• BIST 8989.95
  • Altın 2281.224
  • Dolar 32.3261
  • Euro 35.049
  • Lefkoşa 20 °C
  • Mağusa 20 °C
  • Girne 19 °C
  • Güzelyurt 20 °C
  • İskele 20 °C
  • İstanbul 18 °C
  • Ankara 13 °C

Taner Ulutaş'tan mesajınız var!

Taner Ulutaş'tan mesajınız var!
Taner Ulutaş'tan mesajınız var!

Sn. Mustafa Akıncı, Büyükkonuk’ta gerçekleşen Eko gününe gitmek yerine köpeğinizin doğum gününü kutlamayı tercih ettiğiniz dile getiriliyor. Eko-Meko yok derken, benim için köpeğim var imasında bulunduğunuz söyleniyor. Bir kısım insana sizin ‘Cumhurun’ yani bu coğrafyada yaşayan insanların başkanı olduğunuzu, böylesi bir benzetme ile hatırlatmanız, sanırım taşın ‘Cuk’ diye yerine oturmanıza neden oldu. Sn. Akıncı, yaptığınız hareket ve yansıttığınız ima ile gönül bahçemde, çoban olmayacak insana birileri, taç takarsa, ve o taç takılan kişi kendini kral zannederse, benim de sabrım ancak sevgim kadar olur demeye getirdiniz.

**

Sn. Teberrüken Uluçay, öncelikle tutulmuş olduğunuz ‘Nisap’ hastalığı nedeniyle size ve başkanı olduğunuz Diyanellos Sigara Fabrikasından bozma Meclisi Mebusan’a geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Haklısınız, 3.5 aylık bir yaz tatili dinlenme döneminden sonra işe adapte olmak gerçekten zordur. Birde buna Cuma Ö.S’dan Cumartesi ve Pazar tatil günleri de eklenince gerçekten günde 1-2 saatlik çalışma insanı zorluyor. Sn. Uluçay, vekillerimiz ve hükümetimiz tarafından çektirilen acıya kahkaha atmak bir sanat ise inanın halk olarak biz çok pahalı bir tablonun figürleriyiz.

**

Sn. Tufan Erhürman açıklamanızda, daha az oy çokluğuna sahip toplum, oy çoğunluğu olan toplumla kendini eşitlemek ve kararlarını belirlemek istiyor demiş Sayın Anastasiadis. Bunca yıllık müzakere sürecinden sonra siyasi eşitliği hala böyle yorumlamak anlaşılır gibi değil. Merkezi yanı veya kanatları güçlü bir federasyon fark etmez, siyasi eşitlik olmaksızın çözüme ulaşmanın imkansız olduğunu Sayın Anastasiadis hem anlamak hem de cesaret gösterip toplumuna anlatmak zorunda dediniz. Sn. Erhürman, Crant Montana’dan sonra rumun anlaşma konusunda ‘Cırıladığını’ görmeniz gerekir. Adam denizdeki petrolü ve gazı ben içeceğim, Kıbrıs Cumhuriyetinin tek hakimi de ben olacağım diyor. Bu Anastasiadis’e küfür etmiyorum. Sadece küfür edercesine gülüyorum. Birde bunu takip eden gölgesine hala daha bunu takip ettiği için kızıyorum. .

**

Sn. Kudret Özersay, TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun davetlisi olarak Ankara’ya gideceğiniz açıklandı. 15-17 Ekim tarihinde gerçekleştirilecek olan ziyarette Türkiye ile KKTC arasındaki yakın işbirliğinin daha da geliştirilmesi imkânları üzerinde durulacak, ayrıca Kıbrıs meselesine ilişkin son gelişmeler ele alınacak deniyor. Sn. Özersay, benim bildiğim kadarı ile Ekonomi Bakanı, Özdil Nami’dir. Maliye ise Serdar Denktaş’tan sorulur. Haaa, Kıbrıs meselesine gelirsek o işi de sanırım Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı yapıyor. New York’tan sonra, sanırım nakış ve dikiş işlerine, Ankara’da devam edeceksiniz. Aman, ananızın tavsiyelerine uyarak dikeceğiniz şeyin, Kıbrıs Türkü’nün kefeni olmamasına dikkat edin. Çünkü, insan kalbinden kaç kişinin geçtiği  değil. Kimin hangi derinlikte ve kalıcı bir ize sahip olduğu önemlidir. Bilmem anlatabildim mi?

**

Sn. Serdar Denktaş, katıldığınız bir televizyon programında, hayat pahalılığını %15 olarak maaşlara yansıtırsak bu devlet batar demiştiniz. Gazeteci kardeşimiz Süreyya Özdemir,  Lefkoşa Otobüs terminalinde her pazar kurulan halk pazarında bu hafta sonu yaptığı araştırmada,  patatesin kilosu 9 TL’ye, Renkli biber ve mantarın kilosunu 15 TL’den tezgâhlarda yerini aldığını, Elmanın kilosunun  6 TL Domatesin kilosunun ise 9 TL ‘ye satışa sunulduğunu tespit etti. Allahın, Salatalığı dediğimiz soframızın vazgeçilezleri arasında bulunan Hıyar’ın .5 TL  Acur’un: 8 TL. Böğrülcenin ise: 12 TL olduğunu kaleme aldı. Sn. Denktaş, %15 ile batacak dediğiniz devlet yerine, o devleti ayakta tutmaya çalışan insanları %1000 hayat pahalılığı ile batmış durumda. Bizim Ebuzittin efendi, son yıllarda  insanın, özellikle oy zamanlarında koluna takacak siyasetçi çok. Ancak seçim bittikten sonra ömrüne ömür katacak siyasetçi yok diyor. Ne dersiniz?   

