Ertuğruloğlu: "Ben çözüm olacağına inanmıyorum"

Cumhuriyet Meclisi Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi'nin Dışişleri Bakanlığı 2017 Mali Yılı Bütçe Yasa Tasarısı toplantısı sırasında söz alan Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu, Kıbrıs sorunu ile ilgili konuştu...

Cumhuriyet Meclisi Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi, 2017 Mali Yılı Bütçe Yasa Tasarısı kapsamında Dışişleri Bakanlığı’nın 50 milyon 309 bin 500 TL olarak öngörülen bütçesini oy çokluğuyla kabul etti.

Eleştirileri yanıtlayan Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, bakanlığın bütçesinin yeterli olmadığını kaydederek, “Dışişleri Bakanlığı’nın bütçesi yüzde 1’de oynuyor. Tanınmamış KKTC’nin Dışişleri Bakanlığı’ndan bu bütçeyle görev bekleniyor. Bu haksız bir beklenti” dedi.

Dışişleri Bakanlığı’nın bütçesinin yıllardır değişmediğini de belirtenTahsin Ertuğruloğlu, “Bütçedeki artış geçen yılkinden az. Güney’deki  Dışişleri Bakanlığı, bu bütçenin 7 küsur katına sahip” ifadesine yer verdi.

Bu maddi olanaksızlıkların Kıbrıslı Türklerin seslerini yurt dışında duyurmasını zorlaştırdığını kaydeden Dışişleri Bakanı, yurt dışı temsilciliklerinin etkin çalışması için gerekleri aktardı.

Yurt dışında çalışan personele sağlık sigortasıyla ilgili yatırım yapılması konusuna da işaret eden Dışişleri Bakanı, “2017’de Sağlık sigortası yatırımlarına başlanacak ama bunun için herhangi bir ödenek ayrılmadı. 1 milyona ihtiyaç var” dedi.

Yurt dışındaki temsilciklerin araç ihtiyacı olduğunu, bunun için 2 Milyon TL’ye ihtiyaç olduğunu ancak bunun için 1.2 milyon TL ayrıldığını aktaran Tahsin Ertuğruloğlu, “Yurt dışına temsilcilik açılıyor sadece bir kişi çalışıyor; ne aracı, ne sekreteri, ne de şoförü var, sonra da temsilcilik açtık sanırız. Bu personelle ilgili asgari bir sayı ve bunun için bütçeye ek ödenek gerekli” ifadesine yer verdi.

Avrupa’ya, Körfez’e ve Türkiye’ye açılacak temsilcilikler olduğunu, bunun için Türkiye’den destek alınacağını kaydeden Ertuğruloğlu, devlet desteğinin de şart olduğunu söyledi.

Yurt dışı maaşlarının ivedilikle düzenlenmesi gerektiğini ifade eden Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, 20 meslek memurunun istihdam edileceğini ancak bu personel için masa, bilgisayar gibi alt yapı ihtiyaçlarının söz konusu olduğunu söyledi.

Bu personelin Ankara’da diplomasi eğitimi alması gerektiğini de kaydeden Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Tanıtma Dairesi’nde 9, Enformasyon Dairesi’nde 8 kişilik açık olduğunu, buralara 4’er kişilik istihdam yapılması için girişimler olduğunu ancak bunun sonuçlanmadığını kaydetti.

ANTALYA, TRABZON VE GAZİANTEP’E KONSOLOSLUK…

Antalya, Trabzon ve Gaziantep’te konsolosluk açılması için çalışmalar olduğunu da açıklayan Bakan, şunları ekledi:

“Fazilet Özdenefe beni eleştirdi. Bu konuyu neden TC Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştük diye. Sayın Erdoğan ile görüşürken Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu da ordaydı. Benim burada bakanlığın ihtiyaç ve beklentilerini konuşmamdan daha doğal bir şey olamaz. Yurt dışı görevi üstlenmiş bu bakanlığın yapması gerekenleri, Anavatanla birlikte saptaması, yeni misyon ve açılımları Anavatanla görüşmesi çok normal. Türkiye’de 3 yeni konsolosluk açacağız, bunu orda aktarmak neden suç ve samimiyetsizlik oldu anlamadım.”

