KİTAP AYRAÇLARININ DÜNYASINDAN…

Mesut GÜNSEV

Kitap ayraçlarını bilirsiniz. Hani okurken herhangi bir nedenle ara verdiğimizde araya konulan ince, uzun, genelde o kitaba ait kısa bilgileri de içeren karton parçası.  Eskiden daha nadirdi, giderek kitap yayını ve okuru çoğaldıkça yaygınlaştı.
Gün dışında her akşam uykuya dalmadan önce kitap okuma alışkanlığımın vazgeçilmez ögesi ayraçlardır. Araya itina ile sıkıştırır, genelde son okuduğum cümlelerin de ninnisiyle uykuya dalmaya çalışırım. Sevinirim de kendi kendime çünkü o araya sıkıştırdığım küçük ayraç, aynı zamanda yarına çıkacağımın da bir ümit göstergesidir. Türkiye’nin önde gelen sahaflarından Emin Nedret İşli  birçok değerli kitaba imza atan Kırmızı Kedi Yayınları’ndan çıkan son kitabı Sahafname’de  kitap ayraçlarına da yer ayırmış.
Şöyle yazmış üstat İşli: ”Kalınan sayfayı belirlemek amacıyla kitapların arasına konulan ince uzun karton parçası, bellik diye tanımlıyor Türk Dil Kurumu sözlüğünde kitap ayracını. Kitabın sayfa kenarını ve köşelerini kıvırmadan veya sayfaya herhangi bir belirleyici konulmadan kalınan yeri gösteren bir araç, kitap ayracı. İngilizcede karşılığı “Bookmark”. Avrupa da en az bir yüzyıl önce kullanılmaya başlamış. Bu arada Necdet İşli ustanın elinde 1906 yılından kalma bir Bookmark ta mevcut….
Bu girişten sonra Kıbrıs’ta “koleksiyoncuların koleksiyoncusu” diye de anılan turizmci, yazar, çevirmen; adının başına daha birçok önemli sıfat ekleyebileceğim Nazif Bozatlı’ya döneceğim. Bozatlı’nın Kıbrıs fotoğraf arşivi, taş, cam kadeh-bodiri, rozet, kurşun kalem koleksiyonlarının yanı sıra  ayraç  birikimi ayrı bir dünya; binlerce, konularına göre tasnif edilmiş, çeşitli maddelerden yapılmış inanılmaz bir birikimi var.
NEREDE KALMIŞTIM !.....
Gerçek kitapseverler kitabın değerini bilir, sayfasını kıvırmaktan, onu hırpalamaktan kaçınır. Özel bir amaca hizmet için tasarlanan kitap ayraçları, göze ve kültüre hitap edecek, okunan kitabın güzelliğine güzellik katacak ve sonuçta okuma zevkini artıracaktır. Ayrıca koleksiyonu yapıldığında, okunmamış kitaplar hakkında da az çok bilgi sahibi olunur, birçok koleksiyonda olduğu gibi genel kültür ve bilgi dağarcığının zenginleşmesi sağlanmış olur. 
Kitap ayraçlarının tarihi, 16. yüzyılın ikinci yarısına kadar gidiyor; ilk kez İncil içine konan püsküllü kumaş parçaları biçiminde bundan dörtbuçuk asır önce ortaya çıkan ayraçlar o dönemlerde ince ipek kurdele, işlemeli küçük karton parçaları durumundayken günümüzde yine kumaş, karton, ahşap, deri, papirüs, gümüş, pirinç ve diğer bazı inceltilmiş metaller ve plastik olarak karşımıza çıkıyor. Kitap ayraçları, satın aldığınız kitabın içinden çıkabildiği gibi, turizm ve ürün-mağaza reklamı, çeşitli etkinlikler, müzeler ve yayın kuruluşları tarafından üretilenler, kartpostal boyutlarında olanlar, takvim olarak hazırlananlar, hediyelik eşya türündekiler ve diğer birçok türler olarak da karşımıza çıkabiliyor. Belirli bir ölçünün dışına çıkabilmiş kitap ayracı koleksiyonlarında yazarının imzasını taşıyanlar, el yapımı olanlar, büyüteç olarak kullanılabilenler gibi sonsuz bir çeşitlilik görülür. 
