"Böyle bir suça göz yummak olumsuz bir örnektir"

CENEVRE BM Cenevre Ofisi Nezdinde Türkiye Daimi Temsilcisi Büyükelçi Mehmet Ferden Çarıkçı, Cenevre'de BM İnsan Hakları Konseyi 24. Oturumu'nun açılışında yaptığı konuşmada, Suriye'deki insani durumun korkutucu boyutlara ulaştığını vurgulayarak, "Uluslararası toplumun harekete geçmemesinin avantajını kullanan rejimin uyguladığı şiddet azalmadan devam etmektedir" dedi. Suriye'deki rejim tarafından kimyasal silah kullanılmasının bu trajediye yeni ve korkunç bir boyut kazandırdığını vurgulayan Çarıkçı, "Eğer insanlığa karşı böyle ciddi bir suça göz yumarsak olumsuz bir örnek teşkil edecektir" diye konuştu. Mısır'da ise demokratik olarak seçilmiş hükümeti iktidardan indiren askeri darbenin ardından ülkedeki durumu yakından takip ettiklerini vurgulayan Çarıkçı, "Bu dost ülkenin bütün siyasi partilerin katılımıyla mümkün olan en kısa zamanda özgür, adil ve şeffaf seçimlere gitmesi hayati önem taşımaktadır" ifadelerini kullandı. İsrail işgali altındaki Filistin topraklarında yaşanan insani trajedinin de unutulmaması gerektiğini dile getiren Çarıkçı, taraflar arasında yeniden başlayan görüşmelerin önemli bir adım olduğunu kaydetti. İsrail'in giderek genişleyen yasadışı yerleşim faaliyetlerinin bölgeye giden araştırma komisyonu tarafından haklı bir biçimde, "yavaş yavaş gerçekleştirilen bir ilhak" olarak değerlendirildiğini ve İsrail'in bu faaliyetlerinin halen devam etmekte olduğunu belirten Çarıkçı, Gazze'ye yönelik insanlık dışı ablukanın da halen sürdüğüne dikkati çekti. "Hükümetler kamu düzeninin korunduğundan emin olmalı" Uluslararası insan hakları hukukunun insanların özgürlüklerini kullanırken şiddete başvurmamaları gerektiğini öngördüğüne işaret eden Çarıkçı, hükümetlerin ise kamu düzeninin ve bütün vatandaşların güvenlik ve haklarının korunduğundan emin olması gerektiğini kaydetti.  Bu durumun birkaç ay önce İstanbul'da meydana gelen olaylar için de böyle olduğunu ifade eden Çarıkçı, şunları kaydetti: "Türkiye, ifade, toplanma ve gösteri özgürlüğünün diğer temel haklar gibi hukukun garantisi altında olduğu demokratik bir ülkedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi sadece barışçıl gösterilerin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin koruması altında olduğunu defalarca ifade etmiştir. Bu nedenle, orantılı olmak, barışçıl ile şiddete başvuran protestocular arasında ayrım yapmak önemlidir. Benzer protestolar dünyada pekçok yerde görülse de Türkiye'deki olaylara yönelik seçici ve ayrımcı yaklaşım hiçbir şekilde haklı gösterilemez."