 

Sn. Bilgin Günsoysosyal medyadaki paylaşımınızda, Yenierenköy taraflarında ağaca asılıp canlarına kıyılan iki köpek ile ilgili olarak darmadağın hissediyorum dediniz.Açıklamanızda İki canımızı insan olmayan yaratıklar tarafından bir ağaca asıp boğmuşturlar... benim yüreğim dayanmıyor gerçekten artık bukadar vahşete kalbim dayanmıyor ifadesinde bulundunuz. Sn. Gürsoy, fotoğraftaki görüntü gerçekten vicdan sahihi insanların dayanacağı cinsten değildi.İnsan elbisesi giymiş yaratık veya yaratıklar, yarattıkları vahşet ile Vicdan sahibi Vicdan ablayı öfkeden deliye döndürdüler. Fotoğrafa bakınca nedense Can Yücel hatırıma geldi. Ne demişti Can Yücal? Bana şiirlerinde küfür etme diyorlar. Lan, bu kadar o.. çocuğunu nasıl anlatayım küfürsüz demişti. Şimdi bu fotoğrafa bakınca İnsan elbisesi giymiş, insanlıktan nasibini almamış, bu ‘Homo Sapienslere’ nasıl o……çocuğu demeyeyim. Söylermisiniz?

**


Sn. Memduh Çeto, yönetim kurulu üyesi olduğunuz bir kooperatifte sendikalaşma girişiminde bulunan çalışanlara, aba altından sopa göstererek, ‘Hımmmm sakın ha’ diyormuşsunuz. Güç – Sen eski başkanı olarak. Bir başka deyişle eski bir sendikacı olarak, Demirel’in dün dündür. Bugün de bugün felsefesini benimsediğiniz söyleniyor. Eski bir sendikacının, sendikalaşmaya karşı olması, eşyanın tabiatına aykırı olmasına karşın, bu aykırı durumun yalnız döndüreklere mahsus olduğu dile getiriliyor. Sizin kıvırma ustası Asena olmadığını, yanardöner, döndükçe ışıl ışıl olan döndürek olmadığını bilenlerdeniz. Ancak, bizim, Hacı amca, o zaman bu ne lahana bu ne turşu diye sormadan edemiyor. Hasip dayı ise sendikalaşma önüne set çekenlere küfür etmeyeceğim. Her ne kadar küfür, ağa babalarının ağzında, atıkların oluşturduğu  lağım çukuru,bizim gibi işçi sınıfının ağzında açan çiçek olmasına karşın, küfür ağzımıza yakışmıyor diyor.

**

Sn. Ersin Tatar, yaklaşan  “UBP kurultayı ile ilgili olarak şahsınıza yönelik salvo atışları başladı. Zemberekleri kurulan bazı kişiler, Poly Peck’den girip, İstanbul Show TV’den çıkmaya çalıştı. Poly Peck davasının sona erdiğini, öğrenme zahmetinde bulunmayanlar, ellerindeki çamuru üzerinize fırlatmaya başladıklarına tanık olduk. Sn. Tatar, unutmayın, çamur atanın elinde bir miktar çamur kalır. O elde kalan çamurun temizlenmesi de sanırım yıllar alır. 

**

Sn. Zafer Hıdıroğlu,  Cengiz Topel Hastanesi Başhekimi olarak yapmış olduğunuz açıklamada, 45 yataklı Cengiz Topel Hastanesi’nde, birçok eksikliğin giderildiğini belirtildiniz. Hastanenin 24 saat sağlık hizmeti verdiğini ve hastanenin acil kayıt bölümünün 24 saate geçirildiğini, yakın zamanda da laboratuvar hizmetlerinin de 24 saate çıkacağını kaydettiniz. Bunun yanısıra acil servisin 1 hekimle 24 saat çalıştığını vurguladınız. Hastanenizi,  ‘Monobadi’ olarak isimlendirilen tarla yolundan çıkartarak, tam asfalt olmasa bile stabil yola çıkartmanız sanırım başarı olarak addedilebilir. Ancak şu Acil Serviste 1 doktor ile 24 saat hizmet verilmesi sanırım tomofilin lastiğini patlatabilir. Oraya da bir neşter atılıp biraz iyileştirilmesi sanırım stabil yolun asfalt dökülmesini sağlayacak. Sn. Hıdıroğlu, unutmayın, doktorun varlığı ömür ve sağlık meselesini, imanın varlığı da ahiret meselesini çözer.

