• BIST 9079.97
  • Altın 2310.506
  • Dolar 32.336
  • Euro 35.0929
  • Lefkoşa 23 °C
  • Mağusa 20 °C
  • Girne 20 °C
  • Güzelyurt 23 °C
  • İskele 20 °C
  • İstanbul 19 °C
  • Ankara 22 °C

Kış Aylarında Bağışıklık Sistemini Korumanın En Etkili Yolu Yeterli Ve Dengeli Beslenme

Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Beslenme ve Diyetetik Merkezi Diyetisyeni Banu Özbingül Arslansoyu, Kış Aylarında Sık Yaşanılan Hastalıklardan Korunmak için Güçlü Bir Bağışıklık Sisteminin Öneminden Bahsetti
Kış Aylarında Bağışıklık Sistemini Korumanın En Etkili Yolu Yeterli Ve Dengeli Beslenme

Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Beslenme ve Diyetetik Merkezi Diyetisyeni Banu Özbingül Arslansoyu, Kış Aylarında Sık Yaşanılan Hastalıklardan Korunmak için Güçlü Bir Bağışıklık Sisteminin Öneminden Bahsettiği Açıklamalarında, Vitamin ve Mineral Takviyesinden, Yeterli ve Dengeli Beslenme Kriterlerine Kadar Birçok Konuya Değindi.

Bağışıklık sistemi dediğimiz vücut savunma mekanizmasının, enfeksiyona yol açabilecek virüs, bakteri, mantar, parazit gibi yabancı maddelere karşı vücudu koruduğunu kaydeden Banu Özbingül Arslansoyu, sağlıklı bir yaşam için güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olunması gerektiğinin önemine dikkat çekti. Arslansoyu, bağışıklık sisteminin, vücudun, virüs ve zararlı bakterilerin sebep olduğu enfeksiyon ve hastalıklara karşı savunan doğal koruyucusu olduğunu belirtti.

Diyetisyen Banu ÖzbingülArslansoyu; “Tek Yönlü Beslenme ya da Sadece Vitamin Takviyeleri ile Bağışıklık Sistemi Güçlendirilemez.”

Güçlü bir bağışıklık sisteminin doğal besinlerle desteklenmesi gerektiğini söyleyen Diyetisyen Banu Özbingül Arslansoyu, soğuk havaların etkisini sürdürdüğü, kışın kendini hissettirmeye devam ettiği şu günlerde, üst solunum yolu enfeksiyonlarından korunmak ya da hasta olunduğu durumlarda, hastalığı daha kısa sürede atlatabilmek için yeterli ve dengeli beslenmenin öneminin büyük olduğunu söyledi.

“Yeterli ve dengeli beslenme bağışıklık sistemini destekleyen, yaşam kalitesini arttıran en önemli faktörlerden biridir.” diyen Banu Özbingül Arslansoyu, yetersiz ve dengesiz beslenen kişilerin bağışıklık sisteminin, yeterli ve dengeli beslenen kişilere göre çok zayıf olduğunu, tek yönlü beslenme ya da sadece vitamin takviyeleri ile ise bağışıklık sisteminin güçlendirilemeyeceğini kaydetti. Banu Özbingül Arslansoyu şöyle devam etti; “Bağışıklık sisteminin güçlü olması tüketilen öğünlere, alınan karbonhidrat, protein, yağ miktarı, vitamin ve minerallere bağlıdır. Unutulmaması gereken, hiçbir öğenin tek başına vücutta görev yapamadığıdır. Örneğin bazı minerallerin daha iyi emilimi için vitaminlere, bazı vitaminlerin ise yağa ihtiyacı vardır. Dolayısıyla bağışıklık sistemini güçlendirmek için bazı yiyeceklere ya da vitamin takviyelerine yönelmek yerine yeterli ve dengeli bir beslenme programı oluşturmalı, günlük beslenmede tüm besin gruplarına yer verilmelidir. Et grubu, süt grubu, meyve ve sebze grubu ile ekmek grubunda yer alan besinler her gün beslenme listelerinde yer almalıdır. Böylece bağışıklık sisteminin güçlü olmasını sağlayan tüm öğeler besinler yoluyla alınmış olur.”

