Irkçılık geriliminde sosyal medya gündemi belirliyor

WASHINGTON ABD'de siyasi genç Trayvon Martin'i (17) öldüren beyaz-Hispanik Gegorge Zimmerman'ın (29) serbest bırakılmasına yönelik tepkilerde sosyal medya önemli bir rol oynuyor. Florida'da görülen davanın kararının açıklanmasının ardından tepkiler sadece ulusal ve yerel medyanın değil Twitter'ın da gündemini aldı. Zimmerman'ın serbest bırakılmasına yönelik tepkiler hafta içinde azalma göstermiş, protestolar belirli kentler hariç durma noktasına yaklaşmıştı. Ancak, "B37" kodlu jüri üyesinin CNN'e verdiği röportajda kullandığı ifadeler, tepkileri tekrar canlandırdı.  Jüri üyesinin röportajına kadar Twitter'da sınırlı paylaşımlar dikkati çekerken, jüri üyesinden sonra #TrayvonMartin başlığıyla paylaşımlar giderek arttı ve kesintisiz hale geldi. Jüri üyesi davaya yönelik kitap yazacağını açıklamasına rağmen sosyal medya üzerinden yapılan ciddi eleştiriler sonrasında yeniden yazılı açıklama yaparak, bu isteğinden vazgeçmek zorunda kaldı. Bu da Trayvon Martin'i savunanlar açısından sosyal medya yoluyla kazanılan önemli bir başarı oldu.  "Irkçılığın" sorgulandığı araç oldu Sosyal medyada dava sonucuna tepki gösterenlerin bu konuyu daha çok "ırkçılık" bağlamında algıladıkları görülüyor. Sosyal medyadaki en dikkat çekici soru, "Eğer Trayvon Martin ile George Zimmerman'ın yeri farklı olsaydı sonuç ne olurdu?" sorusu.  "Trayvon değiliz" kampanyası Twitter'da başlayan paylaşımlardan biri de "Hepimiz Trayvon'ız" yerine, "Ben Trayvon değilim" kampanyası. Siyahi olmayan Amerikalıların, "beyaz" olmanın "haksız önceliğine" dikkat çekmek için paylaştığı bir ifade bu aslında. Hatta, açılan ve yüzlerce mesajın yer aldığı "http://wearenottrayvonmartin.com" bloğunda da Amerikalılar, "Trayvon Martin değilim" diyerek, ülkedeki ırk ayrımına dikkat çeken yazılar yazıyorlar.