• BIST 9693.46
  • Altın 2496.161
  • Dolar 32.4971
  • Euro 34.5977
  • Lefkoşa 14 °C
  • Mağusa 15 °C
  • Girne 17 °C
  • Güzelyurt 13 °C
  • İskele 15 °C
  • İstanbul 13 °C
  • Ankara 11 °C

Taner Ulutaş'tan mesajınız var!

Taner Ulutaş'tan mesajınız var!
Taner Ulutaş'tan mesajınız var!

Sn. Kudret Özersay face book sayfanızdan yaptmış olduğunuz açıklamada, göreviminbaşındayım dediniz. Vallahi açıklamanız sonrasında,sankigömeç veya ayrelli toplamada olduğunuz kanısına vardık. Hasibe Teyze, sabah kahvesini içtiği Ayşaba’ya, be Ayşe ama Kudret ovlucuğum sahi ama neredeydi? Sosyal medyada görevinin başında olduğunu açıkladı da merak ettim dedi. Ayşaba da aman be Hasibe, boş ver bunlar Ayrelli toplamaya giderken bile ‘Çevre’yi denetledik derler. Alangirli işimiz yok diye caga satarlarken, maşallah perde arkasında cigarayı ulayarak içerken, bakanlık ve müsteşarlık ile müdürlükleri kime vereceklerini hesaplarlar diyor. Sn. Özersay, Namık Kemal dedikodu konusunda yine haklı çıktı dediniz da, Hüsamettin Tayar efendi de bizim pinokyoların burnu fazla uzadı. Konuşurken sırıtıp rahatsız edici boyuta yükseldi. Etikete fiyatı koyacak olanların, etiket olmayı kabul ettiği bir ülkede yaşıyoruz. Ama onu boş verin,o etkikete fiyatı başkalarının koymasını hazmedenler,ne yazık ki, otur arap, kalk arap figürlerini çekinmeden sunmanın dayanılmaz hafifliğini de yaşıyorlar ifadesinde bulundu.

**

Sn. Olgun Amcaoğlu, hükümet bozuldu. Tumba oldu. Serum şişeceğinde yaşamlarını sağlayacak bir haftalık serumları kaldı diyenler çoğaldı. Hatta, İdam Sephasına asılı ip, boyunlarına dolandı. Maaş isimli zat-ı muhteremin eli şakağında, vurayım mı? Yoksa bağışlayayım mı? Diye düşündüğü söyleniyor. Vallahi sandalyeye tekmeyi basarsa, Adios verçi, bay bay diyebilecekleri ve hocanın rahmetliyi nasıl bilirdiniz sorusu sonrasında helvasının da afiyetle yeneceğini söyleyenlerde var. Yolcudur Abbas, bağlasan durmaz şarkısı koro halinde söylenmeye başlanırsa, Maliye Bakanlığı koltuğu da beni en iyi Olgun Amcaoğlu ısıtır diyor. Adil amca, Olgun ovlucuğumun orası hakkıdır. Yıllarca orada, dirsek çürüttü. O görevi layıkı ile yaptı dedi.Sevgili Olgun, Hacı amca, ülke insanının hayatının kalitesini, hayatımızdaki insanlar ile ülkeyi yöneten siyasilerin kalitesi belirler. Kimisi İngiliz Gazmiri, kimisi de basma entaridir. O Gazmir Olgun’a yakıştı diyor.

**

Sn. Asım Akansoy,Damla Dabiş’in programında, Türkiye'nin en baştan itibaren,Serdar Denktaş ile sorunu olduğunu ve bu sorun nedeni ile görüşmek istemediklerini belirttin. VE ilişkilerin bu noktada olmasındaki 2.prüzün de bu olduğunu dile getirdin. Sn. Akansoy, zaten bu durum, çözümü zor çok bilinmeyenli bir denklem değil. Sn. Denktaş’ın protokolun imzalanmaması nedenlerini  ‘Elçiliğe ‘ sorun. Erdoğan’a sorun demesi de sanırım bundandır. Ancak siz yavrusunuz yavru kalacaksınız deyip, bir türlü büyüdüğümüzü ve kardeş olmak istediğimizi, görmek istemeyen Türkiye yetkililerinin, Serdar Denktaş’ın bazı konularda dik durmasına tepki göstermesi de bu prüzlerden sizce biri olamaz mı?  Unutmayın nasıl ki insan paranın sahtesini yaparken, parada insanın sahtesini yapabiliyorsa, baskı da dünün ciğerci kedisini, bugünün, özgürlük felsefesinin aşığı ‘Sokak Kedisi’ yapabilir. Ne dersiniz?