Hangi Vitamin ve Mineral Ne İşe Yarar?

C vitamininin her gün yeterli miktarda alınmasının bağışıklık sisteminin güçlenmesinde önemli rol oynadığını ifade eden Banu Özbingül Arslansoyu, C vitamini denilince akla ilk gelenin portakal olduğunu, her gün tüketilen bir portakal ile günlük C vitamini ihtiyacının karşılandığını söyledi. C vitamininin sadece portakalda bulunmadığını da hatırlatan Banu Özbingül Arslansoyu, günlük tüketilecek bir porsiyon kivi, mandalina ya da brokoli ile yine günlük ihtiyacın karşılanabileceğini belirtti. “C vitamini erken kayba uğrayan hassas bir vitamindir.” diyen Banu Özbingül Arslansoyu, meyveleri kesip beklettikçe, metal bıçaklarla dilimledikçe ya da suyunu sıktıkça C vitamini değerinin azaldığını, o yüzden meyve ve sebzelerin dilimledikten sonra bekletilmeden tüketilmesi gerektiğini ifade etti.
 

Bağışıklık sisteminin güçlenmesinde önemli rol oynayan A vitaminin ise en çok balık, karaciğer, süt, yumurta sarısı, ıspanak, havuç gibi besinlerde bulunduğunu söyleyen Banu Özbingül Arslansoyu, bir küçük boy patatesin günlük A vitamini ihtiyacını karşılamak için yeterli olduğunu belirtti. Arslansoyu, vitaminlere ilişkin açıklamalarına ise şöyle devam etti; “Bu aylarda güneşin etkisinin de yetersiz olması nedeniyle D vitamini alımı azdır. D vitamini, bağışıklık sistemimizin güçlenmesinde büyük önem taşır. Eksikliğinde hastalıklara karşı direncimiz düşer. Somon, tuna, sardalya gibi yağlı balıklar, yumurta ve karaciğer D vitamini içeren besinlerdir. Fakat hiç biri zengin kaynak değildir. Günlük beslenme ile D vitamini eksikliğini gidermek imkânsızdır. En önemli kaynak güneştir. Ancak güneşten az faydalanılabilen bu soğuk günlerde eksikliğine sık rastlanmaktadır. B vitamini de bağışıklık sistemini güçlendiren diğer vitaminlerdendir. Tahıl ürünlerinde, süt ve süt ürünlerinde, yeşil yapraklı sebzelerde, et ve balıkta bulunur. E vitamini yönünden zengin ceviz, fındık, badem, ayçiçek yağı ve zeytinyağının da her gün yeterli miktarlarda alınması gerekmektedir. Gün içerisinde ara öğünlerde tüketilecek ceviz, fındık, badem gibi yağlı tohumlar bağışıklık sistemine olumlu etki sağlamaktadır.”

Minerallerden çinkonun, bağışıklığı güçlendirmede önemli rolü bulunduğunu, aynı şekilde demir, bakır ve selenyumun da bağışıklık sisteminin iyi çalışması için gerekliliğini vurgulayan Banu Özbingül Arslansoyu, hava, toprak, ürünün ham ya da olgun oluşu, ürünü toplama yöntemi, taşıma, depolama ve bizlere ulaşana kadar geçen zaman vb. faktörlerin vitamin ve mineral kayıplarına yol açabildiğini, dolayısıyla sağlıklı beslenmenin yanında, belirli zamanlarda doktor kontrolünde çeşitli vitamin takviyelerinin kullanımına gerek duyulabildiğini bildirdi.

Diyetisyen Banu Özbingül Arslansoyu: “Hazırlama ve Pişirme Yöntemleri, Besin Değerinin Artırılması ya da Azalmasında Etkilidir.”

