Kimyasal silahlardan arındırmada soru işaretleri

ANKARA - Sinan Polat   Suriye'nin kimyasal silahlardan arındırılması için ABD ve Rusya arasında sağlanan anlaşmanın yürürlüğe girmesi için bekleyiş sürerken, silah envanteri konusunda güvenilir bilgi temini, denetçilerin sahada güvenli şartlarda çalışması için her konuda tam erişimlerinin olabilmesi, imha süresinin teknik açıdan kısa olması ve silahların yerlerinin değiştirilmesi gibi konularda soru işaretleri bulunuyor. ABD ve Rusya üç gün süren zorlu pazarlıkların sonucunda geçen cumartesi Suriye'nin kimyasal silahları konusunda sağladığı altı maddelik anlaşmaya göre Suriye rejiminin cumartesi gününe kadar kimyasal silahlarının ayrıntılı listesini açıklaması gerekiyor.  Bu noktada öncelikle rejimin bildireceği envanterin doğrulu önem kazanıyor. Almanya’daki Bilim ve Siyaset Vakfı'nın güvenlik politikası uzmanlarından Dr. Oliver Meier bu hususa gönderme yaparak, kimyasal silahların boyut itibari ile saklanmaya müsait olduklarına dikkat çekiyor. Açıklanacak verilerin doğru olup olmayacağının anlaşılmasının duruma göre haftalar, aylar hatta yıllar alacağını dile getiren Meier, sürecin oldukça uzun, zor ve pahalı olacağını ifade etti. Meier, Suriye rejiminin zaman kazanmaya çalışabileceğini, bunun önüne geçmek için de rejimin "sürekli kontrol altında tutulması" ve "atacağı adımların yakından izlenmesi" gerektiğini vurguladı.   ABD'deki Silah Kontrolü Merkezi'nin silah kontrolü ve küresel güvenlik uzmanlarından Tom Collina ise Esed'in kimyasal silahları teslim etme konusunda "dirençli davranabileceğini" hatırlatarak, anlaşmanın, Esed'in oyunu kurallarına göre oynamaması ihtimaline karşılık açık bir ABD müdahalesi tehdidi ile desteklendiğini hatırlattı.   Esed tüm kapıları açacak mı?  Denetleme ve imha sürecinin ilk adımı, Suriye'nin Kimyasal Silahlar Sözleşmesi'ne (KSS) taraf olmak için başvuruda bulunması ile atılmış oldu. Suriye'yi KSS'ye taraf haline getirecek anlaşmanın imzalanmasının ardından, Esed hükümetinin ve ulusal meclisin sözleşmeye onay vermesi ve iç hukukta gerekli düzenlemeleri yaparak denetçilere izin vermesi gerekiyor. Kimyasal silahların imhası sürecinde dürüstlük ve şeffaflık en dikkat çekici unsur olarak öne çıkıyor. Çünkü anlaşmaya göre Esed yönetiminin gelecek Cumartesi'ye kadar açıklaması gereken kimyasal silah envanterinin dürüst ve şeffaf bir şekilde hazırlanmış ve doğrulanabilir olması gerekiyor. Sürecin ilerki aşamalarında ise, Esed yönetiminin kimyasal silahlarını gizleme ihtimail olan en mahrem yerleri dahi BM denetçilerine açması talep edilecek.  İç savaşın devam ettiği ülkede, denetimde görev alacak uzmanların güvenliğinin sağlanması da başka bir önemli konu. 21 Ağustos'ta düzenlenen kimyasal saldırıyı araştırmak için Suriye'ye giden BM denetçilerine ateş açılmış, denetçiler güvenlik gerekçesiyle işlerini ertelemek zorunda kalmışlardı. Öte yandan anlaşmanın hemen sonrasında Suriyeli muhaliflerden gelen rejimin sahip olduğu kimyasal silahları Irak ve Lübnan gibi çevre ülkelere naklettiği yönündeki iddialar yaşanacak güven bunalımının ip uçlarını veriyor. Bu nedenle ABD, Cenevre'de hazırlanan planın denetçilerin istedikleri yerlerde çalışmalarına imkan verecek şekilde formüle edilmesini sağladı. Cenevre planına göre rejimin elindeki kimyasal silahların 2004 ortasına kadar imhası ya da Suriye'den çıkarılması öngörülüyor. Ancak BM Güvenlik Konseyi tarafından bu işlemleri yürütmekle görevlendirilmesi beklenen Lahey'deki Kimyasal Silahların Yasakanması Örgütü'nün (KSYÖ) yetkilileri, işlemin düşünüldüğü kadar basit olmadığına işaret ediyor.  