Eğitim mi dediniz?

Taner ULUTAŞ

KTÖS’ün dün düzenlediği basın toplantısı vardı. Serde gazetecilik var ve araştırıyoruz ya. Birçok şeyi bildiğimizi sanıyoruz. Ancak bildiklerimizin yanında birçok şeyi de bilmediğimizi o katıldığımız toplantılarda öğrenmiş oluyoruz.

KTÖS’ün düzenlediği basın toplantısı bana göre çok verimli geçti. Geçmesine geçti de ben ismi yaldızlı bazı arkadaşlarımın, dostlarımın da o basın toplantısına katılmasını beklerdim. Katılmaları halinde, ülkenin atar damarı olan ‘Eğitim’de birçok çok bilinmeyenli denklemin hala daha çözüm beklediğini de bu nedenle görmüş olurlardı.

KKTC dediğimiz bu coğrafyada 15 yıldır eğitim ile ilgili şikayetleri hep dinler dururuz. Temcit pilavı gibi ısıtılan sorunlar her devir masaya konup, ilgili ve yetkililerden çözüm için hareket bekleniyor. Ancak her devirde  ‘Emir demiri’ kestiği için bizim hacı dayının kanayaklılar diye nitelendirdiği birileri 95 yaşındaki ihtiyarın pipisi gibi yerlerinden kımıldamıyor.

Şener Elcil’in her daim söylediği ‘Eğitim’ yakından başlar uzağa doğru seyreder sözünden hareketle, bizim buralara bir göz attığımız zaman tam tersi, bizde eğitimin uzaktan başlayıp, yakına doğru geldiğini görürüz.

Eeee yani bu ne demektir diyenlere, bu işin Yannisi ve Nikolisi yok diyeyim. Benim oğlum. Torunum, Türkiye’nin dağını, nehirlerini, ovalarını hatta göllerinin isimlerini ezbere bilirken, Kıbrıs’ın iki ova ve iki dağının ismini söylemekte zorlanıyor.derim

Bu günlerde çok konuşulan Hala Sultan İlahiyat Fakültesinde sürekli değişen eğitim ve müfredat nedeniyle okula başlayan öğrencilerin başka, bitirenlerin başka başka öğrenciler olduğu dile getiriliyor. Bunun da son derece yanlış olduğuna vurgu yapılıyor.

KTÖS yetkilileri, Hala Sultan İlahiyat Fakültesinin, İmam Hatip okullarının görevini yaparak, yargıç, doktor, avukat yetiştirmeye çalışacağını, bunun da sakıncalarının olduğunu dile getiriyor.

Özel eğitim veren okulların çoğaltılması gerekirken, burada da ayırım yapıldığı gözlemleniyor. DP’li bir Milletvekiline ait özel eğitim veren okula hatırı sayılır miktarda devlet katkısı yapılırken, devlete ait özel eğitim veren okula bunun yarısı kadar bile yardım yapılmıyor. Kısacası rant burada da kendini gösteriyor ve bizden olanlar pastanın büyük dilimini hop diyerek mideye indiriyor. Diğeri mi? O sadece küçük dilime bakakalıyor.

Özel eğitim veren okulların açılmasına, gelişmesine ve eğitim müfredatının daha zengin hale getirilmesi yönünde çalışmalar yapılacağına, bu konuda etkin girişimler yapan KTÖS’ün ayağına ise siyasi erk ‘Androş’ (Takoz) koymaya çalışıyor.

Dünya, değişimi hayretler içerisinde izleyen insanlarla dolu olmasına karşın, bizde tam aksine, değişimi engellemeye ve daha fazla rantı nasıl elde ederiz diye düşünen insanları izlemeyen insanlar ile doludur. .

Göz bebeklerimiz olarak nitelendirdiğimiz çocuklarımızı taşıyan derme çatma otobüsler ile ilgili olarak KTÖS, 7 desibel şiddetinde ses ile birilerini uyarmaya çalışırken, birileri öfff aman bu ses artık kulak tırmalıyor diyebilme aymazlığında bulunabiliyor. Eğitim Bakanlığı ile Maliye’nin 300 kişiye 28 Milyon taşıma ücreti ödediği bu alanda, faaliyet gösteren 200 üzerindeki aracın çoğunun ahının gittiğine ve vahının bile kalmadığını kimse göremiyor.  Yaşı kemale ermiş kişilerin direksiyon sallamaları göz ardı edilmesine, sabıkalı kişilerin direksiyon sallamasına polis dahil kimse ses etmiyor. Hatta kaydı Renalut Salon üzerinde kayıtlı ve bir kaza esnasında sigortanın kapsamayacağı otobüsün bile çocuklarımızı taşımasına ‘Bir şey değil canım’ bırakın adamı ekmek parasından etmeyin yaklaşımı yapılıyor.

KTÖS, be efendiler söz konusu olan çocuklarımız dediği anda da üç maymun hemen vizyona konuyor. Görmüyorlar, duymuyorlar ve en ilginci konuşmuyorlar.

60 Milyon Törkiş Liranın döndüğü özel dersanelerde çalışan öğretmenlerin, kamu okullarında da görev yapmasına aldırış edilmiyor. Ve hak, hukuk düzeni var denilen ülkede ‘Hakkı’ dayının sinirden kalp krizi geçirmesine neden olunuyor.

Okullarda din dersi seçmeli mi olsun? Yoksa mecburi mi olsun tartışması yapılırken, nedense dil etkinliği, sportif faaliyetlerin geliştirilmesi ve basit bir enstrümanın çalınması gibi aktivitelerin yapılmasını kimse dile getirmiyor.

Yardımcı öğretmenlerin birçoğunun yatırımlarının yapılamadığını ve sosyal haklarından mahrum bir şekilde çalıştırıldıkları göz önüne getirilemiyor.

Dinozorlar devrinden beridir Hirsofu ismi ile hitap edilen körfezin birden neden ‘HACI SOFU’ olduğu sorgulanmıyor.

Sorgulamaya çalışan KTÖS ise siyaset arenasında en çok tiraja sahip olan ‘Vatan Haini’ gazetesinin manşetinde sürekli yer buluyor.

Yukarıda yazdıklarıma bakınca, içkiden nefret edeb ben bile ‘Gelde içme’ demeden duramıyorum.