Sn. Başbakan ve Sn. bakanlar son günlerde ‘Karın Deşen Jack’ özentilerinin ülkede kol gezmekte olduğunu görmenin dayanılmaz hafifliğini yaşıyoruz. Cebine 3-5 gram uyuşturucu koyan turistler Ercan’ı, uyuşturucu trafiğine, insan kaçakçılarının da denizlerimizi yolgeçen hanına çevirdiğini görüyoruz. Bol Kepçe lokantasından birilerine bolca dağıtılan humus çorbalarını geçtik. Ama Yolgeçen hanını dönen ülkenin bu duruma gelmesini inanın geçemedik. İnsanlarımız Karın Deşen Jack’lardan sokağa çıkamıyor, hırsız ve soygunculardan evlerini bırakamıyorlar. Sayın siyasilerimiz, insan çay gibidir. Ağır ateşte pişerek demlenmişi makbuldür. Aksi takdirde ya sallama yada dallama olur. Gelin artık ağır ateşte pişerek demlenin.
**
Sn. Dayanışma Aktivistleri, kapısı duvara kadar açık. Penceresi darmadağın olduğu için kapanmayan, Yavru’da iki günde iki bıçaklanma olayı yaşandı. İnsanları bıçak ile doğrama alışkanlığı elde eden bazı yaratıklar, bizim sorma gir hanında cirit atarken emir erlerimizde andilla koyarak onları seyrediyor. Sn. Dayanışma aktivistleri, siyasilerimiz aslında bizi hayal kırıklığına uğratmıyor. Çünkü bizler yanlış insanlar üzerinde hayal kurup beklentilerimizi yükseltiyoruz.
**
Sn. Selma Eylem, büyüklerimiz dayak cennetten çıktı derler. Eskiden anne ve babalar da çocuğunu okula götürdükten sonra öğretmene eti senin kemiği benim derlerdi. Herhalde sizler dinazorlar zamanında sarf edilen bu sözler devrinde kalarak günümüze gelmemekte ısrar ediyorsunuz. Dayak konusunda herkes yalancı sizin öğretmen herhalde doğrucu Davuttur. Boğazı sıkılan, arkasına yumruk vurulan çocuklar ve Polis yalancı, raporu veren doktor da herhalde çocukların akrabasıdır. Sn. Eylem, eskiden kulu kölesi olduğumuz hocalarımızı, yanlış politikalarınız ile ne hale düşürdüğünüzü halka bir sorun. Dayak bataklığında boğuluyorsunuz. Bataklıkta boğulanın ne yuttuğunu bilmiyorum. Sanırım araştırmaya da gerek yoktur.
**
Sn.Kemal Dürüst, yapmış olduğunuz açıklamada, bizdeki GSM ücretlerinin birçok ülkeden daha ucuz olduğunu dile getirdiniz. Daha önce Hamza Ersan Saner’in bizim yollar kalitelidir. Arabalar Amerikan asfaltında kayar gibi gidiyor imalı açıklamasına benzer bu açıklamanıza No Coment diyeceğim. Sn Dürüst, ünlü düşünürler, iyiliğe niyet edin. Sıkıntıya sabredin. Aza kanaat edin. Hatanızı kabul edin. Varken tasarruf edin. Nefsinizle inat edin. Ama sizi enayi yerine koyan siyasilerinizi de tarihin siyasi çöplüğüne gönderiverin diyor. Bilmem anlatabildim mi?
**
Sn. Lica Şemmedi, dün Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi’nde Suat Aşır’ın tasarrufunda bulundurduğu bıçak ile Gamze Pehlivan’ı bıçaklayarak öldürmesine tepki göstererek soyları kurusun dediniz. Vallahi kurumasına kurusunda bu soy kurutmasını nasıl yapacağız dersiniz? İpini koparanın sonuna kadar açık kapıdan, kapıyı görmeyenin de pencereden veya bacadan girdiği KKTC For Ever’da bunu nasıl yapabileceğimizi de anlatabilirmisiniz? KKTC bir bataklık ve maşallah sivrisinek üretmede number one oldu. Lica hanım rotayı ve hedefi şaşırdık. Dolayısıyla hedefi olmayan gemiye de hiçbir rüzgarın yardım etmeyeceğini biliyoruz.
