Sn. Fikri Ataoğlu, öncelikle geçmiş bayramınızı kutlarım. Siz ülkeye turist getirmek için bir uçaktan inip diğer uçağa binerek osti yuro gökyüzünde dolaşırken, sizin yaptıklarınızı domino taşı gibi bozan bazı oteller türedi. Denizi fosseptik çukuru sanan otellerin yanından geçerken burnunuza mandal koymak zorunda kalırsınız. Kısacası sizin milyonluk çabanız üç kuruşluğa çevriliyor. Çabanız ile bunlara önder olup babalık yapıyorsunuz. Hiçbir navigasyon cihazı bir babanın gösterdiği doğru yolu gösterememesine karşın bunlar hala daha bildikleri yolda gitmeye çalışıyorlar.
**
Sn. Fadıl Aksun, Lefkoşa Kaza Mahkemesi Başkanı olduğunuzu öğrendik. Yeni görevinizde başarılar dileriz. Yüksek Adliye Kurulunun yapatığı atama vatandaşlar arasında da olumlu bulundu, Kısacası karar CUK diye yerine oturdu diyebiliriz. Bunun yanısıra Yargıç Hasan Dağlı ve Yargıç Hale Dağlı’ya da Kaza Mahkemesi Kıdemli Yargıçlığı’na atanmaları nedeniyle tebriklerimizi gönderiyoruz. Sn. Yargıçlar bir insanın uykudan önce ettiği duada yer almak duaların en hayırlısında yer almak demektir. Bugüne kadar bunu becerdiğiniz için basamakları çıkıyorsunuz. Yola devam.
**
Sn. Temay Sağer ve Mine Gündüz Serden, yüksek Adliye Kurulunun sizleri Kaza Mahkemesi Yargıçlığı’na atadığını öğrendik. .Sizler ile ilgili olarak bugün saat 09.15’te Yüksek Adliye Kurulu salonunda yemin töreni düzenleneceği belirtildi. Hayırlı ve uğurlu olsun. Ancak unutmayın, Adalet ablayı öldüren, Hak ve Hukuk diyerek Hakkı dayıyı rahmete kavuşturan, Adil bir düzen diyerek Adil amcanın kalp krizi geçirerek yoğun bakıma kaldırılmasına neden olan siyasiler galbura döndürdükleri ‘Anayasa’ ve yasalar için bir defa delinmekle birşey olmaz diyor. Sn. yargıçlar yolu doğru olanın yükü de ağır olur. Doğru yolunuzda bu ağır yükü taşımak için Allah yardımcınız olsun diyoruz.
**
Sn. Ferda Ekinci, sosyal medyadaki paylaşımınızda, yaz hala gelmedi bekliyoruz diyenlere güneşten tokat gibi cevap diyorsunuz. Vallahi bence tokat değil okkalı bir yumruk yityeceğiz. Yaz gelmedi diyenlere müjde. Sıcaklık 44 dereceye çıkacak. Eeee bu durumda tokat mı yoksa ağır siklet boksöründen yumruk yemek demek mi? Lütfen siz söyleyin? bugüne kadar bizdeki güneşten tokatın okkasını tekmenin de alasını yedik. Kim korkar hain kurttan desek abartı mı olur?.
**
Sn. Ulas Gokce yapmış olduğun açıklamada, Kişi başına milli gelirin yıllık iki kamyon dolar olduğu İsviçre'desin. 4 bin nüfuslu Crans-Montana'da yaşıyorsun. Ülkene 400 yıldır savaş gelmemiş. Köyündeki en büyük trajedi bir arabanın geyiğe çarpması. Bunu 3 ay konuşuyorsun. Başka konuşacak mesele yok. Etraf yemyeşil. Dağlar lokum. Kuş cıvıltıları kaplamış köyünü. 45 senedir yaptığın gibi yine markete gidip gazete almak için yoldasın diyorsun. Da sence buda yaşam mı? 1963’de Kıbrıs olayları.. 1964 Erenköy, 1967 Geçitkale olayları. 1974 Barış Harekatı ve sonrasında da emirin demiri kesme savaşları sürüp gitti. Yani yaşamımızda. Adrenalin hep yüksek olurken küfürü de kalayı da sürekli bastık.. Sn. Gökçe oradaki yaşam, küfürsüz ve kalaysız yaşam için hiç de elverişli değil. Ederinden fazla değer soytarıyı kral eder. Bu nedenle boş ver gitsin.