Öte yandan açılan münhal ile ve yapılacak sınavla ilgili de değerlendirmede bulunan Tahsin Ertuğruloğlu, kendisinin Dışişleri Bakanlığı’na sınavla girdiğini, sınavda Türkçeden İngilizceye, İngilizceden Türkçeye çeviri yaptıklarını ve kompozisyon yazdıklarını anlattı.

Gerekli olanın böyle bir sınav olduğunu kaydeden Bakan, çoktan seçmeli bir sınavın belirleyici olamayacağını kaydederek, “Bu insanlarınki sıradan istihdam değil, farklı değerlendirilmesi gerekir” dedi.

“BENİM İLHAK TEZİM YOK”

Mecliste yaptığı  Kıbrıs konusundaki konuşmasının eleştirildiğini belirten Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, şunları kaydetti:

“Benim ilhak tezim yok. Söylediklerim başka türlü anlaşılmak istenirse bu konuları sabaha kadar tartışabiliriz. Bir görüşmedir sürer gider… müzakere sürecinin 50 yıldır hangi zeminde götürüldüğünü dikkate alarak, ben çözüm olacağına inanmıyorum ama olmaması için eylem içinde değilim. Kişi olarak onaylamayacağım bir şey varsa Annan Planındaki gibi hayır derim. Peki, çözüm olmadığı takdirde öngörünüz nedir? Dışişleri Bakanı olarak bunu sormak görevimdir. Sözde iki bölgeli iki toplumlu federasyon.. bunun dışında hiçbir şeyi sorgulamayın. Gündeme seçenek getirmememiz demek Kıbrıs Türkünü Rum’un insafına terk etmektir. Bu hükümetin programı değil, bakanlıkta da kimseyle değerlendirdiğim bir konu değil, ancak anlaşma olmazsa benim düşünebildiğim 4-5 seçenek var. Kürsüde onları söyledim. Hangisini beğenirsiniz…o ayrı.”

Dışişleri Bakanı şöyle devam etti:

“O seçeneklerden biri, KKTC’nin bu güne kadar yapmadığı tanınma yoluna çıkması, 30 yıldır niçin tanınmaya çıkmadınız diye sorular soruldu, cevapladık. Müzakere masasında eliniz ayağınız bağlıdır. Aktif tanınma yoluna çıkıp, başkent başkent gezip bunu talep edemezsiniz. Biz ısrarla söylüyoruz, tanıtma başka, tanıma başkadır. Diğer bir seçenek Türkiye’nin özerk cumhuriyeti olmak, dışişleri ve savunma Ankara’ya bağlı geriye kalan otonom.

Diğeri Taliban yöntemi, tanıma olmadan dünyayla entegre olmak, Kosova modeli ise kısıtlı tanınma. Bir diğer seçenek de ilhak. Tüm bu saydıklarımın bir kenara konulması ve ‘Tahsin, ilhak istiyor’ demek doğru değil.”

Mevcut müzakere sürecinin devletler düzeyinde olmadığını ve bunun için sürecin başarısız olduğunu söyleyen Ertuğruloğlu, bir tarafın devlet bir tarafın azınlık olarak görüldüğüne işaret etti.

Dışişleri Bakanı, dünkü, yurt dışından yetkililerle gerçekleştirdiği bazı görüşmelerine de işaret ettiği konuşmasında şunları aktardı:

