Sahibine Mesajlar

Sn. Ayşegül Baybars, Dr.Aziz Tokgöz, paylaşımında,Kalecik’te gerçekleştirilen doğa talanına ilişkin ihbarı mail yolu ilesize gönderdiğini belirtti. Gönderdiği fotoğraflarda, yasanın amir hükümlerine aykırı bir şekilde denizin 20 metre önüne kadar yapılan binaların fotoğrafını da göndererek kıyı yağmacılığını gözler önüne serdi.İskele Boğazı – Kalecik bölgesindeki “FourSeasons Life” sitesinin yasaya aykırı bir şekilde büyümesinin önüne nedense geçilemediğinden dem vurdu. Şikayetin hep anamızı öpen kadıya yapılması nedeniyle sümen altında kaldığı iması yaparken, bizlerde acaba bu işlerde şikayet yapılan kadı bir ‘Alicengiz dümeni ‘ mi çeviriyor demeden edemedik. Sn. Baybars, yangınlardan sonra bu ülke kıyı katliamını kaldıramaz. 95 yaşındaki ihtiyar pipisi gibi yerinden kımıldamayanları bir hissa yaparak yerinden kaldırın. Ki, Hanya’nın Girit’te, Konya’nın da Türkiye’de olduğunu görsünler.

**

Sn. Cemal Özyiğit, Meclis kürsüsünden yapmış olduğunuz gündem dışı konuşmanızda, toplumun menfaati için elektrikte indirim değil yatırım yapılması gerektiğini dile getirdiniz. AKSA konusunun birçok defa gündeme getirilmesine ve bazı noktalarda yasaya uyulmadığının da belgelenmesine karşın bazı efendilerin lagalugadan öte bir iş yapmadığını ima ettiniz. Petrol fiyatlarında düşüş yaşanırken, buna karşın, dövizde de artış meydana geldi. Ancak tüm bunlara rağmen maliyetin yine de yarı yarıya olduğunu söylediniz. Cemal hocam, birileri deveyi havudu ile götürenlere sadece bakmakla yetiniyor. Bakmakla bir halt olunsaydı trene bakan öküz makinist, köpek ise kasap olurdu. Milli içkimiz ayran, milli kokteylimiz Cacık. Milli takımımız da eğilde gülle geçsin maymunu dahil edilen4 maymunlarımızdır

**

Sn. Meryem Özkurt, bir devlet kurumu olan BRTK son günlerde yanlış söylem ve yanlış anonslar ile halk olarak bizleri hayrete düşürüyor. Başbakan ile başlayıp devam eden, sonrasında hükümet bireylerinin açıklamaları ile sürdürülen, muhalefete de iş ola gibisinden söz verilen, müdürü olduğunuzBRT’nin, iftar vaktini yanlış anons etmesini,olur böyle şeyler diyerek geçtik. Kuzey Tarık’ın kadına şiddet uygulaması sonrasında verilen cezaya tamam dedik. Ama müsaadenizle asırlık anıt zeytin ağaçlarının yanısıra 5000 hektarlık alandaki ağaçların küle dönüşmesi ve orman içerisinde yaşayan canlıların, Vezüv yanardağından çıkan lavlar sonrasında, Pompei halkını gara gavurma yaptığı gibi küle dönüştürmesine‘’Can kaybı olmadı’ demesi sanırım kabul edilir bir durum değil. Sn. Özkurt, hükümetin kapsama alandasınız tamam. Halkın kapsama alanı dışında kalıyorsunuz. Kapsama alanı dışında kalan tomofilin şoförlüğü zor olur. Tekerlek rulemaları aşınan tomofil tumba olursa,tomofil kızarmış hindiye döneceği için sizlerde içinde gabira olursunuz.

**

Sn. Yusuf Sadrazam, şeytanın yeryüzü temsilcisi olarak, herhalde 1995 yılında çıkan ve beşparmakları önce alev topuna sonrada kül yığınına dönüştüren o büyük yangınaözendin. Ormanlar ağaçları ve içindeki canlıları ile yanarken, biz hem yok olan yeşilimize, hemde asırlık zeytin ağaçlarımız ile ormandaki canlılarımıza ağladık. Sanırım sen halkın ağlamasından keyif aldın ki, katıla katıla yeniden gülmek için elindeki kömür yakacağını tutuşturarak ormana attın. Bizler halk olarak, sana ne yapılması gerektiğini, yeryüzünde temsilcisi olduğun ‘Şeytan’a bile söyledik. O bile

benim çocuğa bunu yapmayın ‘’Günahtır’ dedi. Yusuf, sana ‘Sadrazam ‘ dediler. Bu nedenle sen kendini erişilmez sanan ‘Kanuni’nin veziriazamı Pargalı sandın. Unutma Pargalının kelle gitmişti. Bugün yaptıklarının bedelini yarın, gözyaşların hapishanede bile silemeyecek.