**
Sn. Bülent Dizdarlı Bir bencil anlayışsız hasta yakını. Sorumsuz bir medya , terbiyesiz sosyal medya yorumcuları yüzünden bu gün hastanelerimizde çocuk nöroloğu yoktur. Bu gün hastanemizde çocuk nöroloğu arandığında daimi bulunamamasının sebebi budur diyorsun. Da, sosyal medyadaki paylaşımında. Doktorum, bu sıralamaya bu işleri bir düzene sokacak, sorumluluk duygusu tavan yapması gerekirken umursamaz birçok siyasileri koymadın. Doktorum, balık baştan kokar diyorlar. Yok be doktorum. Tuz da koktu.
**
Dr. Sabiha Güngör, medyada size yönelik yapılan bir eleştirinin sizi fazlası ile üzdüğünü ve iki gözü iki çeşme elinde bir gazeteyle Başhekim Bülent Dizdarlı’nın odasına gittiğinizi öğrendik. “Bülent abi bu bana reva mı?” “Abi beni bilirsin işimi severim, mesaime uyarım, ne zaman çağrılsam koşar gelirim. Hem Lefkoşa hem Mağusa hastanelerine yetmeye çabalarım. Bu ne şimdi? Beni kimse korumayacak beni kimse savunmayacak mı?” dediğini de okuduk. Sn. Güngör, bazen kantarın topusu kaçıyor. Topuzun çıkardığı gürültüyü dinlerseniz kulaksız, gördükleriniz sonrasında iki gözünüzü de çeşme yaparsanız gözlerinizden olursunuz. Kalp dediğiniz zaten atıyor. Maksat ritmi değiştirmek. Sizde aldırmayarak ritmi değiştirin olsun bitsin.
**
Sn. Cemaliye Soganci Tam da tahmin ettiğimiz gibi. Hepsinin paçaları tutuşmuş. Başbakan Mecliste temsil edilen partilerin İskele İlçe başkanlarıyla görüşecekmiş Peki Başbakanın bu toplantıyı yapacağı bir haftadır biliniyor fakat UBP dışında ki partilerin haberi yok. Resmi bir davet yok. Başbakan toplantı yapacak fakat hiç kimsenin haberi yok. Haaa pardon UBP'nin var. Bugün ise UBP ilçe başkanı arayıp bu toplantıya bizleri davet ediyor diyorsun. Da şu bizim nazlı gelinden haberin yok sanırım. Hani oyun için ortaya davet edilen ama yerim dar, yok yenim dar diyen gelin vardı ya işte bunlarda onu örnek aldı. Sn. Soğancı, belki koluna takacak insan çok ama siyaset arenasında ömrüne ömür katacak dürüstlükte insan yok. Vallahi birileri üstüne almasın ama ben değmeyen birine dönüp bakmam. Adamsa notunu hayvansa otunu verir yürür giderim. Bence sende öyle yap.
**
Sn. Faiz Sucuoğlu:“Çalışan doktorlar için sürprize hazır olun, sağlıkta ‘ikinci iş’ ile ilgili üretilen mahkeme kararı nettir. Doktorlar lehine 1 Ağustos’a kadar her türlü çalışmayı yapacağız diyorsun. Da aşağıda sakal yukarıda bıyık olduğunu da unutuyorsun. Kaş yapayım derken dikkat et gözü de çıkartma. Malum bir tarafı memnun ederken bir diğer taraf homurdanmaya başlar. Sn. Bakan, aşk eğri bacaklıyı doğru görme sanatıysa, siyaset de doğru bacaklıyı eğri görme sanatı değildir. Unutmayın.
**
Sn. Kenan Arifoğlu Kıbrıs Türk Tabipler Birliği Başkanı olarak, 1 Ağustos’ta yürürlüğe girecek ‘ikinci iş’ yasağıyla ilgili gerekli düzenlemelerin yapılmaması, sağlıkta örgütlü sendikaların tavsiyelerinin dikkate alınmaması halinde ciddi sorunların yaşanabileceğini söylediniz. Ve “Şu anda bu sorunların ayak sesleri geliyor” dediniz. Sn. Arifoğlu, inşallah soruna bir çözüm bulunur. Ha bulunmazsa ne olur diye sorarsanız ünlü düşünürler, hak edene haddini bildirmek bir fakiri giydirmek kadar sevaptır diyor. Bilmem anlatabildim mi?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.