Sn. Sibel Siber, Başbakanlık Kovid 19 Koordinasyon Konseyi Başkanı olarak kolları sıvadığınıza tanık olduk. AB’nin KKTC’ye Koronavirüsiçin 5 kişilik bir ekip göndereceği, ancak onun öncesinde bölgelerdeki vaka sayısı ile astım ve tansiyon gibi hastalıkların, istatistiki bilgilerini, ayni sizin gibi talep ettiği söyleniyor. Ancak ne size, nede AB’ye bu bilgilerin verilmediği öne sürülüyor. Sibel Hanım, Mahşerin 4 atlısı var. Beyaz atlı olan ‘istatistiki bilgi eksikliğidir’. Doru at krizi yönetecek komitedir.’’ Siyah kısrak krizde yer alacak sizin gibi uzman kişiler’’ Kırmızı Arap atı olan da ‘Komiteye sağlanacak imkânlardır’’ Sanırım hepsi de zorlu kısraklardır.Sanırım atların ikisi rahmetli oldu. Ne dersiniz?
**
Sn. Kemal Deniz Dana, Karpaz Koordinasyon Kurulu Başkanı olarak, Karpaz Bölgesinde, 22 köyde yaklaşık 12 Bin insanın, tam sokağa çıkma yasağı nedeniyle alım güçlerinin düştüğünü kaydettiniz. Alım gücü düşen insanımıza yardımları ulaştırırken, bir parti başkanının kendi köyüne yardım etmeniz için kapınızı çaldığını söylediniz. ‘Yok, artık, bunada mı tevessül ettiler dedirten bu olayda görevi tüm ülke insanını düşünmek olan siyasetçinin, kendine yakın insanları düşünmesi manidardır. Sn. Dana, Ayşaba, Kemal ovlucuğumdan, bunlara uymadığı için Allah razı olsun. Bu zor dönem geçsin, oy zamanı isimlerinin altını çizdiklerimizin, günü geldiğinde isimlerinin üzerini çizeceğiz dedi.
**
Sn. Gökhan Altıner, göz, gez arpacık diyerek Sağlık Bakanı ile Ekonomi bakanının programında mitiralyoz ile taradın. Taçoy ile Pilli’nin başarısız olduğunu ve görevlerinden alınacağını belirttin. Ayrıca Taçoy’un bankaların yanında yer alması ve halkı düşünmemesi nedeniyle Başbakan Tatar’dan da fırça yediğini söyledin. Sevgili Gökhan, vatandaşın gönlünde buket olacağına ensesi kalın, gerdanı sarkıkların kalbinde bir çiçek olmayı tercih edip, halkın önünde göbek dansı, diğerlerinin önünde vals yapanların yeri Meclis-i Mebusanın ceylan derili koltukları değil siyasi çöplüktür. Bir tükür iki kuluvallahi çek yol ver gitsin diyor Ayşaba.
**
Sn. Salih Çaltıkuşu, sosyal medyada yaptığınız paylaşımda, 28 yıl Kıbrıs Medya grubu bünyesinde çalıştığınızı ancak böylesi zor bir dönemde, Perşembe günü birçok arkadaşınız ile birlikte görevinize son verildiğini belirttiniz.Salihgardaş, ülkenin Amiral Gemisinin motoru, ekonomik durum ile içteki kavgadan hasarlanmıştı. Motor rayma isteyince geminin tayfaları sokağa atıldı. Sanırım müze olarak limana çekilmesi yakındır. Ayşaba, dost dediğin kara günde belli olur. Söndürün ışıkları dostlarımı sayacağım dedi. Acaba kalan oldu mu?