**

Sn. Hasan Ulaş Altıok, bizim Asiye Teyze, o Hasan ovlucuğuma 40 defa, o dilini eşek arısı soksun. Sus be ovlum. 41’nci sus sözünü kullanırsam gerçek olur dedim. Dedim ama dinletemedim. Bak, sabır taşını çatlattı. Bardağı da taşırdı ve bal arısı da değil, o sarı mirmiyona arısı gelip Hasancığımın dilini, tam ortasından soktu. Özdil ovlucuğuma söz söylemenin durup dururken ne gereği vardı dedi. Hacı amca be Asiye, sen galiba Hasan ovlucuğumun söylediği sözleri galiba görmedin. Hasan evladım, CTP’de yurtseverliğin partiden koptuğunu. çıkar ve koltuk uğruna parti içi kutuplaşmaların yaşandığını. parti tüzüğünün hiçe sayılıp Neo-Liberalizm politikalara yönelildiğini, bağımlılığa bağlı kişilerin çoğaldığını. Seçim yenilgilerine neden olan, talimatla yönetilmenin başarı sayıldığını. Kurumların TC sermayesine peşkeş çekildiğini. Emekçi kesimin ekonomik olarak ezilmesine göz yumulduğunu. Toplumsal irademizin elimizden alınmasına çanak tutarak, en önemlisi, partinin, Federal Kıbrıs mücadelesinden uzaklaştırıldığını. Bu nedenle sokakta yürüyecekleri yüz bırakılmadığını söyledi. Ma be Asiye sen Ay’da mı yaşan da bunları duyman dedi. Sn. Altıok, Abdülselam amca, kanat vardır kuzgun’u saraydaki padişaha, kanat vardır Güngör çöplüğüne götürür dedi.

**

Sn. Ayşegül Baybars 4’lü koalisyon hükümetinin geçirdiği yabancıya 3’ncü ev alma hakkı tanıyan yasa sonrasında, Yusuf Mert isimli vatandaş hangi 3 ev diyor. Mağusa’da ismi kendinde saklı X bir inşaat şirketinin, yaptığı 220 konutluk blokta, sadece 16 adet dairenin tek bir yabancı şahısa ait olduğunu belirtti. Hatta vatandaşımız daha da ileri giderek, Rus ve İran’lı olmak üzere 20 daire sahibi olanın da mevcut olduğunu ve birgün yerli halkın kiracı olarak ülkede yaşam süreceğini dile getirdi. Sn. Baybars, son zamanlarda yaptığınız yasal düzenlemeler ile takdir toplamaya başladınız. Emirname gerçeğinde olduğu gibi sorunları diyalog ile çözmeye uğraşmanız, size yönelik sempatinin artmasına neden oldu. Bizim Ayşaba, söyleyin Ayşegül gızıma, bir yabancının 20 adet ev aldıktan sonra, koçanlarını başkaları adına çıkartmasının önüne geçecek bir yasacık çıkartsın. Gidişat kötü. Art niyetlilerden kollayamayacağız dütü. Sonra olmayalım, bir zamanların Meşhur fahişesi Abbas’ın Şerifin’insütü dedi.

**

Sn. Çelebi Ilık, bürokrasideki deneyimini, iş çözücülüğünü ve devletin bekası ile ilgili hassasiyetin çok bilinmeyenli bir denklem olmaktan çıktı. Ama ailene bağlılığın, aile birlikteliğini yansıtmaktaki başarın, sanırım hepsinin önüne geçti. Aile birlikteki güzelliği bu denli güzel yansıtman, Hacı amcaya bile ‘İşte budur’ dedirtti. Sevgili Çelebi, ne sıcak nede soğuk, aile güzelliği ve bürokrasideki başarıların ile ‘al benisini’ yükselttiğin vitrinini, ılık, ılık dizayn ederken görenlere ‘Vay be dedirttin. Ünlü düşünürler, Zihin paraşüt gibidir. Açık değilse işe yaramaz diyorlar. Ama maşallah senin paraşüt, yelkenlerini tatlı, tatlı esen rüzgar ile dolduran yat gibi uçarak gidiyor.

