Üç İnsan Üç Öykü

Mesut GÜNSEV

Yarın 14 Ağustos … 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’nın ikinci safhasının başlangıcının 44 cü yıldönümü.

Bu günkü gibi sıcak o Ağustos gecesinde sınıf arkadaşım Dz.P .Üstteğmen Nabi Duru ile Fota sırtlarında aynı çukurdu sırt üstü uzanmış,hem yıldızları seyrediyor ve gün ışıkları ile başlayacak harekatın ikinci bölümünü bekliyorduk.

Ben de ,Bugün, üç gazi kardeşim Dz.P.Teğmen Bülent Alkan ,Dz.P.Üstteğmen Ahmet Kapsız ,Dz.P.Astsubay Başçavuş Rüştü  Ural ‘ın yaşanmış öykülerini paylaşıyor ve onları sevgi ve özlemle unutulmaz Diyanet İşleri Başkanımız Lütfü Doğan ile Mersin Valisi Bayram Turan Çetin ‘i rahmetle anıyorum…

 

İsterlerse Beni Assınlar!....

Kıbrıs’ta 15 Temmuz Yunan darbesi olmuş, adaya ilk çıkacak birliğe tahsis edilen yeni silahlar Mersin’e getirilmek üzere Deniz Piyade Teğmen Bülent, Ankara’da bulunan Makine Kimya Endüstrisi depolarına gönderilmiştir.. Silahları alıp dönmesi için sadece 48 saatleri vardır..

Gece yarısından sonra vardıkları MKE depolarında yaşlı bir sivil memur olan depo sorumlusu karşılar ekibi. Ancak depoya silahların teslim emri henüz gelmemiştir.

Tecrübeli depocu yüzlerce silahı emirsiz vermenin sorumluluğundan terlemekte bir taraftan da merkezden gelecek emri beklemektedir. Ancak saatler sayılıdır. Teğmen Bülent’in elindeki mesaj emri üzerinde bir tutanak yaparlar “İsterlerse beni assınlar,” der yaşlı memur.. “Sicilim hep temiz kaldı, ama bu silahları emirsiz veriyorum.. Allah yardımcınız olsun, güle güle”... Ve G-3 piyade tüfekleri, LAW’ar alelacele araçlara yüklenir ve zamanında Mersin’e varır...

Dz. P. Teğmen Bülent Alkan – Albay rütbesi ile emekli oldu. 20 Temmuz sabahı Rum Milli Muhafız Ordusu tank hücumunu kendi kullandığı bir LAW’la ateş ederek engelledi. Harekatta birçok başarıya imza attı. Liyakat madalyası ile ödüllendirildi. İzmir Foça’da yaşıyor.

Yaşlı Sivil Depo Memuru – Ne ismi, ne yaşadığı yer, ne de harekatın başarısına yaptığı önemli katkı bilinmiyor.

 

Şehit Olursam Evlen Ayşe!

Harp Okulu’nda başlayan Ahmet’le Ayşe’nin aşkı Kırıkkale Belediyesi’nin mütevazı nikah salonunda düğümlenmektedir.

Düğün aynı akşam yapılır. Üsteğmen Ahmet’in beyaz ceketli denizci “messdress”in sağ cebinde 18 Temmuz 1974 saat 17.00’te Mersin’de olmasını emreden, o gün Kırıkkale Askerlik Şube Başkanı’nın tebliğ ettiği gizli mesaj formu bulunmaktadır.

Kıbrıs’a ilk dalgada çıkacak Amfibi Birliğe katılacak olan Ahmet’le Ayşe o gece sabaha kadar el ele gelin odasında otururlar. Ahmet, Ayşe’ye “Evlen” der “Şehit olursam” ve ertesi gün birliğine katılır genç Üsteğmen...

Dz.P.Ütğm.Ahmet Kapsız – Deniz Piyade Albay Amfibi alayın kıyı başını tutmadaki görevi sırasında en kritik noktalarda bulundu ve görevini başarı ile yaptı. Harekattan madalyalı bir gazi olarak döndü. Mutlu bir evliliği ve sağlıklı iki çocuğu var..

 

Oğlum Olursa Adını Rüştü Koyun!

19 Temmuz, 1974’ünün öğle sonrası çıkarma harekatının ana gemisi TCG Ertuğrul tüm yüklemesini yapmış durumda “vira demir” komutunu bekliyor.

Astsubay Rüştü Mersin tren istasyonuna gelen cephane yüklü katardaki mühimmatı arkadan gönderilmek üzere işaretleyerek nefes nefese gemi bordasındaki sabit şeytan çarmıhından üst güverteye tırmanır.

Diyanet İşleri Başkanı Lütfi Doğan, son zafer duasını tamamlamış, Mersin Valisi Bayram Turan Çetin’le birlikte gemiden ayrılmak üzeredirler.

Astsubay Rüştü altı ay önce Mersin’e tayin olmuş ancak devlet memuru olan eşinin kadrosuzluk nedeniyle ataması yapılamamış, son çareyi Mersin Valisi’ne müracaatta bulan Rüştü, kendisine maaşının nerdeyse tamamının ev kirasına gittiğini, eşinin hamile olduğunu er veya geç Kıbrıs’a görevle ilk dalgada gideceğini, yardımcı olmasını rica etmiş,Vali Çetin, kadro işini halletmiş ve “Merak etme evladım, görevinden bir başka şey düşünme” demiştir.

“Sayın Valim ,Allahaısmarladık” der Rüştü. Yüzü üç gün uykusuzluktan çökmüş, sakalı biraz uzamış astsubayı birden tanıyamaz Vali Çetin. “Ben Rüştü Ural” der astsubay “görev günü geldi. Eşim bir müddet sonra doğum yapacak, şehit olursam ve erkek olursa adını Rüştü koyun!..”

Bayram Turan Çetin, astsubaya sıkı sıkı sarılır, “Merak etme oğlum, merak etme gazan mübarek olsun,” der.. Diyanet İşleri Başkanı Lütfi Doğan gözyaşlarını zor zapt etmekte, dudakları içten ettiği dualar nedeniyle kıpırdamaya devam etmektedir...

TCG Ertuğrul palamarlarını çözer ve gemi devresinden komut duyulur: “Bismillah vira, personel savaş yerlerine!”

...Ve Kıbrıs’a seyir başlar…

Dz.P.Astsb.Rüştü Ural – Emekli Deniz Piyade Astsubayı; harekat boyunca zaman ,zaman lastik botla ana gemiden plaja, zaman, zaman sırtında ön saflarda çarpışan arkadaşlarına cephane taşıdı ve onları hiç mermisiz bırakmadı. Şimdi İzmir’de küçük bir dükkan işletiyor. İkinci Harekat’tan sonra doğan oğluna soydaşlarına canı pahasına armağan ettiği bir ad verdi: “Özgür.”

Mesut Günsev – 20 Temmuz 1974 Şafak Vakti Kıbrıs kitabından