• BIST 8718.11
  • Altın 2247.714
  • Dolar 32.332
  • Euro 35.1694
  • Lefkoşa 11 °C
  • Mağusa 10 °C
  • Girne 14 °C
  • Güzelyurt 10 °C
  • İskele 10 °C
  • İstanbul 9 °C
  • Ankara 2 °C

Taner Ulutaş'tan mesajınız var!

Taner Ulutaş'tan mesajınız var!
Taner Ulutaş'tan mesajınız var!

Sn. Recep Tayyip Erdoğan, bugüne kadar sonsuz destek verdiğiniz. Uğurlarında savaşı bile göze alarak yardım ettiğiniz. Özellikle Mavi Marmara olayında canlar kaybettiğimiz Filistinlilerin, İsrail ile masaya oturarak Akdeniz’de kol kola petrol arama işine girdikleri öne sürülüyor. Mısır, Ürdün, Filistin, İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs birlikteliğinde, sizin büyük destek verdiğiniz Filistinin, size karşı oluşan konsersüyumda yer alması dikkat çekti. Geçtiğimiz yılda Ermeni Soykırım iddiası ile pul bastıran Filistin’in hala daha Brütüs olmasına ne diyeceğiniz merak ediliyor. Bizim Minik Kuşlar, artık Müslüman Kardeşler birlikteliğinden ayrılma zamanının geldiğini öne sürüyor. Sn. Erdoğan Hatçe Teyze, besle kargayı oysun gözünü diyor. Sanırım bu durum göz oymalıktan çıktı, arkadan hançerlemeye dönüştü. Ebuzittin amca ise eski politika Allah rahmet eylesin öldü, yenisine sağlıklı uzun bir ömür dileyelim diyor.

**

Sn. Kudret Özersay,Dışişleri ve Başbakanlık koltuğunda, imam nikahı kıydığın ortaklarından ayrı telden çalmaya başladığın söyleniyor. 3 ortak Nuh derken sizin peygamber dememek için çaba sarfettiğiniz söyleniyor. Cumhurbaşkanı ile 3 ortak Do Minörden şarkıya girerken, sizin Mi Majörde ısrar ettiğiniz dile getiriliyor. Abdulmutallip amca, bırakın Kudret ovlucuğumu, o Anasının ısrarını daha doğrusu emrini kırmayarak nikahı bozmak için yan basıyor diyor. Havva Teyze ise ben kahve falına baktım. 3’mü desem? 5’mi desem bir yüzük çıkartma görüyorum dedi. Sn. Özersay, Ayşaba, her aşk için ölünmez, her dost için yaşanmaz. Ananın emrinden ise hiç çıkılmaz diyor. Ne diyelim?

**

Sn. Fikri Toros BM burdan Kıbrıs’tan ayrılsın fikrinin Kudret Özersay’a ve partisine ait olduğunu, bu fikrin ne CTP’nin nede Akıncı’nın bu düşüncesi değildir diyorsunuz. Sn. Toros, Sn. Özersay Zamtonlar birliğinden ayrılmak için sürünüyor. ‘Anam’ artık sizinle bu yolu yürümememi istiyor. Boşanmak için 3’den 9’a 3 defa boş ol boş ol demek için hazırlık ve manevra yapıyorum imasında bulunuyor. Koluna girmek için seranat yaptığı ve göz kırptığı güzel de belli oldu. Güneş gibi yakıcı, turunç tatlısı gibi lezzetli dediği güzel ile flört aşamasına girdi. Sn. Toros, aslında sizin probleminiz, kolunuza takacak insanın çok olması. Ancak, ömrünüze ömür katacak uzun soluklu insanın olmamasıdır.

**

Sn. Hüseyin Yalyalı, paylaşımınızda, müjdeler olsun; Kuzey Kıbrıs'ın bugün itibarıyla düşünce suçlusu var. Nasıldı "Bizde ne varsa Kıbrıs'ta da olacak" mı denmişti. Düşüncesi, siyasi duruşu, inancı vs nedeniyle eline silah almak istemeyen bir düşünce mahkumumuz var. Nasıl gururlu muyuz? Ne de olsa "Her Türk asker doğar" değil mi? Bir kez de bilim insanı doğsaydı diyorsun.  Da, Matbaa Almanya’ya geldikten tam 100 yıl sonra Osmanlı’ya gelebiliyorsa, bu bilim insanının nasıl doğacak dersin. Ebumüslim Efendi, aceleniz ne? Şeker suya mı düştü. Bilim insanı da doğar, emir ağzı kütleşince demiri de kesmez diyor. Sevgili Hüseyin, ünlü düşünürler, sana çok karışanla sana çok konuşanı iyi ayırt et. Biri seni kısıtlıyor biri beynini kemiriyor demişti. Vallahi beyin kemirile kemirile, bittiği için artık ne kısıtlayanı nede kemireni ayırt edebiliyoruz.

