Sn. Mustafa Akıncı, son açıklamanızda görüşmelerin duvara vurduğunu ve arabanın kaportasında ciddi hasar olduğunu üstü kapalı bir şekilde ima ettiniz. Temmuz'dan sonra diyerek bazı imalarda bulundunuz. Sanırım Çözüm arabasının makinesi ahristo oldu ve yedek parçası da bulunmadığından, sanırım tamirhanenin ücra bir köşesine çekilecek. Elam denilen çirkinlik abidesinin de devreye girmesi sonrasında galiba bu iş baddoz olacak. Sn. Cumhurbaşkanı yıllardır anamızı ağlatanlar şimdi geride play back yapıyor.
**
Sn. Meral Akıncı, öncelikle lütfen geçmiş olsun dileklerimizi kabul edin. Dik duruşunuz. Hanımefendiliğiniz ve bir first lady’e yakışır olgunluktaki tavır ve davranışlarınız nedeniyle halkın sevgilisi olduğunuzu sanırım söylemeye gerek yok. Her başarılı erkeğin arkasında mutlaka onun dayandığı, hatta zaman zaman akıl danıştığı bir kadın vardır. Meral hanım, cehennem insan yüreğinde sevginin bittiği yerdir. Ama bakıyorum sizin insan sevgisi ile dolu yüreğinizde o cehennem hiç olmadı ki? Birkez daha geçmiş olsun
**
Sn. Hakkı Celal Önen Özellikle dünden bu yana yani son liderler toplantısından sonra tarafların "durumlarını koruduklarına dair" açıklamalar yani ilerleme olmadığı konusunun bir kısım arkadaşlarımızı mutlu etmiş olduğu anlaşılmaktadır. Halbuki ben ve konuştuğum yakın çevremdeki arkadaşlarımın bu duruma sevinmediklerini aksine geleceğimiz açısından endişe verici bir durum olarak değerlendiklerini de görüyorum diyorsunuz. Sn. Önen siz belki fark etmediniz ama koltuklarının sağladığı güç nedeni ile kendini fasulye gibi nimetten sananlar. Bir dönümlük araziye karşılık hanlar hamamlar ve deniz sahili alanlar. Ve bu düzenden nemalananların zil çalıp oynadığına dönüp bir bakın. Ah be hocam, çirkin hayat yoktur. O hayatı çirkinleştiren insanlar vardır. Hepsi bu.
**
Sn. Gökmen Inönü Allah rızası için bir bilet parası diyerek şaka yollu da olsa açtığın mendil ile dilencilik yapman vatandaşın durumunu göstertti. Ülkede biri deveyi avurdu ile yer diğeri bakar durumuna getirildik. İhale mihale, dağarcığı gör ayakları ile birileri hortumu ceplere boşaltırken, düşmeye başlayan uçak gibi pike yapan ekonomi sanırım yakında çoğumuza mendil açtırtacak. Sn. İnönü, zayıflayan geçim bataryalarımız nedeniyle meydana gelen şebeke hataları nedeniyle ekonominin kapsama alanı dışında kalıyoruz. Adalet topaldır, ağır yürür fakat gideceği yere ergeç varır. Pandoranın kutusunun yanına gittiği zaman kimin kutuda kalacağına karar verecek.
**
Sn. Okan Karademir, bu yıl 16’ncısı dağıtılan Kutlu Adalı Basın Ödülleri'nin yılın "Spor" dalındaki ödülüne layık görülmeniz taşın cuk diye oturduğunu gösteriyor. Spor dalındaki başarıların taçlandırılması ve bu taçlardan birisinin senin başına takılması ülkemiz sporu adına güzel işler yaptığının da bir göstergesi oldu. Sevgili Okan, Spor Yazarlığı zor bir meslektir. Yazın sıcağı, kışın soğuğu, zaman falan derken bunlar hep kişinin yaşamında bir engel olarak görülür. Ancak önüne çıkana engel dersen, takılıp düşersin. Basamak dersen, bir basamak yükselirsin. Bakıyorum sen basamakları tek tek çıkmaya başladın. Kutlarım.
**
Sn. Ömer Köse, Gırne köyündeki bir restorandayım. Bahçesinde bir tır ve kasasını dolduracak kadar narenciye odunu yakılmayı bekliyor. 3 gün sonra da Omorfo girişinde dağ gibi kesilmiş narenciye odunları beklemekte diyorsun sosyal medyadaki paylaşımında. Ürününü satamadığı, üstüne üstlük libazma ve ilaç parasını ödemekte zorlanan narenciyeciye sanırım tek bu yolu bıraktılar. Omorfo’ya yapılmak istene hastane stres, sıkıntı ve buna benzer bilumum zararlı şeylerden muzdarip olan insanlar için yapılıyor. Sn. Köse makam ve mevkiler elbise gibidir. Kimisine dar gelir öldürür. Kimisine ise bol gelir güldürür. Bizimkiler ile ilgili yorumu ise sana bıraktım.