“Israrla birincil hukuka değindim, vazgeçilmez olduğunu söyledim. Toprakta ve nüfusta yüzdelikler konuşuluyor. Bunlar birincil hukukta olmazsa sürdürülemeyebilir, bizim olduğunu düşündüğümüz hakların bizim olmaması ihtimali yükselir. Yüzdelikler ancak birincil hukuk varsa kalıcıdır. Bunlar ‘merak etmeyin Rum gelmeyecek’ argümanıyla garanti altına alınmaz. Rumlar, ‘garantiyi, birincil hukuku’ kabul etmezse, bunlardan vaz mı geçelim?  Ya Türkiye’nin müdahalesi konusunda bizi aldatmaya çalışırlarsa ve Rumlar 1963’teki gibi densizlik yaparsa? Bunlar adadaki Türk varlığını bitirecek yapıdır. Bunları söyleyince ırkçı, çözüm düşmanı, faşist derler bana. Ne ırkçıyım, ne faşist ne de çözüm karşıtıyım. Faşist, ırkçı yaklaşan Rum tarafıdır, buna izin vermeyiz ve ulusal davamızı da yürüyeceğiz.”

TATAR

Dışişleri Bakanlığı’nın bütçesi üzerine ilk sözü alan Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi Başkanı Ersin Tatar, bakanlığın mükellefiyetlerinin dövizle olduğunu anımsattı, kurların yükseldiğine işaret etti.

Tatar, kurlar düşerse bakanlığın mali sıkıntısının azalacağını, düşmezse artacağını belirtti.

Dışişleri Bakanlığı’nın ülkede önemli bir misyonu olduğunu kaydeden Tatar, bu bakanlığın olası bir çözüm için insan kaynaklarını hazırlaması gerektiğini belirtti, “Anlaşma olmasa bile nitelikli insanların yetiştirilmesi önemli. Tanınsak da tanınmasak da Dışişleri Bakanlığı dünyayla ilişkimizi düzenliyor. 24 ülkede temsilciliklerimiz var” dedi.

Müzakere heyetinde Dışişleri Bakanlığı’ndan bir temsilcisi olmadığını da dile getiren ve  “bunu anlamakta güçlük çekiyorum” diyen Tatar, bir dönem Mustafa Lakadamyalı’nın adının geçtiğini ancak bu konuda herhangi bir gelişme olmadığını kaydetti.

Süreci dikkatle izlediklerini, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’ya güvendiklerini belirten Tatar, “Günün sonunda yanlış bir şey yapılırsa bunun telafisi olmaz. Bütçeden arkadaşlara vereceğimiz mesaj Kıbrıs Türk halkını temsil ettikleridir” dedi.

BAKIRCI

UBP Milletvekili Hamit Bakırcı da, Dışişleri Bakanlığı’nın bütçesi üzerine söz alarak, döviz oranlarının durumuna işaret etti, bu bütçenin Dışişleri Bakanlığı’na yetmeyeceğini, ek bütçeye ihtiyaç olduğunu söyledi.

ÖZDENEFE

CTP milletvekili Fazilet Özdenefe de bütçede söz alarak, Tahsin Ertuğruloğlu’na bazı konularda soru yöneltti, Kıbrıs konusunda değerlendirmelerde bulundu.

Özdenefe, “Haziran 2016’da TC Cumhurbaşkanı ile görüşme yaptınız. Yurtdışı temsilcikleri açılacağını ve personel alınacağını söylediniz. Erdoğan’la konuşmanız yeterli miydi? Buradan kimseye söylemeye gerek yok muydu? Eğer söylendiyse Maliye, neden bütçenizde gerekli artışı yapmadı? Yoksa azınlık hükümeti kendi vizyonunun farkında mı değil?” diye sordu.

“Tahsin Ertuğruloğlu’nun ilhak noktasında olduğunu” da savunan Özdenefe, böyle bir görüşün müzakere masasında temsil edilmesine gerek olmadığını dile getirdi, “Sayın Bakanın masada olmak istediğini düşünmüyorum. Federasyonun görüşüldüğü bir masada bunun pratik olarak anlamı da yok” dedi.

CANDAN

CTP milletvekili Armağan Candan da bütçe üzerine söz aldı. Candan, Dışişleri Bakanlığı’nın Kıbrıs Türk halkının dünyaya açılmasında önemli bir enstrüman olduğunu, bütçenin bakanlık için yeterli olmadığını kaydetti.