KSYÖ yetkilileri, Suriye'nin KSYÖ'ye üyeliğinin şimdiden uygulamaya konması durumunda bile, gerekli bildirimlerin yapılması, denetimlerin başlaması ve imha çalışmalarına geçilmesi gibi hususları içeren takvimin oldukça zorlayıcı olduğu görüşünde. Sürecin ABD-Rusya planına uygun tamamlanabilmesi için KSYÖ'nün kapasitesinin geliştirilmesi, üye ülkelerin örgüte destek vermesi gerekecek. Kimyasal silahların çeşitliliği süreci zora sokuyor Sürece dair sıkıntılar bürokratik engellerle sınırlı değil. İmha edilecek kimyasal silahların çeşitliliği de süreci karmaşık hale getiren başka bir etken, zira farklı sinir gazı türevleri için farklı nakil ve imha süreçleri söz konusu. Esed yönetiminin 100-1000 ton arasında değişen miktarlarda kimyasal silaha sahip olduğu iddia ediliyor. Cumartesi'ye kadar yayımlanacak envanter bu sayının kaç olduğunu ortaya koyacak ancak yüklü miktarlardaki bu kimyasalların belli bölgelere kurulacak imha merkezlerine nakledilmesi gerekiyor. Esed güçlerinin elinde sarin gibi oldukça uçucu sinir gazlarının yanında VX gibi daha toksik ve daha kararlı gazların da olduğu iddia ediliyor. Denetim mümkün fakat oldukça zor Halihazırdaki uygulamaya göre kimyasal silahların imhası sürecinde KSYÖ sadece gözlemcilik vazifesi yapacak. Eğer süreç planlandığı gibi işlerse KSYÖ’nün denetçileri Suriye’de sadece bildirimleri yapılan kimyasal silahları denetleyecekler ve imhaları sırasında hazır bulunacak. Yani KSYÖ'nün kimyasal silah araması söz konusu olmadığı gibi denetimi yapılacak silahlarında Esed yönetimi tarafından bildirilenlerle sınırlı kalması söz konusu. Ancak BM Güvenlik Konseyi'nde olağanüstü yetkiler verilmesi halinde denetimin şartları farklılık gösterebilir. Askeri tehdit var ama otomatik müdahale yok ABD-Rusya anlaşmasına göre Suriye'nin Cenevre'de belirlenen şartları ihlal etmesi durumunda, BM Şartı'nın 7. bölümü çerçevesinde BM Güvenlik Konseyi'nde önlemler uygulanması öngörülüyor. Söz konusu bölüm, barışın tehdit edildiği ve bütün diplomatik yolların tıkanması durumunda öncelikli olarak silahlı kuvvet kullanımını içermeyen yaptırımları öngörüyor. Ancak bunların tükenmesi halinde askeri yaptırımlara olanak sunuyor. Bu noktada BM kararının nasıl formüle edileceği önem kazanıyor, çünkü Suriye'ye daha önce de BM yaptırımları uygulanması gündeme gelmiş fakat Rusya ve Çin'in vetosu sonucunda kabul edilmemişti. Anlaşmanın açıklandığı basın toplantısında Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov da anlaşma şartlarının ihlal edilmesi durumunda, BM Şartı'nın 7. bölümü'ne göre hareket edileceğini ancak ve sorunun BM'de ele alınacağını vurguladı. Yani Rusya şimdiden Esed rejiminin ihmalinin otomatikman askeri müdahaleye izin veya meşruiyet sağlamayacağı konusunda tavrını ortaya koymuş durumda. Buna karşılık, ABD yönetimi de diplomatik yollardan çözüm bulunamaması halinde askeri müdahale olacağı tehdidini gündemde tutmaya devam ediyor.