**

Sn. Hüseyin Cumaoğlu, sosyal medyadaki paylaşımınızda,biz neymişiz be abi. Markete gittim. Tezgahtar Rus. Benzinciye gittim Bangladeş’li, arabayı yıkatayım dedim Vietnamlı çıktı. Yolda pelerinli Pakistanlılar. Neyse ki Mustafa abiyi gördüm de selam verip aldım diyorsun. Hüseyin Hoca, yakında yeşil altlı mum ile Mustafa abini de bulamayacaksın. Hazır yol yakınken, Londra’ya kadar atılıver. Yok zamanın varsa Avustralya’ya git ve Kıbrıslı Türkleri orada doya doya gör. Yoksa bir müddet sonra, ondan da mahrum kalacaksın. Hem boş ver, giden Türk gelen Nijeryalı, Pakistanlı, Türkmenistanlı velhasıl uluslararası olduk. Birleşmiş Milletler gibiyiz.  Sevgili Hüseyin, kadınlar sevilmek için yaratılmıştır. Anlamak için değil. Kıbrıslı Türkler’de üzerindeki ölü toprağını silkelemek için ‘Göç’ için yaratılmıştır. Haaa içlerinden bazıları verilen emirleri, ‘Dikili Taş ‘ altında dikkat denince hizaya gelerek tırnak kontrolü yapmak için yaratılsalar bile istisnalar kaideyi bozmayacağı için onlar göçten hariç tutulur.Halil dayı, Bir tutam vaat ve gıccacık ile oğlancığın işe girmesi uğruna, bir ömür veren, Kıbrıslı Türklere, dualarımız sizinle diyor.

**

Sn. Berzah Güneş, Klinik Psikolog olarak yaptığınız açıklamada, son zamanlarda ekonomik ve sosyolojik travmaya neden olan bir takım olayların, kişilerin hem psikolojik hem de fiziksel olarak bir takım rahatsızlıklar yaşamasına neden olduğunu belirttiniz. Ciddi boyutlara varan kriminal olayların hergün yaşanması nedeniyle de toplumun ruhsal sağlığının bozulduğunu öne sürdünüz. Ve buna bağlı olarak da huzur içerisinde büyümesi gereken çocuklarımızın maalesef bu ortamdan oldukça uzaklaştığını dile getirdiniz. Penceresi sonuna kadar açık ve kepenkleri duvara dayalı, kapısı ise ‘Gındırık’ olmayı geçtik, menteşelerinden bile sökülmüş, ‘Sorma Gir Hanında’ sanırım bundan iyisi ‘Şamda’ kayısıdır. Sn. Güneş, birazda sitem kokan ikazlarınızda son derece haklısınız. Bu yaşanan durumlara gelinmesinde sanırım, gıccacığın işe girmesinden ve oğlancığın sözleşmesinin uzatılmasından başka birşey düşünmeyip, siyasetçinin kapı bekçisi olan biz halkın da büyük payı var diye düşünenlerdenim. Berzah hanım mesele koltuğa oturacak 50 vekil seçmek değil. Mesele seçtiğimiz o 50 vekilin ülkeye ne kadar fayda sağladığı meselesidir.

 **

Sn. Olsan Karabardak, Muratağa-Sandallar-Atlılar Muhtarı olarak, 1974’te 127 şehit vererek ağır bedeller ödeyen Muratağa-Sandallar-Atlılar köyünün ilgisiz bırakıldığını söylediniz. Yaklaşık toplam 150 nüfusa ve 62 haneye sahip olan Muratağa-Sandallar-Atlılar köyünün, marketi, okulu, çocuk parkının olmadığını, gençlere verilen kırsal kesim arsalarının da alt yapı eksikliğinin olduğunu dile getirirken devletin ilgisizliğinden dem vurdunuz. Sn. Karabardak, şehitler beldesi Muratağa-Sandallar-Atlılar köyüne devlet büyüklerinin ilgisiz olduğu söylenemez. Bakın her şehit sözü geçtiğinde, bizi yönettiğini ileri sürenler, İstiklal Marşı eşliğinde bayrak altında selam duruyor. Şehitlerimiz derken, Vatan, Millet, Sakarya, Nurlu Ufuklar kitabının sayfalarından pasajlar okuyor. Okurken de selamı, senede bir gün olsa dahi çakıyor. 365 günün bir günü, Şehitlerimizin hatırlanmasına, 364 günü de boş ver gitsinin hatırına ayrılıyor. Hacı amca bu kadar fedakarlık yetmezmi diyor. Sn. Karabardak, Portakalı soymadan içinin iyi olup olmadığını anlayamazsın. Yalbır, yalbır parlayan ve al beni diyen o güzelim portokalı soyunca bir bakmışsın içi çürümüş. Naparsın?

**

Sn. Mustafa Zurnacılar, Yeniboğaziçi Belediye Başkanı olarak, çok güzel bir olaya imza atmak için kolları sıvadığını, ‘Devlet Böyüklerimizin’  ‘FAGO’ ile bakıp da göremeği, şehitler diyarı, Muratağa-Sandallar-Atlılar köylerine yapılması planlanan minyatür parklar için yer belirlediğini ve bu konuda çalışmalar yaptığını  öğrendik.  Yeniboğaziçi Belediyesi olarak Haziran ayı başlarında başlanacak olan minyatür parkları, yaz sonunda tamamlayacağın söyleniyor. Mustafa Başkan, laf ebeliğinden öte, birşey yapmayan, dünyanın en ağır vincinin bile kaldırmakta güçlük çektiği, 95 yaşındaki ihtiyarın pipisi gibi yerlerinden kımıldamayanlara, yapacağın iş ile güzel örnek teşkil edeceksin. Sevgili Mustafa, tavuğun da, penguenin de kanatları vardır. Ama her ikisi de uçamaz. Ancak birisi yüzerken Kuzey Kutbunun tertemiz sularında, diğeri eşelenir çöpler ile dolu lafazanlık çukurunda. Hadde bir zahmet tertemiz sularda nasıl yüzüldüğünü birilerine gösteriver.