**

Sn. Mehmet Hoca, verilecek olan hayat pahalılığı ödeneği yuzdelik uzerinden verildilce tum ust kademe yuksek maaş çekenler az maaş çekenlerin ensesinden carta çekip avuçlarını ovustururlar bu memleketde adalet yoktur diyorsun. Mehmet gardaş, KKTC Bol Kepçe Lokantasında, çanağı derin ve çukur olanlar yemeği kepçe ile düz tabak tutanlar da kaşık ile koyar. Adalet diyorsun da, Adalet abla bunları görünce kalp krizinden hayat gözlerini yumdu. Adil düzen dersen Adil amca da yoğun bakımda gitti gidiyor. Hak ve hukuk dersen Halk da onu guguk sandığı için susma hakkını kullanıyor.

**

Sn. Bulut Akacan, öncelikle geçmiş olsun. Rahatsızlığınız nedeniyle hücre yerine hastanede kalmanız günün konusu oldu. Tabi buna paralel olarak da Erhan ile Zeki arkadaşlara korumalarınız ile attığınız o müthiş dayakta gündemin konusu oldu. Erhan’ın alacağını istemesi nedeniyle dayak yediği öne sürülürken, sizin alacağının da üstünde bir para teklif ettiğiniz dile getiriliyor. Sn. Akacan, para dağıtmaya başladıysan elin değmişken, okkalı bir dayak da bana at. Yalnız vereceğin para az olmamalı.  Nasıl olsa sen yine kandaki enzimler çoğaldı gerekçesi ile Hapishane yerine hastaneye gitme alışkanlığını yarattın. Yine sen Bulut olup torpil yağdırdıktan sonra hastaneye ve sonrasında dışarı, bana dayak attırdığın tetikçiler de içeri girer bu iş kapanır. Hacı amca, bakın rüzgâr dalından düşen yaprağı bir yere savurur, ama Bulut, adamı, yıldırım saçan adamları ile kasırgalarda uçan ağaçlar gibi kökünden söker ve uçurur diyor.Sevgili Bulut,  uçmayı seviyorsan, düşmeyi de göze alacaksın. Bak ozon tabakası delindi ve 1500 feet yukarıdan burun üstü yere çakıldın.

**

Sn. Cenk Conkbayır, başarılı bir kardiyoloji uzmanlığı sonrasında, Devlet Hastanesi Başhekim Yardımcılığına getirilmenizden sonra, başarılarınızın üzerine başarı katmaya devam ettiğinizi gözlemledik. Sinir ve Ruh Hastalıkları Hastanesi Sorumluluğuna getirldikten sonra dökülen bölümleri toparladığınızı, bununla da yetinmiyerek Sağlık Bakanlığı ile birlikte seminerler düzenleyerek bilgilendirme çalışmalarınızı sürdürdüğünüzü belirledik. Bakanlığın davet ettiği,Prof. Dr. Abdülkadir Çevik’e yardımcı olarak vermiş olduğunuz  Stres ve Yarattığı Rahatsızlıklar temalı seminerin büyük beğeni topladığı söyleniyor. Sn. Conbayır, bizim Ayşaba, ne varsa genç doktorlarımızda var. Tuttuklarını koparıyorlar. Cenk ovlucuğum yaptıkları ile bakanlığın yüz akı oluyor dedi. Doktorum, çoğu zaman doktorlar yaptıkları takdir edilmediği için yalnızlığı yaşar.  Ama olsun, Kaliteli yalnızlık, düzmece kalabalıktan her zaman daha iyidir.

**

Sn. Ahmet Said Sayın,  sosyal medyadaki paylaşımınızda yolsuzluk dosyaları ne alemde diyerek, pişmiş aşa su kattın. İktidarda iktidarsızlık yaşamaya bağımlı hale gelen arkadaşlar, kolları sıvayarak yolsuzluk dosyalarını bitirmeye çalışıyorlar. Ancak bir sorun ile karşı karşıya kaldıklarını öğrendim. Sayıştaylık veya yetkili bir kurum belge istediğinde, o belgeleri getirecek olan arabanın sürekli lastiği patlıyormuş. Yolda kaldığı için tabi belgelerde 9 ay bilemedin 10 ay sonrasında gideceği yere gidermiş. Hal böyle olunca suç patlayan lastiğin oluyor. Sn. Sayın, fiyatı, halk olarak bizim belirleyerek, etikete koyduğumuz yerde, etiket olmayı kabul ederseniz, el oğlu da gelir ve fiyatı etiketinize o koyar.