**
Sn. Fikri Ataoğlu, Kuzey Kıbrıs Bisiklet Federasyonu, 2. Uluslararası Kuzey Kıbrıs Bisiklet Turu'na yaptığınız katkılardan ötürü size teşekkür plaketi sundu. Aslında ülkede yapılan ve Uluslararası bir düzeyde gerçekleşen etkinlikten yüzümüzün akı ile çıkmanın gururunu yaşadık. Kabul edelim ki, sizin ve bakanlığınızın bu başarıdaki payı oldukça büyüktü. Sn. Bakan, bir insanın nasıl güldüğünden terbiyesini, neye güldüğünden akıl seviyesini, yaptığı işten de becerini anlarsın. Kısacası bu etkinlikte Maşallahlığınız vardı.
**
Sn. Baykan Gürses Özdağ, Genç TV’de sabahları sunmakta olduğunuz programınızda eskiden eeeelerle dolu cümleleriniz dinlerken bizleri sıkıyordu. Soru sorma eksikliği de buna eklenince inanın program çekilmez bir hal alıyordu. Ancak hakkınızı teslim etmem gerek. Son günlerde eeee ler yerini akıcı bir üsluba soru sormadaki sıkıntı da beceriye bıraktı. Ersin Tatar’a yönelik sorular özenle seçilen can alıcı sorulardı. Üslup da muhteşem olunca gerçekten keyif verdi. Sn. Özdağ birşeyi sevmek için yürek, sürdürmek için emek ister. Bu durum da sizin işinizi severek ve emek sarf ederek yaptığınızı gösteriyor.
**.
Sn. Çevre Örgütleri yetkilileri, Yenierenköy’de, Tatlısu’da, Karaoğlanoğlu’nda deniz sahilleri parsellenip deniz dolduruluyor. Verilen izinlerden fazla kat çıkılarak deniz kenarları da otele iç ediliyor. Birisi ansızın deniz kenarına villa yaparken sahili de villanın alanına dahil ediyor. Biz andilla koyarak bakarken, yetkililer de yaşananlar sonrasında kıs kıs gülüyor. Hadde bunları anladık da bu rant böyle hortuma bağlanarak birilerinin dağarcığına akar? Siz anlı şanlı çevreciler de böyle bakar? Eee bakmakla aşık olunsaydı, öküzler de trene aşklarını sık sık ilan ederdi desem kabahat mı işlerim?
**
Sn. Ali Riza Altay, sosyal medyadaki paylaşımınızda, Cumhurbaşkanından Başbakan ile Başbakan Yardımcısına çağrı yaparak, Din İşleri Dairesindeki "Hac ve Umre" paralarının Daire hesabı yerine ÖZEL bir hesaba yatırılıp yetkisiz birilerinin kullanımına verildiğinden haberiniz var mı? Diye sordun. Da, haberleri olsa ne yazar diye soruya soru ile cevap versem ayıp olmaz değil mi? Mesela Ercan’daki 11 Milyon meselesini, 9 Milyon Cratos indirimini, şu bilet işini, Kıb-Tek’in çıktığı ancak mahkemenin iptal ettiği 2 ihaledeki 4.5 Milyon Euro’dan haberleri oldu da ne oldu desem? Sevgili Ali Riza, bizim mahdumların çok önemli işleri var. Bu gibi leblebi çekirdek işleri ile uğraşmazlar. Biliyorsun asılan hırsız değil, yakalanandır.
**
Sn. Metin Atan “hemşire eksikliği nedeniyle hastanelerde nöbetlerin dönmeyecek noktaya geldiğini, personelin bu aşırı iş yükü, personel yetersizliği nedeniyle sürekli ek mesaiye çağrılmaları ve yorgunluk hata yapma riskini artırdığını dile getirdiniz. Buna ilave olarak da Maliye Bakanlığının, kamu görevlilerine 80 milyonluk ek mesai ödemesi yaptığını belirterek istihdam yapılmasını istediniz. Sevgili Metin, desene yine ilçe başkanlarının kayınçolarının kızına, bilmem hangi partilinin oğluna bir başka deyişle torpillilerin ekmeğine bal sürülecek. Ah, bunlara bak ve ibret al yere düşen yaprağa, o da yukarıdan bakardı bir zamanlar toprağa diyesim geliyor.
**
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.