Cumhurbaşkanı Akıncı, 67 yıl önce yaşanmış olan bir olayın siyasal eşitliğe dayalı bir federasyonun konuşulduğu aşamada okullarda anılmak istenmesinin son derece vahim bir olay olduğunu söyledi. Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanma idealinin Kıbrıs’ta yaşanan olayların en ciddi nedeni olduğuna dikkati çeken Akıncı böylesi bir olayı müzakerelerin bu aşamasında yeniden gündeme getirmenin kabul edilebilir bir durum olmadığını vurguladı. Akıncı ‘Buna ilk andan itibaren tepkimizi koyduk, ne mutlu ki bütün toplum yediden yetmişe en soldan en sağa kadar bütün partiler bu konuda seslerini yükselttiler. Rum toplumunun içinde bile bu konuya tepkiler oluştu. Çünkü son derece yanlış bir olaydı. Bunun birkaç boyutu var benim irdelemem gereken, bir tanesi biz müzakere sürecinde ortak eğitim komisyonu kurduk, bu adada bir barış kültürünü geliştirelim diye, iki toplum arasında giderek azalan güveni yeniden tesis edelim diye. Çünkü ana mesele Kıbrıs’ta çözüm bulmak değildir. Geçmişte de bulduk, 1960’da, ama üç yıl yaşayabildi. Bir çözüme ulaşmak son derece önemli ama o çözümü yaşanır kılmak çok daha önemli. Bunu genç kuşakları doğru eğiterek yapacağız’ diye konuştu. Paradigmaların ve anlayışların değişmesi gerektiğine de dikkati çeken Akıncı Rum Meclisi’nde yasa değişikliği yapılacaksa cep telefonları ile ilgili yasayı geçirmelerini istedi.
Akıncı “Bizim iki yıl önce aldığımız bir karar vardı Rum liderle birlikte, cep telefonlarının iki tarafta da kullanılır hale gelmesi, bununla ilgili bütün teknik alyapılar hazır, bütün sorunlar giderildi, bir yasa var biz bu yasa nedeniyle bunu yapamayız dediler. İşte bu yasayı değiştirsinler meclislerinde. Güven olayının daha da gelişmesine yardımcı olsunlar” dedi Rum Meclisi’nde iki milletvekili olan ırkçı ve faşist bir partinin kuyruğuna takılarak meclisin çoğunluğunun sürüklenmiş olmasının da olayın bir diğer vahim yanı olduğunu belirten Akıncı, bu olayın adada Türkiye’nin etkin garantisinin ve caydırıcı niteliğinin ne kadar gerekli olduğunun bir göstergesi olduğunu söyledi. Akıncı “ Bu olay bize gösterdi ki iki sandalyeli küçük bir parti bile peşinden büyük parçayı sürükleyebildi, dolayısıyla bu olay Türkiye’nin etkin garantisi, güvencesi ve caydırıcı niteliğinin ne kadar gerekli olduğunu ve Kıbrıslı Türklerin bunu isterken ne kadar haklı olduklarının da bir göstergesi oldu” dedi. ENOSİS’in zamanlaması ile ilgili söylemler konusunda Akıncı bundan daha sakat bir zihniyet olamayacağını vurguladı. Akıncı ‘Bu kararın bu döndemde alınması yanlıştı demek daha uygun bir zaman gelince alsaydık daha iyi olurdu demek. ENOSİS’in kullanacağı bir karar tüm zamanlar için yanlış bir karardır. Bunun zamanlaması yoktur bundan daha yanlış bir söylem yoktur’ diye konuştu. Rumların tarihi 20 Temmuz’dan itibaren başlattıklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Akıncı ancak olayların 15 Temmuz da başladığını söyledi. Akıncı ‘Tarihi hep 20 Temmuz’dan itibaren başlatıyorlar. Ama bunun beş gün öncesi var. Ne oldu 15 Temmuz’da Yunanistan’daki faşist Albaylar Cuntası Makarios’a karşı bir darbe gerçekleştirdi burada. Makarios’u ENOSİS’i takipten uzaklaştı diye nitelendirdiler ve ondan kısa yoldan biz ENOSİS’i gerçekleştirelim diyerek Nikos Samson gibi bir adamın peşinde bir hükümet oluşturdular burada ve hemen ardından ilhaka giden, Yunanistan’a bağlanmaya doğru giden bir sürecin başlatıldığı ilan edildi. 20 Temmuz işte bunu engelledi.” Cumhurbaşkanı Akıncı Rum tarafının dağıttığı müzakere masasını toparlaması gerektiğine işaret etti. Akıncı ‘Eğer gerçekten Kıbrıs’ta iki kesimli, iki toplumlu bir federsayonu içlerine sindirmişlerse bunu kanıtlamak zorundadırlar bunu da müzakere masasında yapmalıdırlar ama dağıttıkları bu müzakere masasını önce toparlamaları lazım. Bunun için de Rum Liderin yapması gereken çok nettir. Bana haftaya müzakereye gel gibi çağrılar yapıyor, bir kere eğer sağlam bir zemin kurulursa yürütülebilir biz Kıbrıs Türk Tarafı olarak hiçbir zaman müzakerelerden kaçmadık herzaman çözümün takipçisi olduk, 12 yıl önce de bunu referandumda kanıtladık. Ben bütün siyasi geçmişini çözüm yolunda harcamış olan bir insanım bunu bütün dünya bilir. Sözcüsü aracılığıyla Akıncı masadan kaçtı gibi akla hayale sığmayacak şeyler söyleniyor. Benim böyle bir niyetim ve tavrım olmadığnı bütün dünya biliyor. Dolayısıyla çözüm istekliliği sadece bende değil Kıbrıs Türkünde de öteden beri vardır. Türkiye’nin de desteği ile bu çözüm sürecini ilerlettik bugüne kadar getirdik. Eğer bu konu bugün beşli konferans noktasına gelebildiyse bu Türk tarafının yaptığı katkılar sayesinde oldu’ dedi.
Rum tarafının yapılan hatayı düzelterek kapıyı açmaları gerektiğini belirten Akıncı Rum liderin müzakere masasında bu kararın kendisinin de içine sinmediğini ve onaylamadığını söylediğini ama bunun kamuoyuna da söylemesi ve Kıbrıs Türk halkına da doğru bir mesaj vermesi gerektiğini söyledi. Adadaki en büyük sorunun karşılıklı güvensizlik duygusu olduğunu bunun da geçmişte yaşananlardan kaynaklandığını kaydeden Akıncı ‘Biz yeniden düzeltelim diye uğraş verirken böyel bir olayla daha da tahrip ettiler onun için bunu tamir etmek onlara düşen önemli bir sorumluluktur’ diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.