**

Sn. Özgul Gurkut, yağmurlu bir gecede Mağusa’dan Lefkoşa’ya araba kullandım. Kendimi şu an işkenceden yeni çıkmış gibi hissediyorum. Kaliteli asfalttan vazgeçtim, her kış öncesi yol çizgilerini kaliteli boyayla boyayarak yol güvenliğini artırabiliriz. Resmen “guduru” araba kullandım. Eve sağ salim gelebildiğimiz için şanslıyız mı diyeyim şimdi? Yol çizgileri yılın 365 günü, günün 24 saati belirgin ve görülebilir olsun diye bir fon oluşturulsun, ben katkıya hazırım dediniz. Sevgili Özgül, bazı kişiler, kahveyi sade içen ve şeker kullanmayan insanlara getirilen şeker kadar gereksizdir. Ancak halk olarak bazı kötü huylarımızı hala halı altında saklı tutmaya devam ediyoruz. Mesela, sabredip, sabredip zamanı gelince tek kalemde silerek tarihin siyasi çöplüğüne gömmek gibi.

**

Sn. Levent Yuksek, Milletvekilleri ile Bakanlara seslenerek, biz sizi Meclise halkın yararına yasa yapın diye seçtik..Sabah akşam TV kanallarna konuk olasınız aynı konuları konuşasınız diye değil..O Mecliste haftada iki saat komitelerde çalışarak hiçbir şey yapamazsınız dediniz. Levent gardaş, bizi yönettiğini sanan siyasilerimiz, TV’lere çıkıp cila ile parlamazlarsa. Ardı arkasına yapmayacaklarını bildikleri vaatler ile kandırdım ya oyununu oynamazlarsa o koltuğun tadı mı çıkar? Sol gösterip sağ vuracaklar ki, halk olarak yıldızları sayarken, şeşi de beş görmüş olalım. Seçince insan, kazığı yedikçe algılıyor herşeyi. Zeytinyağlı kıynıklı zam kazığını yedikçe öğreniyor ‘Auuuu’ yandım anam ağrıdım demeyi.

**

Sn. Ferda Ekinci, sosyal medyadaki paylaşımınızda, Emlakçılar da ev satamamaktan şikayetçi ama maşallah her yerde emlakçılar ve danışmanlarından geçilmiyor. Kent merkezinde oturulmaz. Uçmuş bu ev sahipleri. Sanki o kadar parayı mezara götüreceksiniz değil mi? Kıç kadar bir daire olmuş 1400 TL + 2 depozito + kira bedeli + ebesinin örekesi. Yok arkadaş gidip köyde otururum daha iyi. Bu ne be diyorsun. Sn. Ekinci, bu ülkede siyasiden tutunuz da önemli kurumların başındaki insanlara kadar hep ülkeyi daha ileri götürecekler diye buz gibi hayallerimiz, Emlakçılar ile işbirliği içerisinde bizleri şeker gibi ev sahibi yapacaklar düşüncelerimiz vardı. Umutlarımıza yağmur yağdırdılar. Ne buzdan hayallerimiz, nede şekerden evlerimiz kaldı.

**

Günün Sözü

Tekne limanda güvendedir. Ama teknenin amacı bu değildir.

**

FIKRA

Neden itiraz etmediniz?

Kayserili bir genç yeni işe başlamış. 1 aylık çalışma sürecinin sonunda ilk maaşını almak için bankamatiğe gittiğinde anlaştıkları maaşın 300 TL üzerinde bir ücret yatırıldığını görmüş.

Hiç sesini çıkartmadan, sevinerek maaşı çekmiş. Aradan bir ay daha geçmiş. Tekrar maaşını çekmeye gitmiş, bakmış bu seferde 150 TL eksik yatmış. Hemen muhasebeye gidip itiraz etmiş. “Neden maaşım eksik yattı” diye.

Bunun üzerine muhasebeci “Neden geçen ay 300 TL fazla para yatırdığımızda itiraz etmediniz de, şimdi eksik yatınca itiraz ediyorsunuz” demiş. Adam sakince cevap vermiş: “Prensibimdir ilk hatayı her zaman affederim.”

**

Günün fotosu

gunun-fotosu-119.jpg

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler