var. Hatta daha iyisi aslan balıkları iyi bir iş olabilir. Şöyle diyerek takılıyor:

Tüm bunların içinde, hala bir umut ışığı var. Çünkü oldukça dolu ete sahip bir tür ve harika bir tadı var. Aslan balığını akşam yemeklerimize sokacak özel bir pazar mutlaka vardır.

 

The Guardian'dan çeviren  EVRİM AĞACI

 

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler