Anadolu Ajansı Ra'sulayn'a girdi

HASEKE - Adem Demir - Emrah Yorulmaz İç savaşın yaşandığı Suriye’de tansiyon düşmüyor. Bir taraftan Esed yönetimine karşı başlatılan mücadele, diğer taraftansa devam eden karışıklıklar Suriyelileri canından bıktırmış durumda. Son günlerde ise Rasulayn’da El Nusra Cephesi ile PKK’nın siyasi uzantısı olarak tanımlanan PYD’ye bağlı silahlı unsurlar arasındaki çatışmalar yeni gerginlikleri beraberinde getirdi. Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesinin hemen karşısında yer alan Rasulayn ile Suriye’nin petrol bölgesi olan Rimelan’daki çatışmalar sürerken PYD yetkilileri de “özerklik” ilan etmeye çalışıyor. AA ekibi çatışmalar ve “özerklikle” gündeme gelen ve yoğunlukla Kürt nüfusun yaşadığı Suriye’nin kuzey bölgesine girerek Suriyeli Kürtlerle konuştu. Kamışlı, Amude, Dırbesiye ve Rasulayn gibi yerleşim birimleri şu anda büyük oranda PYD’nin silahlı kanadı olan YPG’nin denetimi altında bulunuyor. Kürtlerin yaşadığı her yerleşim biriminin giriş ve çıkış noktalarını tutan silahlı unsurlar, yollarda kimlik kontrolü yapıyor. Gerek gördüklerinde ise insanları araçlarından indirip hem üstlerini hem de taşıtlarını arayabiliyor. Bütün Suriye için özerklik ve federasyon Silahlı unsurlarını Baas rejiminden boşalan devlet kurumlarına yerleştiren PYD, geçtiğimiz yıllarda Türkiye’de gündeme getirilen “Demokratik Özerkliği” Suriye için tartışmaya açtı. “Sivil yönetim” ya da “geçici hükümet” kurma söylemleri, Türkiye’nin tepkisini çekti. Bu yöndeki söylemlerin yol açtığı tartışmalar farklı şekilde devam ederken, şimdiye kadar Suriye’nin diğer kentlerine oranla şiddetin az sirayet ettiği kuzey bölgesinde yaşayan Kürtler endişe duymaya başladı. Bir taraftan El Nusra Cephesi ile şiddeti azalsa dahi devam eden silahlı çatışmalar diğer taraftan ise bir haftadır sınırlarını sıkı kontrol altına alan Türkiye’nin tavrı Suriyeli Kürtleri endişelendiriyor. Kürtler şimdiye kadar uzak durmaya çalıştıkları şiddet sarmalının kurbanı olmak istemiyor. Suriyeli Kürtler, özerklik tartışması da dahil olmak üzere birçok konuda farklı görüşlere sahip. Demokratik Toplum Hareketi (TEV-DEM) Yönetimi Kurulu Üyesi Dr. Nasır Hacı Mansur, “Kimse özerklik ilan etmiş değil. Suriyeli Kürtler, ‘demokratik özerkliği’ bir fikir olarak tüm Suriye için gündeme getiriyor” dedi. “Bir Kürt vatanı hayali var ama gerçekçi değil. Türkiye gibi bir komşunun artık Kürt fobisinden kurtulması gerekiyor. Çünkü Suriyeli Kürtlerin gizli bir ajandası yok” diyen Dr. Nasır Mansur, “Hele hele, Türkiye’yi rahatsız edecek bir oluşum ve hava da yok. Türkiye’ye karşı bir eylemin içinde de değiliz. İki yıl boyunca da sınır hattında bizim bölgemizden Türkiye’ye yönelik bir saldırı olmadı. Türkiye’ye bir zararımız da olmamıştır” diye konuştu.   Bağımsızlık projemiz yok TEV-DEM Yönetimi Kurulu Dr. Nasır, PYD yetkililerinin gündeme getirdiği “özerklik sistemine” bakışını ise şu sözlerle dile getirdi: "Demokratik özerklik için çalışıyoruz. Bu amaçla her alanda kurumsallaşıyoruz. Şehir ve köy meclislerimiz ile asayiş sağlayan birliklerimiz var. Sivil oluşumları kurmamızdaki amaç, halka hizmeti koordineli bir şekilde ulaştırmaktır. Su, elektrik ve akaryakıt ihtiyacını sağlayacak birimler de kurulmuş durumda. Ama bir bağımsızlık projemiz yok. Suriye'nin bütünlüğünü savunuyoruz. Sadece ve sadece demokratik bir Suriye arzuluyoruz. Demokratik özerklik planı ve yeni bir Suriye inşa edilmesi için faaliyet gösteriyoruz." Bayrak dikme tartışması Mardin’e bağlı Şenyurt nahiyesine çok yakın olan Dırbesiye kasabasının bir tepesine dikilen bayrak tartışmasına da değinen Dr. Nasır, şöyle devam etti: “Türkiye’ye karşı olan bir tavır değil. Ayrı bir yerde de parçalanmayı sembolize eden bir yönü de yok. Bayrak dikilmesine siyasi bir anlam yüklemeye çalışmak doğru değil. Hatta bayrak dikilen tepeye bölgenin ilk karakolu yapıldı. Ancak daha sonra yapılan tartışmalar sonucunda bunun Türkiye’yi tahrik amaçlı bir faaliyet olarak değerlendirileceği sonucuna varılarak vazgeçildi.”  Suriyeli Kürtlerin, çatışmanın daha uzun sürmesinden endişe duydukları belirten Nasır, şunları ifade etti: “İslami gruplar sanıldığından daha fazla güçlü. El Nusra Cephesi ise birbirinden farklı gruplardan oluşuyor. Muhalefetin bir birlik oluşturmaması rejimin kalıcılığına yol açıyor. Dünyanın da olup bitenleri seyretmesi Suriye’deki kaosun daha fazla sürmesi anlamına geliyor. Tabii bu sürede olan halka olacaktır. Ama en nihayetinde parçalanmış bir Suriye düşünmek dahi istemiyorum. Çünkü bölünmüş bir Suriye’de kimse yaşayamaz.”