**

Sn. Ziya Emir, öncelikle Londra Kıbrıs Manşet Gazeteniz hayırlı ve uğurlu olsun. Ancak, bizim buralarda yayınlanan, Kıbrıs Manşet Gazetenizin, manşet haberinde Eko Gününde toplumsal barış kazandı haberiniz sanırım yaşananlar ile ters orantılı oldu. Mustafa Akıncı’nın yanısıra, Tufan Erhürman, Kudret Özersay, Cemal Özyiğit ile Serdar Denktaş’ın oluşturduğu 4’lü koalisyon hükümetinin, Eko Gününe katılmaması ve yalnız bazı UBP’lilerin katıldığı Eko gününde, toplumsal barışın nasıl sağlandığını doğrusu merak ettim. Eski Eko Günlerine katılan halkın da büyük bölümünün orada olmaması, sanırım o güzelim mozaiğin parçalandığını işaret etti. Sevgili Ziya, Volks Wagen firması, ayni zamanda Bentley, Bugatti, Audi, Lamburcini, Skoda, Seat ve Porsche markaların da sahibi olduğu gibi KKTC’de bazı insanlar da taş atma. Bayrak dikme, Cumhura küfür edebiyatının da sahibidir.

**

Sn. Mehmet Özkardaş Siyaset yapıyormuşum. Yaşadığımız bu berbat düzende siyasetin girmediği yer, yada konu mu kaldı ki ? Geçim, seçim, kredi, mutfak, hava, su, papaz, imam, üfürükçü, muskacı, fetö, tarikat, cemaat derken, hayatın tümünü zaten siyaset sarmış diyorsun. Da, Atatürk Büstünü tokatlayarak, Türkiye Cumhuriyetini kuran, o eşsiz liderin yarattığı, bir ülkede rahat yaşamanın erdemini iliklerine kadar hissetmesi gereken o beyinsiz yaratık artıklarından bahsetmiyorsun  Sn. Özkardaş,  gönlümüzde Atatürk gibi biri varken, kafamıza veya gönlümüze başka birini sokmaya çalışmak hataların büyüğü olur. Çünkü bir yürek o fazladan yükü kaldıramaz.

**

Sn. Nilhan Tayfunlu sosyal medyadaki paylaşımınızda, ülkeye öğrenim adı altında gelen özellikle Afrika kökenli öğrencilerin, ciddi bir denetime alınması gerektiğini belirttiniz. Ve bazı öğrencilerin bindikleri en ucuz arabanın Mercedes olduğuna vurgu yaptınız. Sn. Tayfunlu, bazı üniversite sahipleri, bu arkadaşlara, cebinizdeki Euro veya doları boşaltmanıza, hayatım feda olsun derken, gannavuri, bonzai ve benzer uyuşturucu kullanıcıları da, bu tipler için sanırım, bunca basit ve sıradan bir dünyada sizler bizim için çok özel armağansınız diyor.

**

Sn. Ertuğrul Buğrahan, Risk Yöneticisi ve Ekonomist  olarak yaptığınız açıklamada, zamanında alınmayan tedbirler nedeniyle, krizin maliyetinin gün ve gün halka zam olarak yansıdığını, bugün geldiğimiz nokta anlık bir krizden ziyade, 2016’dan itibaren göstere göstere, adım adım gelen bir yıkımdır dediniz. . Yapılan zamlarla halkın alım gücü azalırken, yüksek kurların ve yüksek faizlerin yarattığı maliyet enflasyonu azalmazken,yerel para biriminde istikrarsızlık, kur, faiz ve enflasyon üçgenindeki sarmaldan çıkmak zor” diye konuştunuz.  Fırtına, öncesinde sessizliği ile sonrasında, hafif esen rüzgarı ve hemen arkasından 7 bufor şiddetindeki rüzgar ile en sonunda da ağaçları kökünden söken gücü ile kendini gösterir. Sn. Buğrahan, seçtiğimiz siyasiler, boğazımızda düğümlenen hıçkırık gibidir. Rahatlık yerine sürekli zam zum ile rahatsızlık ve tedirginlik veriyorlar

**

Günün Sözü

Sen doğru ol da varsın sanan eğri sansın.

Lâkin sakın unutma,

 Sen kendini bir şey sanmadığın sürece doğru insansın.

**

Fıkra

Yavaşla !..

Temel bir gün arabaya binmiş, uzunca bir yola çıkmış. Tam varacağı yere 2 saatlik yolu kalmış sağda bir levha görmüş : “Yavaşla 80 km” Temel hemen hızını 80 km’ ye düşürmüş.

Biraz daha ilerlemiş “Yavaşla 50 km” yazıyormuş. Temel hızını bu seferde 50 km’ ye düşürmüş. Az ileride “Yavaşla 20 km” levhasını görünce Temel hızını yine düşürmüş.

İyice meraklanmaya başlamış, acaba kaza falan mı oldu diye. Bir süre daha gittikten sonra karşısında yeni bir levha: ” YAVAŞLA’ YA HOŞ GELDİNİZ ” :)

gunun-fotosu-091.jpg

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler