Korkuyoruz! Gerçi ilkokul yıllarından beri ezberimizde olan İstiklal Marşı’mız “Korkma “ sözcüğü ile başlar; Ancak biz hep korktuk ve korkularımız devam ediyor! Kıbrıs’ın kuzeyinde, ayrı bir bölgede toplanmamıza rağmen ve içimizde bizi hep korkutan Rum Eokacılar olmamasına rağmen korkuyoruz!! Diyeceksiniz ki Türk oğlu Türk olan korkar mı? Sizi bilmem ama ben ciddi olarak korkuyorum yine de… “ – Neden, niçin ve kimden korkuyorsun?” diye soracaksınız şimdi… Türk Askerinin çelik kanatları altında, güvenlik içinde yaşıyoruz! Ne güzel! Bize yan bakacak, tehdit edecek akılsız kaldı mı buralarda? ELAM denen akılsız muzip çocuklardan mı korkacağız? Arkalarında Rum Ortodoks kilisesi varmış… Papazlardan mı korkacağız yani…? Papaz milleti hiçbir zaman, hiçbir yerde Türkü, Müslümanı görmek istemedi! Kilisenin bu kronikleşmiş karakterini bilen kötü niyetliler son zamanlarda işleri karıştırmaya başladılar… Kıbrıs’ta bir barışı, antlaşmayı torpillemek için kiliseyi ve “ akılsız “ Rum çocuklarını sokağa sürdüler! Onun içindir ki, tam umutlanmışken korkularımız yine nüksetti! ABD ve İngiltere Kıbrıs’ta iki toplumun barışmasını ve Federal bir çatı altında olsa bile yeniden birleşmesini hala istemiyor! Peki ya Türkiye istiyor mu? ABD istemeyecek de Türkiye “ isterim “ mi diyecek? Doğu Akdeniz’de petrol ve gaz yatakları varmış da, borularla Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşınacakmış da… Yeni saman çıkıncaya kadar eşşek öldü hikayesi! Kıbrıs’ta barış ve antlaşma, Orta Doğu’daki savaşların bitmesine bağlı… Arap diyarında petrol ve gaz bitmeyince, savaşlar, kavgalar da bitmeyeceğine göre… İsrail de az ilerimizde homurdana dursun, Anastasiyadis ve Akıncının bindikleri kayık, Akdeniz’in azgın dalgaları arasında batacak… Yine de, “ umut fakirin ekmeği, ye Memed ye” misali… *** İşte onun içindir tüm korkularımız ve endişelerimiz… Ve sonuçta, şahinler yerli güvercinlere saldırmak için kolladıkları fırsatı yakalayınca… Hele de kendini göstermeye başlayan Türk – Kürt kavgası bizim sokaklarımızda sahne alırsa… Bir de IŞİD, namı-ı diğer DAEŞ buralara işerse… Ne berbat şeyse şu keten helva, yandı! *** Demek istediğim şu: Rahat değiliz ve korkuyoruz… Ve unutmayın ki, korkuların en acımasız ve yıkıcı olanı gelecek korkusudur! Bu mendebur adada, geleceğini güvende gören kaş kişi var?