İhvan'a yönelik suçlamalar haksız

KAHİRE - Hacer Başer - Safiye Karabacak - Ayşe Sümeyra AydoğduMüslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan) Rehberlik Konseyi Başkan Yardımcısı Hayrat Şatır'ın eşi Azze Ahmed Tevfik, son dönemde Mısır'ın yaşadığı zor günleri ve eşinin tutuklanmasını AA'ya değerlendirdi. Tevfik, eşinin tutuklanmasını, "Zulüm ve özgürlüklerin elinden alınması" olarak nitelendirerek, Mısır halkından bu günlerde ortaya atılan kara propagandalara inanmamalarını istedi. Azze Tevfik, İhvan liderlerinin 30 Haziran'da İhvan'ın Mukattam'daki genel merkezinde meydana gelen çatışmada insanları şiddete teşvik ettikleri suçlamalarına değindi.  Mısır'da meşhur "Konuşan deliyse dinleyen akıllı olmalı" sözünü bulunduğunu belirten Azze Tevfik, gelişmeleri şöyle anlattı: "Bu suçlamalar mantık dışı. Baltacılar tarafından merkezine saldırı düzenlenen her kurumun kendisini savunması normaldir. Saldırılara maruz kalan İhvan genel merkezinde olup biten de bundan ibaret. Ayrıca Kahire başta olmak üzere birçok kentte Hürriyet ve Adalet (HAP) Partisi'nin ve İhvan'ın merkezlerine yönelik saldırılar düzenlendi. En son silah zorulya 200 kişi 16 saat boyunca genel merkezde tutuldu. Polis ve ordudan yardım istendi ancak cevap alınamadı. Baltacılar tarafından Mukattam'ın bütün girişleri tutuldu. Bölgedeki halk bu nedenle sıkıntı yaşadı. Ben bizzat polislerle görüştüm ve merkezde tutulanlara yardım edilmesini ve oradan çıkarılmalarını istedim ancak kimse müdahale etmedi. Bunlar içeride tutulanların kendilerini savunacak silahları olmadığını gösteriyor." Olaylar senaryodan ibaret Şatır’ı tutuklama gerekçelerinin "mantıksız olduğunu" vurgulayan Tevfik, "Kendisini savunanların saldırgan olarak itham edildiği bir senaryo bu. Cumhuriyet Muhafızları karargahı önünde yaşanalar da aynı senaryonun ürünü. Bu senaryoda namaz kılan masum insanların saldırgan olduğu iddia edildi” dedi. Tevfik, Müslüman Kardeşler Teşkilatı eski Başkanı Mehdi Akif’in eşinin de kocasının tutuklanması karşısında şaşkın olduğunu ve olayı apartmanın hava boşluğuna silah koyan polislerin “silah bulundurma” gerekçesiyle eşini tutukladıkları şeklinde kendisine anlattığını söyledi. Şatır’ın tutuklanacağını öğrendiklerinde hapishane çantasını hazırladıklarını belirten Tevfik, “Suçlu değil, mağduruz. Eşim 12 yıl suçsuz yere hapis yattı. Sebebsiz yere ona iftira atıldı. Suçlamaların hepsinin fabrikasyon olduğu kanıtlandı” diye konuştu. Eşi Hayrat Şatır'a yöneltilen suçlamalara değinen Azez Tevfik, şunları kaydetti: "Herkes bize suçlama yöneltiyor. Gerçekte olan şey ise zulüm ve özgürlüklerin katledilmesidir. Eşim silah bulundurmakla suçlanıyor. Eğer geçekten öyle ise evimizi baltacılar kuşatıp baskın yaptığında neden evini korumadı? Birinin  silahından çıkan mermi torunumun başını teğet geçti. Eşimin tutuklanmasını önlemek için sokaklara silahlı kişiler yerleştirebilirdik. Ancak biz görüşlerimizi ve ilkelerimizi barışçıl yöntemlerle savunuyoruz."  Tevfik, İhvan'ın içinden dahi bazı seslerin yaşananların bu noktaya ulaşmasından dolayı Hayrat Şatır'ı sorumlu tutması için ise eşinin 12 yıl hapis yattığını, serbest bırakıldıktan sonra tazminat istemediğini ve hapis yatmasına neden olanlara dava açmadığını ifade etti.Tevfik, eşinin, kendisine haksızlık edenlerin hakkında deliller karartılarak beraat kararı verildiğini görmesine rağmen hiçbir şey yapmadığını söyledi. İhvan'ın eşinin kontrolünde olduğu ve Cumhurbaşkanlığını ilgilendiren konulara karıştığı yönündeki iddiaları reddeden Tevfik, İhvan'ın bir şura meclis tarafından yönetildiğini ve bireysel karar alınmadığını vurguladı. Tevfik, Mursi'nin "Ben bütün Mısır"ın Cumhurbaşkanıyım dediğinde çok içten olduğunu belirterek, bütün kesimlerle iştişare ettiği gibi İhvan'la da istişare ettiğini sonrasında bağımsız karar aldığını dile getirdi. Tevfik, eşi Şatır'ın sıradan bir mısır vatandaşı olduğunu Cumhurbaşkanlığında veya İhvan'da bir hakimiyeti kontrolü olmadığını belirtti. Kendilerine yöneltilen suçlamalar için ilk etapta üzüldüğünü ancak yaşadıklarından dolayı zulüm görmeye alışkın olduklarını aktaran Tevfik, "Mısırlıların zulmü bize yönetimin zulmünden daha ağır geldi. Hergün yeni bir söylenti yayılıyor. Kara propaganda yapılması için özel bir birim dahi kurulmuş. Uçak satın aldığımız bile söylüyorlar halbuki biz kiralık evde oturuyoruz" dedi.   Yıllardır yaşadıkları zulme karşı Allah'ın kendilerine yardımını beklediklerini ifade eden Şatır, kişisel bir dava gütmediklerini, davalarının Mısır halkının özgürlüğü ve Mısır'ın geçmişini ve yönetime ikinci kez gelerek geleceğini çalan bir grubun bulunmasını önlemek olduğunu kaydetti.