KSD Başkanı Aytaç Çağın sosyal medya hesanından konu ile ilgili açıklama yaınladı.
İşte o açıklama;
Facebook'ta Kıbrıs Türk Halk Dansları ile alakalı türban misali başörtüsü ile yayınlanmış olan ve sözde bizim kadın giysilerini yansıtan resim ve buna yapılan yorumlar beni çok şaşırttı.
1972 yılında yalnız başıma ve 1973 yılında da arkadaşlarım Erbil Çinkayalar, Mehmet Levent, Mustafa Serdengeçti, Hüsrev Kaya ile yapmış olduğumuz araştırmalarda 6 tane oyun (Çiftetelli, Orak, Kozan, Bekri Mustafa, Azize ve Sandala Mandala ( topal) oyunlarını amirimize takdim ettiğimizde, bizler kaale alınmadık ve I. İzmir Uluslararası Akdeniz Festivaline "Antep” ekibi olarak gittik. Orada Sn. Ertuğrul Atlet tarafından aldığımız eleştirilerden sonra, 1974 13 haziran II. İzmir Uluslararası Akdeniz Festivaline mevcut 6 oyunumuzla katıldık.
Üçeteklerimizi Sütlüce'de tezgahta dokuttuk. Kızların ve erkeklerin giysileri Mevlevi Tekkesi müzesinden örneklenmiştir. 1977 Kıbrıs Türk Federe Devleti takviminde Gülderen Üngör Bedeloğlu kızımızın üzerindeki üçetek, Gönendere muhtarının sandıktan çıkarıp bize ödünç olarak verdiği 200 yıllık iğne ardı dikişli üçetektir.( isteyen araştırabilir)
Halkoyunlarımızın ilk sahnelenmesi 1974 13 Haziran II. İzmir Uluslararası Akdeniz Festivalidir.
Rum oyunları mevzusuna gelince; 1983 yılında İsviçre'de bir Rum ( Mikis Şakallis)ve bir Türk ben (Aytaç Çağın) muhtelif ülkelerden katılan 45 kişilik folklor uzmanlarının karşısında yaptığımız uygulamalı sunumda Brodo Deftero vs. I.ci ıı.ci ııı. ve ıv.cü erkek oyunlarının Tamburi Cemil Bey'in sözsüz saz eserleri olduğunu vurguladığımda (TRT arşivinden araştırılabilir) ertesi günkü sunuma Rum arkadaşımız gelmemişti.
Şimdilerde her yönetmenin halk danslarımıza yeni kafadan veya Rum oyunlarından bir şeyler kattığı hatta türbanı dahi oyunlarımıza sokmak istedikleri, kültürümüzün ne kadar sahipsiz kaldığının örneğidir. Kızlarımıza kültür diye türbanı sokmaya çalışan müdürümüz, niye kendisi bu kültürü işe giderken uygulamıyor?
İsviçre’de 1987 yılında da ben ve Türkiye’den uzman Şahin Biçer'in katıldığı ikinci bir seminerde folklorumuzun benzeyen ve benzemeyen özellikleri uygulamalarla 27 katılımcının önünde ve çekim yapılarak ortaya konmuştur.
Bu konuların böyle ulu orta sunumunu denetleyecek bir "Folklor Kurumu"nun olmaması üzücüdür. Kıbrıs'ta mevcut olan kültürler mozayiği ta M.Ö. 3500 yılından bu yana gelmektedir.
Araştırma teknik ve kuralları dışında sunulan örf adet, gelenek ve halkın dilindeki tarih olan "folklor" mutlaka yozlaşacaktır. Saygılar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.