• BIST 9079.97
  • Altın 2322.138
  • Dolar 32.3304
  • Euro 34.8834
  • Lefkoşa 15 °C
  • Mağusa 17 °C
  • Girne 18 °C
  • Güzelyurt 16 °C
  • İskele 17 °C
  • İstanbul 16 °C
  • Ankara 14 °C

Özersay'dan İlahiyat Koleji Yorumu

27 Eylül 2013 yılında ülkemizde İlahiyat Koleji açılması ile birlikte o dönem Sivil Toplum hareketi lideri olan şimdi ki HP Genel Başkanı ve Dışişleir Bakanı Kudret Özersay'ın yaptığı açıklama sosyal medyada gündem oldu.
Özersay'dan İlahiyat Koleji Yorumu

27 Eylül 2013 yılında ülkemizde İlahiyat Koleji açılması ile birlikte o dönem Sivil Toplum hareketi lideri olan şimdi ki HP Genel Başkanı ve Dışişleir Bakanı Kudret Özersay'ın yaptığı açıklama sosyal medyada gündem oldu.

İşte o açıklama;

Kudret Özersay bugün açılışı yapılan İlahiyat Koleji konusunda sosyal medya ortamında kişisel görüşlerini takipçileriyle paylaştı. Özersay'ın yorumu şöyle:

Toplumun genelinden “bizim bir ilahiyat kolejimiz dahi yok, bu bir eksiğimizdir” şeklinde bir ŞİKAYET ya da “ilahiyat koleji isteriz” şeklinde bir TALEP geldi mi? Hayır. Peki ülkemizde kamu yönetimi açısından eksik olan bir kadronun, örneğin imam kadrosunun tamamlanması ihtiyacı için mi açılıyor ilahiyat koleji? Öyle anlaşılıyor ki hayır.

Çünkü bu kolejde maksat imam yetiştirmek değil. Normal bir kolej gibi öğrenciler kapsamlı ve çoğu zaman da iyi bir eğitim görüyorlar. İlave olarak da Arapça ve Kur’an öğreniyorlar. Diğer okullardan mezun olanlar gibi üniversitelere gidiyorlar. Mesela buradan mezun olduktan sonra mutlaka ilahiyat fakültesine gitmelerine gerek de yok. Özetle maksat, örneğin imam yetiştirip ülkemize çoğu zaman Türkiye’den gönderilen imamlarla kapatılan “açığı” bu yolla kapatmak da değil.

Peki toplum içindeki bazı kesimler bu türden bir okulu istiyor mu? belli ki evet. Toplumda tüm kesimleri kucaklamak için hükümet bu yönde bir adım atmaya, toplumun farklı kesimlerinden gelen bu talebi karşılamaya karar vermiş olsaydı farklı çözümler bulabilirdi. Örneğin Türkiye’de bu türden ve belki yatılı olan kolejlere buradan kontenjan verilmesi ile burada var olduğu söylenen ihtiyacı karşılayabilirdi. Veya bu çok zor deniliyorsa o zaman kapasite olarak çok daha küçük ölçekte bir ilahiyat kolejini hükümet kendi iradesiyle hayata geçirebilirdi. Oysa şu anda 1200 civarında öğrenciye eğitim verebilecek kapasitede bir ilahiyat koleji söz konusu. Toplum içindeki bazı kesimlerden gelen talebin çok çok ötesinde bir kapasiteye sahip bir kurum var ortada. Endişem bu noktadan sonra mevcut talebi karşılamanın çok üzerinde olan bir kapasite ile ortaya çıkan bu okulun kendi talebini kendisinin yaratmaya çalışması, diğer okullardan farklı imkanlar yaratarak ailelere daha çekici gelecek bir politika izlemesi ve siyasi iktidarların da sırf Türkiye’ye “şirin” görünmek için buna destek vermesidir. Çünkü bu durum, inanç özgürlüğüne ve toplumdaki farklılıklara saygıya çok önem veren birisi olarak şahsen beni toplumda bazı açılardan giderek daha da belirginleşen Kıbrıslı-Türkiyeli ayrışmasını daha da körükleyebileceği yönünde endişelendiriyor.

Şimdi ortada bir okul ve bu okula kaydını yaptırmış olan öğrenciler var. Bu noktadan sonra ne yapılabilir? Okul kapatılıp öğrenciler mevcut kolejlere aktarılabilir mi? Çok zorlarsanız belki evet, ama sanırım bunu yaparak sorunu çözmüş olmazsınız. O takdirde çocuğunu bu türden bir okulda okutmak isteyenlerin taleplerini karşılayacak bir şey bulmanız gerekir. Sanırım bu noktadan sonra yapılabilecek olan şey Eğitim Bakanlığı’nın hem kayıt yaptıracak öğrenci sayısını hem de demokratik ve laik bir ülkede olması gerektiği gibi çağdaş bir eğitimi mümkün kılacak şeffaf bir denetimi ciddi şekilde uygulamasıdır.

Önce bu türden bir okula karşı olduğunu söyleyip daha sonra açılışında törenle kurdele kesmeye gidenlerin oluşturduğu bir hükümetin böyle bir denetimi yapabileceği konusunda ciddi endişem var. Hükümet, “şirin görünmeyi” bırakıp samimi olarak ülkenin ihtiyaçlarına göre hareket etmeli, zor zamanımızda yanımızda duran stratejik ortağımız Türkiye Cumhuriyeti’nin yetkililerine bu ülkenin Türkiye’den daha farklı bir dokusu olduğunu, kendine has bir yapısı olduğunu anlatabilmelidir. Bunu kavga ederek değil gerekirse oturduğu makamı düşünmeden toplumun desteğini arkasına alıp İKNA ederek yapacak bir siyaset anlayışına ihtiyacımız var. Şirin görünüp durumu idare edecek olan değil...

Yukarıda yazdıklarım benim kişisel görüşlerimdir ve sadece beni bağlar... 

  • Yorumlar 1
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Diğer Haberler