Besinlere uygulanan hazırlama ve pişirme yöntemlerinin, besin değerinin artırılmasına ya da azalmasına neden olabileceğini ifade eden Banu Özbingül Arslansoyu, besinlerin tüketim şekilleri ile ilgili şu önerilerde bulundu; “Sebze ve meyveleri çiğ tüketin. Kabukları yenilebilir olanları soymayın. Eğer soyulması gerekiyorsa mümkün olduğunca ince soyun. Birçok vitamin ve mineral, sebze ve meyvelerin özellikle dış yapraklarında, kabuklarında veya kabuğun hemen altındaki kısmında bulunur. Taze sebzeleri önce ayıklayın, akan bol su altında iyice yıkayın, sonra doğrayın ve az suda pişirin. Yeşil yapraklı sebzelerin su oranı diğer sebzelere göre daha yüksektir. Bu nedenle hiç su koymadan veya az su ile pişirin. Sebzeleri yıkarken uzun süre suda bekletmeyin. Sebzeleri pişirmeden hemen önce ve büyük parçalar halinde doğrayın. Sebzeleri dirilikleri korunacak şekilde kısa sürede pişirin. Pişirme suyu dökülürse ve uygun olmayan ısı koşullarında pişirilirse, C ve bazı B vitaminleri gibi besin öğeleri kolayca kayba uğrayacaktır. Sebze ve meyveleri pişirirken tencerenin kapağını kapalı tutun. Böylece pişme süresini kısaltacak ve besin öğesi kayıplarını en aza indireceksiniz.”

Bağışıklık Sisteminin Güçlendirilmesinde Etkili Evde Hazırlayabileceğiniz Çay ve Kefir Tarifleri

Kış Çayı 
Yeşil çay, zencefil, bal, limon ve karabiberle hazırlananacak bitki çayı ile bağışıklığın güçlendirilmesine destek olunabilir. Siyah çayın doğada bozulmamış ve işlenmemiş hali yeşil çaydır. Bu nedenle yapısında çok fazla mineral bulunmaktadır. Çaya eklenecek bal ile hem çayın lezzeti hem de antioksidan etkisi arttırılabilir. Zencefil de bal gibi iyi bir antioksidandır. Toz yerine tazesini kullanmak daha fazla yarar sağlamaktadır.

Hazırlanışı
Yarım litre kaynar suyun içerisine 1 yemek kaşığı yeşil çay, 1 fındık kadar zencefil, 2-3 iri tane karabiber ekleyip 4 dakika boyunca demlemeye bırakınız. İçerisine 1 tatlı kaşığı bal ve 2-3 damla limon ekleyip tüketiniz.

Kefir
İçerdiği probiyotikler sayesinde bağışıklık sistemini güçlendirmektedir. Kefir sütte bulunan tüm besin öğelerini içerir. Bazı araştırmacılar kefiri 80 yaşın üzerinde yaşamın anahtarı olarak görmektedir.

Evde Kefir Yapımı
Evde hazırlanması oldukça kolay olan kefir için gerekli malzemeler: Oda sıcaklığında 1 litre süt, ceviz büyüklüğünde kefir mayası, cam kavanoz ve plastik süzgeç (metal ürünler mayanın bozulmasına yol açmaktadır).

Hazırlanışı
Sütün içerisine kefir mayasını ekleyip tahta ya da silikon kaşıkla kefir tanelerine zarar vermeden iyice karıştırın. Kabın üzerini temiz bir bez ile kapatın. Oda sıcaklığında, karanlık bir ortamda en az 24 saat mayalanması için bekletin. Mayalandıktan sonra süzgeçten geçirerek, süzgecin üzerinde kalan mayayı tekrar kullanmak üzere ayırın. Süzgecin altında kalan kısım içime hazırdır. Buzdolabında bekleteceğiniz kefiri 2 gün içerisinde tüketin.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler