Nihayet ders kitaplarımızı kendimiz yazıyoruz...

Erol SABIR

Eğitimde yerellik çok önemli bir olgudur hiç şüphesiz. Ülkeler eğitim sistemlerini inşa ederlerken, kendi kültürlerine, kendi toplumsal değerlerini ve kimliklerini rehber olarak almalıdırlar. Tabii ki evrensel değerler, bilimsel gelişmeler, eğitim ile ilgili yapılan çalışmalardan ve evrensel değerlerden bağımsız değil. Ülkenizin eğitim sistemini, öğretim programlarını ve ders materyallerini geliştirirken dünyadaki gelişmeleri yakından takip etmek, başarılı uygulamaları model almak gerekir. Model almak olduğu gibi getirip kopyalamak olarak algılanmaması gerekir tabi ki. Zira böyle yapılırsa  ülkemizin geleceği olan çocuk ve gençlerimizde telafisi olmayan büyük yaralar açılır. Yıllardan bu yana öğretim programları ve ders kitaplarını Türkiye Cumhuriyeti devletinden direk olarak  kopyaladık. Tamamen eğitimde yerellik olgusundan bi haber olarak. Tabi zaman içerisinde bu durumun vahametini kavranıp, komisyonlar oluşturarak, bazı kitaplarımızı yeniden, kültürümüze ve kimliğimize uygun olarak yeniden yazdık. Güzel bir başlangıç iyi bir adımdı eğitim sistemimiz için.

2014 yılının mart ayında Milli Eğitim Bakanlığımızın uhtesinde V. Eğitim Şurası gerçekleştirildi. Gerçekleştirilen eğitim şurasında, eğitimde yerellik olgusuna vurgu yapıldı ve tavsiye niteliğinde olarak, öğretim programlarımızın ve ders kitaplarımızın yeniden düzenlenmesi kararlaştırıldı. Aradan geçen yaklaşık iki yıllık bu süre içerisinde, bu tavsiye niteliğinde alınan karar önemli bulunmuş ki, Doğu Akdeniz Üniversitesi ve Milli Eğitim Bakanlığımızın işbirliği ile Temel Eğitim Program Geliştirme Projesi (TEPGP) başlatıldı. Bu proje kapsamında dersler ile ilgili komisyonlar oluşturuldu ve öğretim programları yeniden düzenlenmeye, okul öncesinden başlanarak sekizinci sınıfın sonuna kadar ders kitapları ise yeniden hazırlanmaya başlandı. Ben denizde bu proje kapsamında Beden Eğitimi Sağlık ve Spor Komisyonunda yer aldım. Eğitim sistemimiz için çok önemli olan bu girişim, birçok hükümet, Milli Eğitim bakanı ve daire müdürlerinin sürekli değişmesine rağmen önemini yitirmedi. En sonunda bu önemli girişim ilk meyvelerini verdi. Proje kapsamında 4. ve 6. Sınıflar için hazırlanan ders kitapları baskıda son halini aldı. Eylül ayında, okulların açılması ile birlikte yavrularımıza dağıtılacak ve okutulmaya başlatılacak. Okullarımızda görev yapan öğretmenlerimizde bu konu ile ilgili bir dizi hizmet içi eğitimden geçecek. Tabi böyle yenilik ve değişimler geçiş aşamasında bazı zorluklara gebedir. Umarız zorlukların üstesinden kolaylıkla gelinerek, önümüzdeki yıllarda diğer sınıf düzeyleri de bu güzel yeniliğe dâhil olurlar.

Okullarımızın açılmasına kısa bir süre kaldı. Karşımızda yığın haline gelmiş sorunlar duruyor. Öğretmen eksikliği, alt-yapı materyal eksikliği, devlet okullarının ikinci plana atılması, okullardaki plansız ve kontrolsüz öğrenci nüfusu artışları, çalışma barışı bozulmuş okullar v.s. Bu kadar olumsuzluklara rağmen az da olsa, bu ülkede güzel şeylerde oluyor diyebileceğimiz güzel bir değişimin ilk adımları atılıyor. Umarım bu proje ile eğitimde kendi kimliğimizi, kültürümüzü, benliğimizi yeniden buluruz ve eğitim sistemimizi Kıbrıs Türk toplumunun öz değerleri doğrultusunda yeniden inşa ederiz. Öğretmenler, öğrenciler ve aileler için başarı dolu güzel bir eğitim yılı geçirmemiz dileğiyle. Görüşmek üzere...