GEÇTİ BOR’UN PAZARI, SÜRÜN EŞEĞİNİZİ NİĞDE’YE

Ayşegül Garabli

Madem Meclis çatısında Göktürk Bayrağı açacak kadar geçmişinize ve tarihe düşkünsünüz, o zaman iyi bilmeniz gerekirdi Kıbrıs Türk’ünü.
1571 den sonra Osmanlı Devleti’nin kendisine boyun eğmeyen asileri Kıbrıs adasına sürgün ettiğini.
Bilmeniz lazımdı Kıbrıs Türkü’nün Osmanlı adayı içindeki Kıbrıslı Türklerle birlikte İngilizlere kiraladığında, İngilizlere bile boyun eğmeyen ve kimliklerinden, kültürlerinden asla vaz geçmeyen bir halk olduğunu.
Ne Yunanistan’a ne de Rum’a boyun eğmeden yokluk içerisinde Rumlara’ direndiğini bilmeliydiniz.
Her ne kadar naif ve hoş görülü olsalar da söz konusu var oluşları ve kimlikleri olunca hiçbir şeye boyun eğmeyip, hiçbir şeyden ödün vermediklerini görmeliydiniz.
Ne İngiliz’in onları İngiliz yapmaya ne de Yunanlıların ya da Rumların onları Rumlaştırmaya gücünün yetmediğini görmeliydiniz.
Evet bu halk 1974 de gelip kendisini kurtaran Türk Ordusuna minnettardır.
Ancak 1571 den 1974e kadar Kıbrıs adasına terk edilmiş ve unutulmuş bir avuç halk kendi imkansızlıklarıyla direnmeseydi , 1974 de kurtarılacak Türk kalacak mıydı ve siz şimdi “Kıbrıs Türk’tür Türk kalacak” sloganlarını atabilecek miydiniz?
Eğer bu gün bu ada kimliğini korumuşsa, Kıbrıs Türk’ü olarak kalmışsa bu kendileri ve kendilerine yardım etmeye gelen Türk Ordusu sayesindedir.
Ve emin olun 1974 de adaya gelerek canlarını ortaya koyan ve bu uğurda şehit olanlar da şu an sizin yaptıklarınızdan rahatsızdır.
Çünkü Onlar canlarını, bu gün birileri çıkıp da bunu çıkar uğruna kullanılsınlar diye vermediler.
Eminim ki her alışverişte indirim yapılsın diye, ya da imtiyaz sağlansın diye Kıbrıslıların yüzüne vurulan “Biz sizi kurtardık” cümlesinin kullanılmasından dolayı kemikleri sızlıyordur.
Bu cümleyi kullanırken Kıbrıs Türkü’nü ayrı görüyorsunuz da, “Biz” ve “siz” diye ikiye bölüyorsunuz da sonrasında nasıl Kıbrıslılar Türkiyelileri sevmiyor ve ayırım yapıyor diye biliyorsunuz?
Kıbrıslılar hatta benim gibi Türkiye’den gelip burayı vatan bilmiş TC kökenliler de sizin gibi gelip, bu halkın huzurunu kaçıranlardan rahatsız.
Türkiye’de yaşıyor olsaydım bile onaylamayacağım suç makinelerinden rahatsız.
Kıbrıs’a hırsızlığı, soygunu, gaspı, tecavüzü getirenlerden rahatsız.
Kıbrıs’a kaçak yollarla gelip vergi dahi ödemeden Kıbrıslının ekmeğine ,aşına, eğitim ve sağlık hakkına ortak olup, sonrasında da “Kıbrıslılar Türkiyelileri sevmez” diyebilen nankörlerden rahatsız.
Türkiye’nin taşıdığı nüfus ve stratejik çıkarlarından dolayı göndermesi gereken parayı, “Biz sizi besliyoruz” diye Kıbrıslı Türkleri ve aynı zamanda burayı vatan bilmiş TC kökenlileri aşağılayanlardan rahatsız.
Hem madem burası Türktür, ve burayı yavru vatan olarak görüyorsunuz, neden o zaman verilen paraların hesabını soruyorsunuz?
Burada sadece şu anki gibi sadece 50 ya da 60 bin Kıbrıslı Türk yaşıyor olsaydı bilinçli batırılmasına rağmen kendi öz kaynakları ve ürettikleri kendisine yetmez miydi?
Kıbrıslı Türk ne zaman buraya yerleştirilen ve ekmeğini buradan çıkaran Türkiyelilerden rahatsız oldu?
Kıbrıslısıyla, Türkiyelisiyle kaynaşıp ortak mücadele derdine düştü.
Yeri geldi verilen mücadelelerde omuz omuza verdiler.
Yaşanan bir sele beraber ağlayıp, Kıbrıs’ın  leyhine olan bir şeyde beraber güldüler.
TC yetkililerinin çıkıp televizyonlardan “Beslemeler” deyişine beraber içerleyip, beraber üzüldüler.
İçlerinden hangisi çıkıp size gelin bizim haklarımızı koruyun dedi.
Hangisi namus saydıkları Meclisin çatısına çıkıp hepimize hakaret edin dedi?
Hangisi sırf oluşabilecek bir hükümette UBP dışta kalacak diye olay çıkarıp huzurumuzu bozun dedi?
Biliyor musunuz hiç birimiz sizi çağırıp ayırım yapın diye çağırmadığımız gibi, huzurumuzu bozduğunuz için sizden utandık.
Bertan Zaroğlu’nun ilkokul çocuğunun bile yapmayacağı davranışından utandık.
Eğer bu gün bazı suçlar Türkiyelilere mal ediliyorsa işte sizin gibi sorumluluğunu bilmeyenler ve sizin yüreklendirdiğiniz suçlulardan dolayıdır.
Ne Kıbrıslıların ne de artık kendini Kıbrıslı sayan TC kökenlilerin size ihtiyacı yoktur.
Gelip burada Kıbrıslılara “gidin Rum tarafında yaşayın” hadsizliğinize tahammülü yoktur.
Bakın bakalım o yaptığınız taşkınlıklar arasında tek bir tane çok eskiden gelip buraya yerleşmiş Türkiye kökenli var mıydı.
Yoktu.
Çünkü biz, Kıbrıslı Türkler ve yıllar öncesinde buraya göç etmiş artık kendimizi Kıbrıslı sayan Türkiye göçmenleri birlikte mutluyuz ve ekmeğimizin mücadelesini birlikte veriyoruz.
Sizin gibi haddini bilmeyenler gelip bozmadıkça da huzurluyuz.
Bu halk onca mücadeleden alnı ak çıkmış şimdi de yapar.
Sizin gibi kendisini Türkiye sayan birkaç bozguncuya ihtiyacı yoktur.
Ne siz Türkiye’siniz ne de bu halk size muhtaç olacak kadar aciz.
Sizin bu yaptığınız, doğurup sokağa terk edilen bir çocuğa, eli ekmek tuttuğu zaman gelip sen benimsin demekten öte bir şey değildir.
Geçti Bor’un pazarı, sürün eşeğinizi Niğde’ye…