HARRY POTTER DEĞİL AMA SUPERMAN BİR BAKAN….

Ayşegül Garabli

Ben boşuna güvenmemişim bu “çocuğa”.
Boşuna illa ki mecliste olması gerekir diye günlerce yazıp çizmemişim.
Kimden mi söz ediyorum?
Tabi ki Çalışma bakanımız Sn. Zeki Çeler’den.
El attığı her işte, bu ada için umutlarımı tekrar tekrar yeşerten Zeki Çeler’den.
Geçen hafta bir gurup inşaat işçisinden mesaj aldım.
Mesajlarında ülkenin nüfusundan, çalışma hayatına kadar tüm dengesini bozan bir sorundan, “kaçak işçi sorunundan” söz ediyorlardı.
Aslında mesaj söz etme değil, tam anlamı ile bir suç duyurusuydu adeta.
Adamın biri 2 yıldan buyana ülkeye turist gibi gelip başkalarının adına iş alıp kaçak taşeronluk yapıyormuş.
Vergisini ödeyip, işçilerinin haklarını koruyan ve yatırımlarını yapan taşeronların haklarını yediği yetmiyormuş gibi  her 15-20 günde bir de adaya Türkiye’den kaçak işçi getirip, hiçbir yatırım yapmadan çalıştırıp ortada bırakıyormuş ve gidip yerlerine başka işçi getiriyormuş.
Tabi ki kaçak oldukları için seslerini çıkaramayan garip işçiler de beş parasız ülkelerine dönmek zorunda kalıyorlarmış.
Bu mağdurlardan bir kaçına ulaştım ve duyduklarım karşısında insanlıktan utandım.
İşçilere ödemesi gereken para ile gece gündüz kumarhanelerden çıkmayan bu zat, işçileri de insanlık dışı yaşamaya mahkum ediyormuş.
Örneğin geçtiğimiz ağustos ayında iş yaptığı bir inşaatta işçilerini, suyu, tuvaleti ve banyosu olmayan inşaat içerisinde barındırıyormuş.
Benimle konuşan kişi, “sıcaktan ve tuzlu terden vücudumuzda yaralar açıldı ama biz çoluk çocuğumuza ekmek götürme uğruna bu duruma katlandık, iş bitince günlerce gelmesini bekledik, bir de öğrendik ki Türkiye’ye gitmiş. Memleketten babamdan borç istedim geri döndüm. Bunları yazın , adını da verin ki O şerefsiz rezil olsun.” diyor.
Adını vermek, bütün bunları yazmak hatta işçi arkadaşın dediği gibi “o şerefsizi rezil etmek” kolaydı ama neye çare olacaktı?
Haa belki adını duyanlar iş ümidi ile ona takılıp Kıbrıs’a gelmeyecekti ama bu çözüm müydü?
Ben de yazmak yerine konuyu çalışma bakanının bilgisine getirmeyi daha uygun buldum ve konuyu Sn. Çeler’e ilettim.
Her ne kadar “Ben Harry Potter değilim, keşke olsaydım ve her şeye yetişebilseydim” dese de superman hızıyla konuya el attı ve gereğini yaptı.
Belki küçük bir örnekti ama büyük bir adımdı.
Zira bu ülke bu tür küçük örneklere göz yumula yumula, önemsenmeye, önemsenmeye bu hale geldi. 
Dolayısıyla da, küçük yanlışlar düzeltilerek, ilmek ilmek tekrar düze çıkarılabilir bu ülke.
Ve ben bu ülkenin tekrar düze çıkacağı konusunda çok ümitliyim.
Çünkü bu gençlerin yüreğinde insan sevgisi var, Kıbrıs ve Kıbrıs kültürünün sevgisi var.
Her şeyden öte, hak var, hukuk var ve adalet var.
O yüzden umutlarıma tekrar can verdiği için kendi adıma,
İşçinin emekçinin yanında yer aldığı için mağdur olan ve mağdur edilmeye aday emekçilerin adına,
Ve tabi ki, toplumun dengesini bozan, toplumu yavaş yavaş yok oluşa sürükleyen  düzenin çarkına çomak sokarak durdurmaya çalıştığı için toplum adına, Halkın Bakanı ( superman Bakan ) Zeki Çeler’e ve ekibine çok teşekkür ederim.
Umarım artık sorunlar yerine hep bu tür çözümler yazar bu kalem.