**

Sn. Ercan Poyraz, Orman Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi sıfatıyla katıldığın Genç TV’de Nazar Erişkin’in sunduğu ‘Bugüne Dair’ programında, Poyraz gibi eserek, inanılması zor şeyler söyledin. Sen bunları söylerken, boğazında yumruk büyüklüğünde et kalan ve nefes alamazken, gözleri fal taşı gibi açılan kişiler gibi olduk. 2009 yılında, Yeşilırmak’tan, Karpaz’a kadar tüm ormanlık alanı gözeten, bir milyon beş yüz bin Euro maliyet ödenerek kurulan kamera sistemlerinin, garanti sürelerinin sona erdiği ve 2012 yılından beri çalışmadığını dile getirirken ben ‘Ört ki ölem ‘’ dedim. Sn. Poyraz, siyaset turşu suyu gibidir. İçenin midesi bulanır, içmeyenin ağzı sulanır. Bizimkilerin midesi bulandığı için midede ne varsa üzerimize boca etti. Siyasilerimiz gözleri dolu dolu üzüldüklerini söylüyor. Aman dikkat etsinler bugün dolan gözler yarın ‘Hadde Mahalleye’ sözü sonrasında sel gibi akan gözyaşlarına sahne olur.

**

Sn. Hasan Cezaroğlu, son günlerde meydana gelen yangınlar ile ilgili olarak yaptığın paylaşımda, yangınların önüne geçmek için illaki sokağa çıkma yasağına dönmek mi gerekiyor dediniz. Vallahi nasihat ile akıllanmayanın hakkı kötek olduğu gibi galiba bizlerin hakkı da evlere dönmektir. Sokağa çıkar çıkmaz her tarafı yaktık. yakmadık orman, küle döndürmediğimiz ekili alan bırakmadık. Sn. Cezaroğlu, kime yandığı belli olan sokak lambası gibi olan gelmiş geçmiş hükümetlerimiz, ülkeyi aydınlatan projektör olamadıkları süre daha çok ‘Golorambicik’ ışığı gibi bir ortamda ddaha çok, sağa sola vurarak gideceğiz.

**

Sn. Ahmet Benli, galiba birilerine okkan fazla ağır geldi ki, haklı olduğun bir davada haklıdır dememize ‘Do minörden’’ girerek, Pavarotti’nin 4 oktava kadar çıktığı Aryasındaki muhteşem sesin aksine, kapı gıcırtısı gibi ses vermeye başladılar. Gönyeli’nin güzelim Anayoluna, bir çirkinlik abidesi olan demir yığınının dizilmesi, dondurmalı ekmek kadayıfının üzerine sarmısaklı, bol ekşili salata yenecek gibi olur dedik.Ama kapı gıcırtısının kesilmediğine tanık olduk.Demir yığını yapacak adamın boyu 1.50, ve size ben buraya bu demir yığınını dikeceğim. Galiba sen benim sinirli halimi görmemişsin diyor. Başkan boy fakiri, 1.50’lik bu zatı muhteremlerin boylarını siz göremiyorsunuz ki, hallerini de göresiniz. Aman,dikkat edin, ayağının altında fazla dolaşmasınlar, görmeyip basarsan ezilecek zavallıcıklar.

