Kiprianu: “Çözüm zemininin değişmesini kolay zannetmek saflıktır”

AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu, “Çözüm zeminin değişmesini kolay zannetmek saflıktır. BM Güvenlik Konseyi tarafından alınan kararlar vardır.

AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu, “Çözüm zeminin değişmesini kolay zannetmek saflıktır. BM Güvenlik Konseyi tarafından alınan kararlar vardır. Çerçeve değiştirilecekse Güvenlik Konseyi’nin bir karar daha alması gerekir” dedi.

Haravgi’ye göre Kiprianu, Güney’de yayın yapan “Astra” radyosuna yaptığı açıklamada, çözüm zemininin değiştirilmesi için yeniden karar alınması gereken Güvenlik Konseyi içerisinde en azından bazı ülkelerin tepki göstereceği kanaatini dile getirdi.
Güvenlik Konseyi’ne daimi üye ülkelerin Güney Kıbrıs’taki büyükelçileri ile yaptığı görüşmelere işaret eden Kiprianu, “Çözüm zemininde değişikliğin kabul edilmeyeceği tezine sahiptirler” dedi, desantralize federasyonun görüşülmesinin garantiler, toprak, mülkiyet ve yürütme erki sorunu gibi geriye kalan konuları da çözmeyeceğine işaret etti.
Kiprianu, Ulusal Konsey toplantısında kendisinin ve DİKO Başkanı Nikolas Papadopulos’un Anastasiadis’e önerisini netleştirmesi için bazı sorular yönelttiğini, ancak desantralizasyonun içeriğine dair cevap alamadıklarını, DİSİ Başkanı Averof Neofitu ve Sözcü Prodromos Prodromu’nun da istenilenin ne olduğu ve federal devlet yetki ve erklerinin başka, bunları uygulayacak organların yetkilerinin başka olduğuna dair birbiriyle çelişen müdahalelerde bulunduklarına işaret etti.
Anastasiadis’in, önerisini 26 Ekim’deki görüşmede Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’ya aktardığı açıklamasını da hatırlatan Kiprianu, “Cumartesi günü Cumhuriyetçi Türk Partisi Başkanı Tufan Erhürman ile görüştüm ve Akıncı’ya, Anastasiadis’in ne kast ettiğini sormasını istedim. Organlar ve yetkiler konusunda somut bir şey söylemediği bilgisini aldım” ifadelerini kullandı.
“ANASTASİADİS ZAMAN KAZANMAYA ÇALIŞIYOR”
Anastasiadis’in “zaman kazanmak için bir çeşit manevra yapmaya çalıştığı” kanaatini dile getiren Kipiranu, Anastasiadis’in Ulusal Konsey toplantısında, kendisini rahatsız eden bir şey söylediğini belirterek, şunları anlattı:
“Anastasiadis bize Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile görüşmesinde Çavuşoğlu’nun federal çözüm konusunu gündeme getirdiğini ancak (Anastasiadis’in) bu konuda uzlaşmaya varamayacaklarını söyleyip konfederasyon veya iki devlet konusunu gündeme getirdiğini söyledi. Başkan’ın bize söylediğine göre Çavuşoğlu; kendisine, yerel seçimler olacağından Türkiye’nin gelecek Mayıs ayına kadar diyaloğun yeniden başlamasına hazır olmadığını söylemiş. Başkan’a, Türk tarafının cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ortasında Crans - Montana’da hazır bulunduğunu, seçimlerin (Crans - Montana’ya gitmelerini) engellemediğini hatırlattım. Birkaç gün sonra Çavuşoğlu, alenen, müzakerelere oturmaya hazırız yeter ki Sayın Anastasiadis; ne istediğini netleştirsin açıklamasını yaptı. Kıbrıslı Rumlar müzakerelerin Mayıs’tan önce başlamasını istemiyor da dedi. Bize, Türk Dışişleri Bakanı’nın söylediklerinin tam aksini söyledikleri için iki gün boyunca hükümete soru sordum, Çavuşoğlu doğruyu söylemiyor demelerini istedim ama yorum yapmadılar.”
ANASTASİADİS’İN NİYETLERİNİ AÇIK EDENLER…
Andros Kiprianu; “Bir dizi konu Başkan Anastasiadis’in Kıbrıs sorununun çözümüne dair niyetlerini açık ediyor” dedi, özetle şunları söyledi:
“Yabancı diplomatlar ve diğer şahsiyetler Kıbrıs Rum tarafının iki devlet veya konfederasyon çözümünü görüşmeye hazır olup olmadığını soruyor, keza Vatandaşlar İttifakı Milletvekili Panayotis Savvidis’in açıklaması vakası da var. Gerek Sayın Lillikas gerek DİKO Başkanı’nın iki bölgeli iki toplumlu federasyondan başka çözümler düşünüyor olmasını olumlu niteledi. Bütün bu mesajlar Başkan’ın niyetlerinin neler olduğunu gösteriyor.
Türkiye’nin Kıbrıs MEB’i içerisinde sondaja başlamasıyla ilgili ciddi bir tehlike var, hükümet de bize B planından söz ediyor. B planı ses tonunu düşük tutmamız mı acaba? Başkan seçim kampanyasında iki ayrı MEB olması konusunda ne dedi? Aynı zamanda ABD de oldukça dikkatli davranıyor. Barış süreci olmazsa, BM Barış Gücü’nün etkin şekilde azaltılmasını ve hatta ayrılmasını isteyecek. Bunun ne anlama geleceğini ve Türk askeri ile aramızda herhangi bir şey olmayacağını idrak ediyor muyuz?”