Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oğuz Kılınç, sigarayı bıraktıktan 15 yıl sonra akciğer kanseri riskinin hiç içmeyen biriyle aynı seviyeye geldiğini söyledi.
17 Kasım Dünya Akciğer Kanseri Farkındalık Günü nedeniyle yazılı açıklama yayınlayan Kılınç, Sağlık Bakanlığı verilerine göre geçen yıl dünyada 2 milyona yakın kişiye akciğer kanseri teşhisi konduğunu, 1,7 milyon hastanın hayatını kaybettiğini ifade etti.
Türk Toraks Derneği Tütün Kontrolü Çalışma Grubu üyesi de olan profesör, akciğer kanserinin yıllar boyunca belirli bir şikayet olmadan ‘sinsi’ bir şekilde ilerleyebildiğini, hastalık ilerleyince de geçmeyen öksürük, kan tükürme, halsizlik, iştahsızlık ve kilo kaybının en sık görülen şikayetler olduğunu vurguladı.
Kılınç, sigara ve tütün mamülü içenlerin kanser olma riskinin, aynı yaş ve özelliklere sahip kişilere göre 30 kat daha fazla olduğunu aktararak bu oranın pasif içicilerde dört kat olduğunu kaydetti.
Profesörün verdiği bilgiye göre, akciğer kanseri hastalarının yüzde 90’ı aktif ya da pasif içici.
Kılınç, sigaranın bırakılması sonrası vücudun toparlama süresine dair de şu bilgileri verdi: “Akciğer kanserine yakalanmamak için yapılabilecek en önemli iş, sigaradan ve tütün ürünü kullanımından kurtulmaktır. Başka hiçbir yöntem sigaranın kanser riskini azaltmamaktadır. Sigaradan kurtulduktan 20 dakika sonra kanser riski de süratle azalmaya başlar. Hiç sigara içmeyen bir bireyle benzer risk durumuna gelebilmek için ise 15 yıl sigara kullanmamak gerekir. Dolayısıyla sigaradan ne kadar erken kurtulursak o hızla akciğer kanseri riskini azaltabiliriz. Sigara içme hastalığı tedavi edilebilir bir hastalıktır. Sağlık Bakanlığı’nın akredite ettiği sigaradan kurtulma polikliniklerine başvurarak yardım alabilirsiniz. Eğer pasif içici olarak dumana maruz kalıyorsanız temiz hava soluma hakkınıza sahip çıkmalısınız.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.