**

Sn. Cemal Erdoğan, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda ülkede ciddi yangın tehlikesi bulunduğunu belirttin. Ve “Bütün anayol kenarları dinamit” diyerek, acilen temizlik yapılması gerektiğine vurgu yaptın.  Sn. Erdoğan, Esentepe’nin belediye başkanısın. Bir başka deyişlebölgenin bilumum işlerinden sorumlu Ağa’sı konumundasın. Ağa’nın eli tutulmaz. Evet, anayol kenarları dinamit gibidir. O zaman bir hissa yap ve deniz kenarındaki kaplumbağa yumurtalarını yerle bir ettiğin gibi en azından hitap ettiğin bölgendeki kuru otları da yerle bir et. Gutsilli atanı, şoförünü dövdüğün gibi eşek sudan gelene kadar döv. Yan bakana bazen yaptığın gibi 9 dağın efesi gibi gününü göster. Hatçe Teyze, Milli içkimiz ayran, milli kokteylimiz Cacık, bazı belediye başkanları da Toros ayranı gibi yayık dedi. 

**

Sn. Ahmet Sennaroğlu, insanoğlu hatalarının günahlarını çeker. CTP ile başladığın yolda devam ederken birden yol ayırımında başka yola saptın. Doğaldır denilerek pek üstüne gidilmedi. Sonra seni Büyükkonuğa ait bungalovlarda ve eko gününde olduğu gibi destekleyen halktan koptun. Küçük bir zümreye tamam diyerek ülkenin sembol makamlarından birisi konumunda olan Cumhurbaşkanlığının kapısına siyah çelenk koydun. Yalnızlaştığını gören ayni parti içindeki siyasi kişiler, bunu fırsat bilerek hem sana hemde babana saldırmayı marifet saydılar. Dar boğaza girince ve çalışanını ödeyemez duruma düşüncede bunlar ‘Ver Mehteri’ dedi. Başkan dost acı söyler. Yolunu tekrar gözden geçir ve yabani otlardan arındır. Son zamanda sinir ile kalktın öfke ile oturdun. Ama keskin sirke gibi kabına zarar verdin. Öfke rüzgâr gibidir başkan.  Şiddetli eser ama sonunda diner. Fakat dal afetse de artık kırılmıştır.

**

Sn. Ali Riza Altay, sosyal medyadaki paylaşımında, Tarım Bakanı’nın çirpi ile yangın söndürmesini gördükten sonra ivedi şekilde “Yangın söndürme çirpisi”imalatına başlandı.Artık yangın vız gelir tırıs gider.Sn.Bakan bu buluşundan dolayı tarihe ismini altın harflerle yazdıracak dedin. Bak Ali Riza, barut, matbaa, kağıt gibi bütün buluşları Çin’iler hayata geçirdi. Bırak yangın söndürme ‘Çirpi’si de bir Türk buluşu olarak tarihe geçsin. YarınCV’ye “özel yeteneğiniz var mı?” sorusuna cevap yazarsa, bende var. “Büyük yangınlarda çirpi ile yangın’söndürücüsü yazsın.

**

Sn. LicaŞemmedipaylaşımınızda, Memleket yanıyor. Memleket, pislik içinde.  Memleketin denizi de kötü.Siz ancak şeftali kebabının savaşını veriyorsunuz.Yazık dediniz. Lica hanım, öyle söylemeyin. Şeftali kebabı, mangalın gülü, kültürümüzün sultanıdır. Şeftali kebapsız mangal, mangalda şeftali kebapsız olmaz. Ormanlar yanmış. Kıyılar yağmalanmış. Hırsızlar cirit atıyormuş. Onları boş verin ama şeftali kebabını sakın boş geçmeyin. Araba kullanırken, sinyal vermeden dönüş yapan bayan şoförün trafik polisine benim nereye gideceğim kimseyi ilgilendirmez dediği gibi bizlerde, orman yanarsa yansın. Hırsızlar cirit atsın. Kıyılar parsellensin, hatta Kıbrıs batsın, ama mangallardaki şeftali kebabımız kimseyi ilgilendirmesin diyelim...

**

Sn. Dağdoğan Sadrazam sosyal medyadaki paylaşımda, Tepebaşı (Yorgoz)  ormanında meydana gelen yangına atıfta bulunarak, orman ağlar, ve arılar artık yok. Tam 67 kovan dedin. Sevgili Dağdoğan, o yanan ormana, yok olan canlıların resimlerine baktıkça yalnız arılar ve orman değil, yalnız insanlarda değil, tabiat ana da ağlıyor. Sinirden gülüyoruz, sevinçten ağlıyoruz. Yangın olayında olduğu gibi Reaksiyon fakirimiyiz neyiz anlamadım ki.

***

Günün Fıkrası

Günün Sözü

Günün Fotosu