**
Sn. Ali Erbaş, bizim Minik Kuşlar, Umre’ye gidilmemesi yönünde TC Sağlık Bakanının ikazına karşı çıktığınızı ve camileri kapatmak ve Umre’nin önüne set çekmek insanı dinden uzaklaştırır diyerek itirazda bulunduğunuzu söyledi. Sağlık Bakanının direkten dönerken, Umre’den dönenlerin de insanların başına çorap ördüğüne vurgu yapıldı. Ancak daha sonra ne hikmetse toplu Cuma namazına katılmalar yasaklanırken, Cuma namazını kıldırmanız, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bile tepkisine neden olmuştu. Sn. Erbaş, Ununuz var. İrmik ve.Şeker de var.Geriye helvayı pişirmek kaldı. Ama helvanın dibi tuttu.Üstüne üstlük üstü hamur kaldı. Kısacası ustalığınıza bu durum yakışmadı.
**
Sn. Nafiya Horozoğlu, çeşitli nedenler ile KKTC’den İngiltere’ye giden ancak koronavirüs nedeniyle oralarda mahsur kalan, insanlarımızın ülkelerine dönmek için gösterttiğin çaba takdir ve alkış topladı. Öğrencilerin yanısıra, öğrenci olmayan insanlarımız da ailelerine kavuşurken, birçok insanın hayırduasını aldın. Sevgili Nafiya, eskiden yaptıkların ile Londra’daki Türklerin kalbinde bir çiçek olurken, şimdi tüm Kıbrıslı Türklerin, gönüllerinde buket oldun.
**
Sn. Kerem Kınık, Kızılay Genel Başkanı olarak, halkın sizlerden beklentileri büyüktür. Ancak beklentilerin yansıra, Kızılay adına yapılan bağışların yanısıra Kızılay’ın yaptığı yardımların da yerine ulaştırılması konusundaki hassasiyetleri ayni oranda büyüktür. Bizim Minik Kuşlar, Coca Cola firmasının, Kızılay’a 1,5 milyon dolar bağışladığını öne sürerken, bunun basında neden paylaşılmadığını merak ediyor.Ve hatanın giderilerek paylaşılmasını istiyor. Sn. Kınık, kızlar ‘’Beyaz Yatlı’ prenslerini beklerken, bizim Minik Kuşlar, yapılmışsa, bu yardımın güzergahını açıklamanızı bekliyor.
**
Sn. Mehmet Ali Yükselen, dünya genelinde yaşanan COVID-19 pandemisinden dolayı ülkemizde de çok zor bir dönemden geçtiğimizi vurguladınız. Her alanımıza büyük zarar veren pandemiden eğitim de nasibini aldı. Ancak Telsim ile yapmış olduğunuz işbirliği sonrasına LAÜ öğrencilerinin kesintisiz eğitim alma imkânı sağladınız. Ve eğitime, 2019-2020 Bahar Yarıyılı süresince, uzaktan eğitim şeklinde devam edilme kararı aldığınıza da vurgu yaptınız. Mehmet Ali Hocam, bugüne kadar yaptıklarınız ile hem siyasi erkin, hemde bölge halkının kapsama alanından hiç çıkmadınız. Bu zor dönemde de ful çeken bataryanız ile kapsama alanını genişleterek, kalplerden, gönüllerin en müstesna yerinde kamp kurdunuz. Hayırlısı diyelim hocam.
**
Sn. Erhan Tünay Kimse aynı gemide değil. Laf ebeliği yapmayın diyorsun. Yo be Erhan, bazıları süper lüks yolcu gemisinde, siyah havyar eşliğinde şampanya patlatırken, bazı garibanlar ise su alan ve battım batıyorum diyen sandalda zeytin, ekmek soğana talim eder be abim. Birileri laf ebeliği, diğeri midesinin gurultusunun telaşındadır. Erhan, ateş karşısında bozulmayan altın, altın karşısında bozulmayan kadın, kadın karşısında bozulmayan erkek ve üç kuruşluk menfaat için karakterini satmayan insanlar kalitelidir.