Dışişleri Bakanlığı bünyesinde, meslek memuru için 20 münhal ilan edildiğini anımsatan Candan, “8 yıl sonra yeni münhal açılacak, meslek memuru ve diplomatların alınacak olmasını takdirle karşılıyoruz” ifadesine yer verdi.

Bu kişilerin istihdamı için öngörülen sınavın belirleyici olamayacağını söyleyen ve bu yönde kaygılarını dile getiren Candan, sınavın çoktan seçmeli ve Türkçe olacağını kaydetti.

Kıbrıs konusuna da değinerek, süreçle ilgili önemli bir noktaya gelindiğini belirten Candan, “Bazı dönemlerin aksine, yapıcı, eşgüdüm, hassasiyetlere dikkat edilerek sürdürülen bir süreç var” dedi.

Armağan Candan, Türkiye ile İsrail’in arasındaki krizden sonra iki ülkenin enerji bakanlıklarının bir araya geldiklerini de söyleyerek, “Bir anlaşmayla Kıbrıs’ta işbirliği yapma noktasına gelmezsek İsrail ile Türkiye İsrail doğalgazını kullanmanın yolunu bulacak” ifadesine yer verdi.

ARABACIOĞLU

DP milletvekili Mustafa Arabacıoğlu, Dışişleri Bakanlığı’nın yükümlülüklerinin dövizle ilgili olduğunu söyledi, dövizin bu sırada arttığını aktardı.

Kıbrıs konusunda ise Arabacıoğlu, “Gelinen nokta hassas. İnternette herkes barışçı, güvercinci oldu ama bunlar endişelerimi aktarmamıza engel değil” dedi.

“Mülkiyetle ve duygusal bağla ilgili konuların henüz netleşmediğini ancak toprak konusuyla ilgili yüzdelik görüşüldüğünü” söyleyen Arabacıoğlu, topraktaki yüzdeliğin mülkiyetle ilgili durumun netleşmesinden sonra gündeme gelmesinin daha doğru olduğunu söyledi.

Mustafa Arabacıoğlu, bazı noktalardaki endişelerini dile getirdiği için “Elam’cı” ilan edildiğini de söyledi.

Arabacıoğlu, “Olası bir anlaşmanın kırılma noktaları var. Rumlar bu anlaşmayı kabullenecek mi, bu adayı ortak vatan yapma niyetleri var mı? Şüpheliyim. Egemenliklerini her yönüyle kuzeye yayma niyetindedirler” dedi.

DP’li vekil, kaygılarını Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile de paylaştığını, bu alandaki endişeleri gerekli platformlarda da dile getirdiğini söyledi.

GÜNDÜZ

Bağımsız Milletvekili Menteş Gündüz, Dışişleri Bakanlığı bütçesinin yetersiz olduğunu kaydederek, bu bakanlık bünyesinde gerçekleştirilen lobiciliğin çok önemli olduğunu vurguladı.

Gündüz, temsilciklerdeki görevlilerin işlerini imkansızlıklara rağmen çok iyi yaptığını vurguladı.

Gündüz, Kıbrıs konusuna da değindi ve bazı gelişmeleri Rum basınından öğrendiklerini söyleyerek, bu konuda eleştirilerde bulundu.

TAÇOY

Bağımsız Milletvekili Hasan Taçoy da komitede söz alarak, birincil hukukun önemine vurgu yaparak milletvekilleri Armağan Candan ve Zeki Çeler ile birlikte  gerçekleştirdikleri yurt dışı ziyaretini ve burada birincil hukukla ilgili dinledikleri bir düzenlemeyi anlattı.

HAVUTÇU

Maliye Bakanlığı Müsteşarı Ahmet Havutçu bütçe sonunda söz alarak, Maliye Bakanlığı’nın bütçe politikasına yöneltilen eleştirileri yanıtladı.

Havutçu, her bakanlığın bütçesiyle ilgili uzun ve yoğun çalışmalar yapıldığını kaydederek, Maliye Bakanlığının olanaklarının bütün taleplere cevap veremeyeceğini söyledi.