**
Sayın Mehmet Özçelik, Kıb-tek’te daha önce alınmış olduğunuz ancak isabetli bir karar sonrasında yine muhasebe ile ilgili işlerin tekrar başına getirilmeniz aslında elektrik dairesi için büyük kazançtır. Ancak orada yaşandığı iddia edilen olaylar, ile bağışlandığı öne sürülen 9 milyonluk indirim sanırım elektrik için büyük sıkıntı yaratıyor. Ernest Hamingway’in meşhur kitabında ‘Çanlar Kimin için çalıyor’ sorusuna galiba cevap olarak yönetim kurulu başkanınız için demek durumundayım. Sn. Özçelik baca eğri olsa da dumanı doğru tütüyor diyenlere yok yeğen Kıb-Tek’in bacası doldu dumanı içe doluyor derim.
**
Sayın Anıl Kaya, sanırım siyasette değişim zamanı geldi. İş yapanlar IN, yapmayanlara OUT deme zamanı yaklaşıyor. Koltuklarda ense büyütüp, gerdan sarkıtan bazı siyasilerin artık siyasetin tarihi çöplüğüne gönderilmesi gerektiği kanaatindeyiz. Sanırım sizde ayni kanaatte olduğunuzdan dolayı bizim Minik Kuşlar kolları sıvadığınızı söylüyor. Vallahi halk olarak bizler ateş karşısında bozulmayan altın gibi kişiliğe sahip. Ama altın karşısında da bozulmayacak siyasetçi adayı ile üç kuruşluk menfaat için oyunu satmayan insanlar istiyoruz.
**
Sayın İlkay Kamil, bir devre isminiz UBP’nin başkanlığı bir başka deyişle Başbakan adaylığı için konuşulurken birden ortalardan kayboldunuz. Ne sesiniz nede soluğunuz çıkıyor. Evde oturmuş her yer karanlık pür nür o mevki şarkısını dinlerken birden aklıma geldiniz. Vallahi ne diyeyim gökten herkesin başına Sophia Loren yağarken sizin başınıza galiba ‘İrsen Küçük’ düşmüştü.
**
Sayın Turgay Avcı, vatandaş nedense hem sizin espirili ve insancıl yaklaşımlarınızı ve kurduğunuz ÖRP’yi arıyor. UBP Genel Sekreterliğinden ayrılıp ÖRP’yi kurduktan ve Başkanlığına, geçtikten sonra partiniz mensuplarından bazılarının uzattığı hortumun KKTC’yi bir iki defa dolaşabilir uzunlukta ve hatırı sayılır büyüklükte olması nedeniyle çok fazla gürültü çıkartmamıştı. Ama şimdi ihale, bazı otellere yapılan indirimler nedeniyle hortumun Londra’ya kadar 3-5 defa gidip gelmesi nedeniyle insaf sınırı ölçülerinin dışında kaldığı söyleniyor. Sn Avcı insan paranın sahtesini yapar, para da insanın derler. Ancak bakıyorum ne insanlar nede para sizi sahte yapamadı.
**
Sayın Mahmut Özçınar, Belediyeler Birliği eski başkanı olarak yerlerde sürünen ve Napolyon gibi para, para, para diye inleyen belediyelerin durumunu size sorsak diyorum. Hatırlarmısınız size bir yazımda, mantık sizi A noktasından B noktasına götürür. HayaI gücü ise her yere demiştim. Sn. Başkan anladım ki, hayal gücünüz ve halk olarak hayal gücümüz ne kadar kuvvetli olursa olsun, bir ayağı bataklıkta olan belediyeleri uçurmaya gücümüz yetmeyecek. Allah sizlerin yardımcısı olsun.
**
Sayın Ergün Serdaroğlu, kadına hiçbir zaman el kalkmaz. Ancak yanlışı dile getirilerek uyarılır. Mecazi anlamda olsa bile eşeğini dövemeyen semerini döver desek yanlış anlaşılacağı için onu da demeyelim. Kardeşi oğlunuz Yakup Serdaroğlu’nun kiralık araç şirketi ile ilgili sıkıntıdan sonra eşinizin sıkıntısıntısı sanırım sizi derinden etkiliyor. Sn. Vekil insan dünyada ancak dünyaya boş verdiği zaman mutlu olur. Bunu yapamaz ve o koltuk kendine artık sorun olursa, elinden geleni yaptıktan sonra, sıra ayağından geleni yapmakta; yani Adios diyerek ‘Gitmek gibi mesela’.
**
Kazım And, komutan nihayet sesini 2 oktavdan olsa bile duymaya başladın. Faiz ve mazbata arenasından bir çekildin pir çekildin be komutanım. Sen çekilince meydanı boş bulan kan emiciler ortalığı yine sardı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.