Dünyada 1 milyondan fazla insana bulaşan ve 50 binden fazla insanın ölümüne neden olan koronavirüse çare henüz bulunamadı. Hastalığa yakalanmamak için ise iki kritik uyarı yapılıyor: İzolasyon ve dezenfeksiyon... Yani mümkün olduğunca evde kalmak ve temizliğe dikkat etmek. Ancak vakaların artmasının ardından başlangıçta sadece hasta olanlara ya da hastalık şüphesi bulunanlara önerilen maske, artık sokağa çıkmak zorunda kalan herkese tavsiye ediliyor. Çünkü virüsün kimde olduğu bilinmiyor ve verilere göre testi pozitif çıkanların yüzde 30 hiç belirti göstermeyen kişiler. Yani herkes potansiyel bir virüs taşıyıcısı olabilir...
Prof. Dr. Derya Unutmaz: Bulaşma konusu ile alakalı görüşüm çok net maske kesinlikle takılmalı. Çıkan sonuçlar çok net. Virüsü kapanların yüzde 30'u hatta bazı verilere göre yüzde 50'si hiç semptom göstermeyen kişiler. Asıl yayan kişiler de bunlar. Bunlar da aramızda duruyor. Kimde virüs olduğunu bilmiyoruz. Konuşurken bile bu virüs geçebilir.
Prof. Dr. İlyas Dökmetaş: Şu andaki verilere göre İstanbul'da hastamız çok ama bunun yüzde 30 kadarı asemptomatik insanlar. Yani belirti göstermeyen ama taşıyıcı olan... Kimin taşıyıcı, kimin hasta olduğunu bilmiyoruz. Ya maske takmalı ya da şal örtmeli mesela bayanlar. Belirli bir aşamada tutabilir, o anda maske yoksa. Bunların hepsinin korumada yerleri var.
Prof. Dr. Derya Uludüz: Güney Kore, Singapur, Hong Kong gibi ülkelerin SARS ve MERS deneyimleri var. Şu anda Güney Kore televizyonlarını takip edin, maske takmanın ne kadar önemli olduğunu söylüyorlar. MERS salgınında o kadar şey öğrendiler ki, daha başlangıçta herkese test yapmaya başladılar. Süper taşıyıcılar var, riskleri iyi belirleyip önlemleri iyi almak gerekiyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.