**
Sn.TacanReynar, istifa etmiş eski bir yargıç olarak, Bakanlar Kurulu'nun yetki sınırlarını aşarak ciddi anlamda anayasal kural ihlali yaptığını söylediniz.Bakanlar Kurulunun, Anayasa’ya aykırı bir şekilde, Meclis’in yasama yetkisini gasp ettiğini, sadece ekonomik konularda yasa gücünde kararname çıkarma yetkisine sahip olduğunu belirttiniz. Sn. Reynar, Anayasa bir defa delinmek ile bir şey olmaz diyenler, Anayasa’yı bir zamanın meşhur Abbas’ın şerifine döndürdüler. Kızkardeşi Adalet abla ise sinirden tasını tarağını topladı mahalleye gitti. Mahallede kapı önüne koyduğu iskemleciğine oturmuş müşteri bekliyor.
**
M. K Sokağa çıkma yasağı kapsamında,bu zor dönemde, devriye görevi yapan iki polis mensubunun sorularına makul mazeret göstertmeden, Allah ne verdiyse tekme tokat saldırman, bağırıp, çağırman, ünlü ressam Van Gogh’un tablosunun yanına benim yaptığım resmin konması gibi durdu.
**
Sn. Haluk Giray, sosyal medyada yaptığın o güzelim paylaşımda, gelin birlik olalım ve mahallemizde kimsenin yatağına aç girmemesi için el ele verelim dedin. Ve özellikle yerli ve yabancı öğrencilere ile bildiğimiz yoksul insanlara sahip çıkarak, her birimiz evimizde pişirdiğimiz yemekten o insanlara verelim ifadesinde bulundun. Bununla da yetinmeyerek sokak hayvanlarını da düşünmemiz gerektiğini belirttin. Sevgili Haluk, Hayat, ölüme neden insanlar beni çok severken, senden nefret ediyorlar diye sormuş. Ölüm sen tatlı ve güzel bir yalansın. Ben ise ‘ACI’ bir gerçeğim demiş. Haluk şimdi bazıları Hayat’tan yanamı? Yoksa doğru olan ve açlık gerçeğini masaya koyan ölümden yana mı olduğunu göreceğiz. Ne dersin?
**
Sn. Hüseyin Arabulucu, Girne Polis Müdürlüğüne bağlı CÖŞ Şubesinde görev yaparken, 3 arkadaşınızile Covid 19 temas şüphesi ile Sağlık Bakanlığı tarafından karantinaya alındığınızı belirttin. Testlerinizin negatif çıktığına vurgu yaparken, halkımızı da düşünerek, lütfen herkes etrafındaki kişileri hasta kabul edip uzmanların açıkladığı sosyal mesafeyi koruyarak hareket etsin. Böylelikle tüm sevdiklerimizi ve bizi sevenleri koruyabiliriz dedin. Sn. Arabulucu, kalite insana ve insan sağlığına yapılan yatırımdır. Basma kumaş ile İngiliz Kazmiri arasındaki fark da bundandır. Bugüne kadar bizlere ağaca yaslanma çürür, insana yaslanma ölür demişlerdi. Yalan. Çünkü senin gibi kaliteli insanlara dayanmak öldürmez, aksine yaşatır be abim.
**
Sn. Genç İş Adamları Yönetim Kurulu Üyeleri olarak hükümetin, kredi al çekini öde çağrısına karşılık olarak, hükümet olarak sende “Kredi al, toplumunu öde” diye seslendiniz. Ve ayrıca yasa gücünde kararname ilemühürlenip 90 gün sonra işleme alınması kararınızın da büyük sorunlar ve haksızlıklar getireceğini kaydettiniz. Ülke olarak zor bir virajı alıyoruz. Direksiyon başındaki şoför ile araba içerisindekiler kar taneleri örneğinde olduğu gibi bir birine zarar vermeden yol almasını becerirse, bu tomofil ‘Tumba’ olmaz. Yok bazı tüccarların hayata geçirdikleri zam kazıkları yeniden hortlarsa tumba olan arabanın ne kaportası nede makinesi kalır.
**
Günün Fıkrası
Günün Sözü
Günün Fotosu
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.