Çağ-Sen: “Tüzük yeni değil, sadece değişiklik isteniyor”

İşverenlere yönelik eleştiriler yapılan Çağ-Sen açıklamasında, tüzükte yapılmak istenen sadece 2 yılla sınırlı küçücük değişikliğin “sermaye sınıfının beslemesi olan partilerin” hangileri olduğunu da açıkça ortaya çıkardığı savunuldu.

Kıbrıs Türk Devlet Çalışanları Sendikası (Çağ-Sen), Yerel İş Gücü İstihdamının Desteklenmesi (Değişiklik) Tüzüğü’nün yeni olmadığını, yapılmak istenenin ise sadece bir değişiklik olduğunu ileri sürdü.

Çağ-Sen’den yapılan yazılı açıklamada, yapılması öngörülen değişiklikle tüzükten yararlanmak isteyen işverenlere önceden var olan koşullar yanında, toplu iş sözleşmeli işçi çalıştırma koşulu da getirilmek istendiği belirtilerek, işverenlerin örgütleri olan Ticaret ve Sanayi odaları ile Otelciler Birliği’nin tepki göstermesinin bundan olduğu savunuldu.

Açıklamada, söz konusu tüzüğün yapılıp uygulanmasında CTP-DP, CTP-ÖRP, UBP-DP, UBP, CTP-UBP ve bugünkü 4’lü koalisyon hükümetleri olduğu belirtilerek, birçok kez değişikliğe uğrayan tüzükle ilgili bu dönemde de yapılmaya çalışılanın yine küçük bir değişiklik olduğu ve söz konusu tüzüğün hâlâ yürürlükte olduğu ve işverenlerin de bu tüzükten yararlandıkları kaydedildi.

Tüzük değişikliğinin Bakanlar Kurulu’ndan geçmemesi sonrasında kamuoyuna yapılan açıklamaların toplumsal sınıfların saflaşmasına neden olduğuna işaret edilen açıklamada, “Toplu iş sözleşmeli işçi çalışmak istemiyorlar ama fonda biriken paraları ceplerine indirmeye devam etmek istiyorlar” ifadesine yer verildi.

İşverenlere yönelik eleştiriler yapılan Çağ-Sen açıklamasında, tüzükte yapılmak istenen sadece 2 yılla sınırlı küçücük değişikliğin “sermaye sınıfının beslemesi olan partilerin” hangileri olduğunu da açıkça ortaya çıkardığı savunuldu.

“DEVLET KURUMU DOYUMSUZ SERMAYE SINIFININ ELİNDE OYUNCAK OLMANIN ÖTESİNE GEÇEMEDİ”

Tüzükte yapılmak istenen değişiklikle, zaten yasalarda var olan sendikalaşma ve toplu iş sözleşmesi yapma haklarının sadece teşvik edilmek istendiği vurgulanan açıklamada, “Sendikalaşma zorunlu hale getirilmiyordu. Teşvik edilerek şimdiye kadar yapıldığı gibi patronlar tarafından yasadışı olarak engellenmesinin önüne geçilmeye çalışılmıştı. Gelinen nokta ortaya koymuştur ki; ülkemiz Kıbrıs’ın kuzey kesimindeki ‘devlet’ kurumu doyumsuz sermaye sınıfının elinde oyuncak olmanın ötesine geçememiştir” denildi.