Araştırmacı-yazar-dramaturg Osman Güvenir geçtiğimiz ay 12 ci son kitabını yayınladı.Gidişle Dönüşün Romanı.Eser aslında yazarın tiyatro dalında bir çalışması olan ”Dönüş” ün romanlaştırılmış hali..Alt başlığı ise “Kayıp İnsanlar Dramı”…Osman Güvenir, Kıbrıs Türk Direniş tarihinin en acı perdelerini oluşturan gerçekleri yeni bir kurgu ile kaleme almış…
Kitabın önsözünde yazar şöyle diyor:”Kıbrıs gibi küçük bir adada onurlu insanlar olarak yaşayan bir çok masum Türk ün,sırf ENOSİS i-adanın Yunanistan’a ilhakı-gerçekleştirmek için Rumlar tarafından sokaklardan,hasta yataklarından,sürü otlatırken meradan,kendi evlerinden ,iş yerlerinden ve daha bir çok yaşam ortamından alınıp götürülmeleri,meçhul yerlerde katledilmeleri yine meçhul bir toprak altına gömülmeleri asla affedilemez.Hatta bu yaşananlar insanlık adına utanç vericidir.O bağlamda feci şekilde hayatlarını kaybeden kardeşlerimizin aziz hatıralarına hürmeten bu eseri yazdım ve acılı eşlerle baba özlemi çeken çocukların duygularına tercüman olmak istedim.Bu roman;gerçek bir gidişle dönüşün romanıdır.
Romanın kaleme alınış özelliği, Kıbrıs Türkünün davasına katkı koymuş, ölen veya hayatta olan ,renkli yapıları ile tarihe mal olmuş,pek çok kişinin, gerçek isimleri ile eserin örgüsü içinde yer almasıdır.”
Eser, seçkin kitapçılarda raflardaki yerini aldı…
///////////////
İZİN
Güzel eylülle beraber sizden bir ay da izin istiyorum…Önce İstanbul ,da evlat , torun,aile ve İstanbul hasreti giderme…Daha sonra yılardır yapılamayan ama bu yıl gerçekleştirilecek olan geleneksel “LEVENTLER BULUŞMASI “İzmir Foça da bulunan ve sancağı altın madalyalı 20 Temmuz 1974 şafağında Kıbrıs’ a ilk çıkan birlik onurunu taşıyan AMFİBİ DENİZ PİYADE TUGAYI” nda katılabilen eski yeni subay astsubay ,erbaş ve erlerin ,gazilerin ve şehitlerin ailelerinin bir araya geleceği iki gün süren muhteşem buluşma ve hasret giderme,arkasından bir Portekiz ve İspanya gezisi bu izini talebimdeki etkenler…Kalın sağlıcakla…
///////////////
EYLÜL DE GEL…
Eylül geldi. Bu gün onuncu günü..Bence Kıbrıs ta yaşanan en güzel aylardan biridir Eylül. Artık yazın yakıcı, boğucu ve nem yüklü sıcakları yavaş, yavaş azalmaya başlamıştır.
Denizin ise en güzel zamanı. Ne çok sıcak ,ne de soğuk. Ve her şeye rağmen Doğu Akdeniz ‘in en temiz mavilikleri…-ah bir de günlük gezinti teknelerinin,özellikle açıktan geçen ticaret gemilerinin sintine tahliyeleri,çoğu üzeri Arapça yazılı yüzlercesi kıyıya vuran, atıntı dolu, kaplumbağa ,balık ,ve çevre katili poşetler de olmasa !!!
Başlayacak olan eğitim devresi nedeni ile öğrencilerin yeniden buluşma coşkusu,dünyanın her yerinden gelen yüksek öğrenim gençliği,adanın bu ayının tadını bilen turistler…Hep Eylül ün bize armağanlarıdır diye düşünürüm…
Nedense bu ayda tanınmış yorumcu Alpay’ın “Eylülde Gel “şarkısı da takılır dudaklarıma…Alpay bu şarkıyı ilk 1975 te yazmıştı.Daha sonra 1993 te de ikincisini besteleyip ,seslendirdi.O beklediği ve ilk Eylül de gelmeyen okul aşkını yıllar sonra yeniden Eylülde gelmeye çağırıyordu Alpay…
Hangimiz gençliğimizde özellikle yazlıklarda ve tatillerde yaşadığımız,-sanki bir yaz yağmuru gibi gelip geçiveren -“yaz aşklarımıza” keşke “Eylül de gelse “ diye iç geçirmemişizdir ki?
Alpay “Eylül de Gel “ adıyla anılarını da yayınlamıştı. Sanırım Doğan Kitaptan çıktı ama bulup okuyamadım ne yazık ki…Ben de 18 yıl arayla yazdığı iki “Eylül de Gel “şarkısı hep saklı kaldı…
Söz Eylül den açılmışken Türk edebiyatının ilk psikolojik romanı olan daha sonra Servet-i Fünun edebiyat akımının önemli isimlerinden biri olan Deniz Subayı Mehmet Rauf’ un “Eylül “ adlı romanını da anmadan geçmek istemedim.
Hoş geldin Eylül….Sonbaharın güzel kızı…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.