**

Sn. Mehmet Ali Ekemen,LAÜ İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Görevlisi olarak, ekonominin gün geçtikçe daralmakta olduğunu belirtiniz. Ve Türkiye ile imzalanacak olan bir mali protokole ile ardından gelecek kaynağa ihtiyaç olduğunu söylediniz. Şu anda hükümetin kendi içinde yaşadığı bir kriz var. Kudret Özersay’ın bu konuda ciddi bir duruşu var. Denktaş ise maaşları ancak borç çekebilirse ödeyebileceğini ifade ediyor. Bu durumun yaşanmasının en büyük sebeplerinden bir tanesi mali protokolün imzalanmamış olması ve Türkiye’den Kıbrıs’a nakit para akışının olmamasıdır diyorsunuz. Hocam yani bir başka deyişle, be arkadaşlar, siz kalktınız sokak kedisinin özgürlük felsefesini benimsediniz. Ciğercinin kedisi olmanın suyumu çıktı. Ciğercinin camda asılı ciğerine bakarken, arasıra tekme yeseniz ve besleme sözlerine muhtap olsanız bile, sonunda bir sokum ciğeri mideye indiriyordunuz. Kalktınız sokak kedisi olmaya soyundunuz. Hadde bakalım o özgürlük size ciğer verecek mi demeye getiriyorsunuz. Hocam, sokak kedisinin,silahı, dik duruşu ile yüreğidir. Koltuk uğruna yalpalayanlar dışında osilah tutukluk yapmaz.

**

Bekir Y, kimse kusura bakmasın ama sana sayın diyemeyeceğim.  Girne’de geçtiğimiz gece yarısı, alkolün etkisi ile bir kadını aracınla takip edip, onu durdurduktan sonra cinsel tacizde bulunman kabul edilir bir durum değil.160 promil alkolün tesiri altında, RC 709 plakalı araban ile kadını Karaoğlanoğlu bölgesine kadar takip ettikten sonra, fazlalıklarını pantolondan fora edip, kadına saldırman, baktığım erkeklik kitabının hiçbir maddesinde yazmaz. Hacı amca, içtiği yerde mamurlamayanların, fazlalıklarını kesip vücutlarındaki delik- gediklerden birisine koymalı. Sonrada ona hadde bakalım, buyur tacizini yap demeli. Asiye teyze bu Bekir efendinin kız kardeşine, karısına veya bir yakınına birileri çıkıp, fazlalıklarını gösterse hoşuna gidecekmiydi diye soruyor. Bekir efendi, Vallahi ben senin gibi tiplere artık küfür edip, sövmüyorum. Sadece küfür edercesine katıla katıla,  kıçım ile gülüyorum.

***

O zaöam sen ‘İ’sin

 

Temel bir yarışmaya katılır ve kazanır. Kendisine bir kitap hediye edilir. Kitabın adı da "Düz Mantık" tır. Temel hediyeyi alırken sorar;

-Bu kitapta ne yazıyor?

-Okuyunca öğrenirsin...

-Ben onunla uğraşamam, anlat bakiim sen bana.

-Pekala. Bak şimdi; senin evinde akvaryum var mi mesela?

-Evet var...

-O zaman içinde su da vardır?

-Evet var...

-İçinde su varsa balık da vardır?

-Evet var...

-Balık varsa hayvanları da seviyorsundur sen?

-Evet...

-Hayvanları seviyosan insanları da seversin herhalde?

-Evet...

-O zaman senin sevgilin de vardır?

-Evet var.

-Yaşlı görünüyorsun o zaman sen evlisindir?

-Evet.

-E karın olduğuna göre de, homoseksüel değilsindir?

-Evet.

-Bak gördün mü? Düz mantık buna denir işte...

Temel çok etkilenir. Kitabı alır koltuğunun altına eve doğru giderken Dursun'u görür...

Dursun sorar;

-Temel o ne?

-Düz mantık kitabı!

-Nası bişey bu anlat bakiim...

-Bak şimdi; sizin evde akvaryum var mı?

-Yook!

-O zaman sen i*nesin...

***

Günün Sözü

gunun-sozu-062.jpgGünün Fotosu

gunun-fotosu-149.jpg2019 takvimi2019-takvimi.jpg

 

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler