42 yıldır zamanın durduğu tellerin önünden, herkese çağrı!

Dayanışma, "Kapalı Maraş" önünde eylem gerçekleştirdi...

Dayanışma, "Kapalı Maraş" önünde eylem gerçekleştirdi. 14 Ağustos 1974'te Türkiye, Birleşik Krallık ve Yunanistan arasında devam eden Cenevre görüşmeleri çıkmaza girince, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Kıbrıs'ta ikinci bir askeri harekât başlatmasının hemen ardından bir dizi kararlar çerçevesinde kapatılan, yağmalanan ve günümüzde “hayalet şehir” olarak anılan “Kapalı Maraş” bölgesinde gerçekleşen eyleme birçok genç katılarak, 42 yıldır zamanın durduğu Maraş'ın tellerinin önünde bir çağrı gerçekleştirdi.  

İşte Dayanışma'nın gerçekleştirdiği çağrının tam metni: 

42 yıl önce bugün adına “barış harekatı” dedikleri şeyin neye dönüştüğünü görmek için artık aynaya bakma zamanı gelmedi mi?

Bu ülkede barışı sözde değil gerçekte inşa etmek için geçmişi sorgulama zamanı gelmedi mi?

Adına "barış" denilen şey, ülkemizi işgal ettiği ettiği gibi hayatlarımızı da işgal etti. Mağusa’nın yarısını cesete çevirdi. Maraş’ta zamanı 1974’te durdurdu, bir daha da canlandırmadı.

Bu küçücük adayı tellerle, sınırlarla sarıp sarmaladı. Her köşeyi ve bucağı askeri kamplarla doldurdu. Demokratik iradenin, bu alanlara girmesini, bu alanları sorgulamasını engelledi.

Geçmişi sorgulayanları, barışı arayanları hain, kendine biat edenleri, korkudan beslenenleri vatansever ilan etmekten hiç çekinmedi.

Militarizmi şehirlerimizden tutun da ailemizin içine kadar yerleştirdi. 42 yıldır her erkekten birer asker yaratmaya çalıştı.

Sadece tek tarafı suçlayarak, kendi mağduriyetini yücelterek, sürekli bir öteki yaratarak, barış sürecini 42 yıldır erteledi.
Dayanışma olarak bugün 42 yıldır zamanın durduğu Maraş'ın tellerinin önünde bir çağrı yapmak istiyoruz.

Adadaki paydaş ve bireylerin artık kendi bildiği doğruları sorgulaması gerekmektedir. 1974’te yaşadığımız bölünmenin bir son bulması için herkesin geçmişiyle, geleceğiyle ve hatalarıyla yüzleşmesi gerekir.

Biz, aynaya bakıp geçmişi sorgulayanların, hatalarından ders çıkarıp geleceği inşa edebilenlerin bu ülkenin gerçek yurtseverleri olduğuna inanmaktan çekinmiyoruz.

Biz, daha iyi bir gelecek, daha güzel bir ülke için sınırların ve silahların değil, insani değerlerin ve sorgulamanın esas olduğundan şüphe duymuyoruz. Ne ortadoğuda, ne batıda ne de dünyanın başka bir yerinde silahlar ve savaşlar hiçbir şey kazanamamıştır.

Gerçek kazanım her zaman sorgulama, düşünme ve insani değerleri yeşertmeyle ortaya çıkmıştır.
Bu yüzden de bugün burada kendimiz de dahil herkesi, bölünmüşlüğü veya militarizmi kutlamak veya buna sessiz kalmak yerine sorgulayarak geleceğe ve bu ülkeye sahip çıkmaya davet ediyoruz.

Bir kez daha bıkmadan usanmadan, barışın en büyük değer olduğuna inandığımızı ve bu ülkede bu değeri yükseltmek ve yaşatmak için her türlü mücadeleye hazır olduğumuzu duyurmak isteriz.
Sınırsız, askersiz ve birleşik bir Kıbrıs için dayanışma!