Nazif Bozatlı’nın binlerce kitap ayracından oluşan koleksiyonu, Türk ve yabancı edebiyat, çocuk ve gençlik edebiyatı, müzeler, güzel sanatlar, müzik, sinema, çiçekler, hayvanlar, kitabevleri-kütüphaneler-yayınevleri, Kıbrıs, tarih, turizm, gastronomi, reklamcılık ve el yapımı olanlar şeklinde bölümlere ayrılmış ve saydam fotoğraf montaj köşebentleri ile sayfalara monte edilmiş.
Nazif Bozatlı’nın söz konusu muazzam koleksiyonu, kendi beyanlarıyla, tek başına, şahsi gayretlerle oluşturulmuş bir koleksiyon değil, bu koleksiyondan söz edilirken katkılarıyla hazineyi oluşturan dostlarının adlarının da zikredilmesini arzu ediyor ve kendilerine en içten şükranlarını sunuyor. Nazif Bozatlı’ya göre adları belirtilen dostlarının katkıları olmasaydı, bu koleksiyon gerçekleştirilemezdi :
Ahmet Serdar Gökaşan (Lefkoşa), Ali Haydar Toprak (merhum-İzmir), Atila Türk (merhum-Lefkoşa), Costas Kleanthous (Londra), Deniz Plaza (Lefkoşa), Emre Bozatlı (Stockholm), Galeri Kültür (Lefkoşa), Gökhan Şengör (Lefkoşa), Hasan Tonyalı (Lefkoşa), Işık Kitabevi (Lefkoşa), Khora Kitabevi (Lefkoşa), Mesut Günsev (Girne), Miki Ferrario (Milano), Nezih Başgelen (Arkeopera Yayınevi İstanbul), Ruth Keshishian (Moufflon Bookstore-Nicosia), Soloneion Book Centre (Nicosia), Turgay Artam (Antik A.Ş. İstanbul), Turgay Kaptan (Denizler Kitabevi İstanbul), Üniversite Kitabevi (Kütahya)……
Çoğunu yakından da tanıdığım Bozatlı’ya el uzatan -tabii ben de dahilim!-  bildiğim kişi ve kurumlara  selam olsun diyorum, yazıyı gene üstat Emin Necdet İşli’nin “Kitap ayracı, kitabı “ya kebikeç “gibi koruyan -yani eskiden kitapların içine yazılan ve kitabı güveden, kurttan koruyan bir melek veya cinin adı olan- bir nesnedir”cümlesi ile bitiriyorum: YAAA KEBİKEÇ…


SAÇ & HAYAT

Elime çok hoş bir ayraç demeti geçti. Lefkoşa’da Kuaförlük yapan Naci Bayramoğlu kardeşim ‘SAÇ & HAYAT’ teması altında, her birinin üzerinde farklı desenler ve güzelim Kıbrıs ağzı ile kendine söylenen deyişler olan ayraçlar hazırlatmış. Eline, bilgine, emeğine sağlık usta. İşte onlardan küçük bir buket:
“Aralarına reng atabilirik?” (Fezile abla); “Saççıklarımı ongardayım isderim azacıg.” (Pembe deyze); “Bir gara maşacık alabilirim?” (Rasiha Deyze); “Onarabilin bana önlerini?” (Yeşim Aba); “Yanlardan gadçık isderim” (Yenacık); “Rengcikler çok güzel oldu, gıskandım ben de isderim” (Dervişe Aba); “Saçımı kesdireyim, isderim aralarından alasın” (Kadriye aba); “Alabilin uççuklardan bir iki parmacık” (Naime); “Akşam yıkayacağım bir ongartma isderim”(Cemaliye aba); “Bir föncük çekebilirik” (Ayşe Aba)…