Sn. Kutlu Evren, Teakwondo Milli Takım Kaptanı ile iki şampiyonun KKTC’de doğmasına ve ülkeyi uluslar arası arenada temsil etmesine karşın, vatandaş yapılmamasını anladık. Ancak 11 yıllık evli bir kadının hele hele ikiz bebeleri olmasına karşın kocası Kıbrıslı bir Türk olmasına rağmen vatandaş yapılmamasını inan anlayamadık. Vallahi buralarda dönen dolapları zaten hiç anlayamadık. Üst kata dosya getir dediğinizi ancak dosyanın bir türlü size merdivenlerden inip gelemediğini öğrendik. Vallahi böyle başa böyle traş desem ayıp olacak. Dingili kopan kamunun tumba olduğunu söylesem hiç olmayacak. En iyisi balığın baştan koktuktan sonra ‘Tuzun’ da koktuğunu söylemek.
**
Sn. Hüseyin Özgürgün, 57. Dönem Bedelli Er Celbi’nin ant içme törenine katıldığınızı ve oğlunuz Salih Özgürgün yemin törenini izlediğinizi yemin ederek askerliğe ilk adımını atan oğlunuz Salih Özgürgün'ü kucaklayarak, kutlarken "Çakı gibi asker olmuşsun oğlum" dediğinizi de bu vesile ile öğrenmiş olduk. Sn. Özgürgün, oğlunuz Salih’in askerlik yapmasına şaşırdık. Çünkü bu ülkede ‘Böyük’ böyük milliyetçilerin oğulları hep bir sebepten askerlik yapmaktan kaçındı. Kimisinin gözü az görür denildi. Kimisinin kaba yerinde sivilce çıktığı için yapamam dediğini belirledik. Birileri ama başparmağımdaki tırnak etime batıyor. Bu durumda askerlik nasıl yapabilirime sığındı. Sizin oğlanın sivilcesi olmamasına, tırnağının doğru düzgün olmasına ve saç telinin doğru dürüst taranmadığı gerekçesinin arkasına saklanmamasına şaşırdık. Ve Salih’i bu nedenle de kutladık.
**
Sn. Fikri Ataoğlu, çevreyi bal götürüyor tamam da denizleri de bukgötürüken içilebilir kadar temizdir diyen o birileri bunu hangi aklın ürünü olarak gündeme getirdiler bilmiyorum. Belediyenin, otellerin ve bazı evlerin boruları denize boca edilirken, deniz foseptik çukuruna dönüşürken, deniz suyunun içilebilir denmesi bence gözlerdeki ‘FAGO’nun bozulması, burunun da nezleden mustarip olması ile alakalıdır. Sn. Bakan, şu karavan alanları çevre ile alakalı olduğu için sizin yetki alanınıza girerken birilerinin konu ile ilgili ahkam kesmesini doğrusu yadırgadım. Sn. Ataoğlu, kelime cömerdi duygu cimrisi bugünün siyasetçisi. Konuşmaya gelince açıyor ağzını, duygulanmaya gelince tutuyor kendini. Ne diyelim ki?
**
Sn. Kadri Fellahoğlu sosyal medyadaki paylaşımınızda, Mart 2010 yılında UBP Eroğlu Başbakanlığında tek başına hükümette. Girne beyaz bölge emirnamesini bakanlar kurulu kararı ile değiştirir. 11 katın önünü açar ve Girne'mizin ipini çeker. Bugün 11 kat binalar yükselmektedir. Birkaç ay önce azınlık hükümetinin çalışma bakanı "yasalar uygulanırsa inşaatlar durur" demişti. İnsanlar sürekli ölecekse dursun bu inşaatlar diyorsun. Vallahi bunlar rahmetliyi sı….lar. Girne bitmiş. Girne mahvolmuş bunlar için vız gelir tırıs gider. Sn. Fellahoğlu, bunlar ülkeyi iyi idare ettiğini ve insanları salimen limana götüreceklerini söylüyor. Bakın rüzgârı dilediğimiz gibi değiştiremeyiz ama yelkenleri istediğimiz limana varmak için ayarlayabiliriz. Ama bunlar ayarlama yeteneğinden bile yoksundur. Yanlış ayarlanan yelkenler bizi mercan kayalıklarına götürüyor.
**
Sn. Dipkarpaz halkı, vallahi size helal olsun, güzel bir dayanışma örneği sergileyerek bölgenize sahip çıktığınızı bizi idare ettiğini sananların gözüne soktunuz. Bu efendilerin her yaptığına eğil de gülle geçsin diyerek sessiz kalan halka da biz daha ölmedik mesajı verdiniz. Sn. Dipkarpaz halkı haddini aşmamak, kalp kırmamaktır edep.. Dedikodudan, haksızlıktan ve ithamdan uzak durmaktır edep.. Eyvallah kelimesi üzerine kafa yormaktır. Bilmediğin konuda susmak, bildiğin konuda ahkâm kesmemektir edep. İnsan ayrımı yapmamaktır. Aşırılığa gitmemektir. Sizler dik duruşunuzla, ayırımcılığa, peşkeş ile aşırılığa gitmeye çalışan siyasilere edep ne demektir gösterttiniz. Helal olsun.
**
Sn. Kemal DenizDana, nedense göz, gez, arpacık denilerek sağlık bakanlığı hep target yapılmak isteniyor. Geçtiğimiz ay yaptırdığınız damacana su tahlillerine bile 6 ay yaptırılmadığı öne sürülerek davul zurna çalınmaya çalışıldı. Gece yarıları evlerinize gittiğiniz görülmezken hep vurun abalıya türküsü youtube üzerinden çalınmaya çalışılıyor. Sn. Dana, yaşananları gördükçe, elimde olsa cenneti ateşe verir, cehennemi de bir kova suyla söndürürüm ki, geriye doğruluk ve dürüstlük bâki kalsın.
**
Sn. Veysel Şahin, senin yakalanma olayı amma tantana yarattı. Yok yakalandıydı, ama sonra tutuklama kararı yoktu. Yok serbest kaldıydı ama ifadesi alındıydı derken bakıyorum herkes mal bulmuş mağrubi gibi sizin yakalanma olayına yorum yapıp gidiyor. Kazandıklarınızı yatırım olarak ülkeye yatırırken iyi ama ayağınız kaydıktan sonra vurulmaya çalışılan tekmeler kötü. Sn. Şahin, yaptığınız işe kötü diyenler olabilir. Birileri beğenmeye bilir. Bunu önleyecek güç ülkenin güvenliğini sağlayacak olan güvenlik birimleridir. Bunun dışında söylenenler abesle iştigaldir. Ve sizi üretken birisi olarak görenler ağzında bal olan arının kuyruğunda iğnesi olduğunu da unutmaması gerek.
**
Sn. Ahmet Tolgay sosyal medyadaki paylaşımında kışkırtmalar. ELAM yarın Ledra Palace'ın oralarda "Türkler Kıbrıs'tan dışarı" taşkınlıkları yapacakmış. Kıbrıs'ın tapusu senin mi ELAM? Orada çakılıp kalma, bu taraf gel de Türkleri önüne katıp Kıbrıs'tan çıkar, eğer sıkıysa!Diyorsun. Da, sen bu ülkenin değerli kalemlerinden birisisin. Aklını peynir ekmekle yiyen ve çocukluktan bir türlü kurtulamayanlarla sen bir olma. Kısacası sen onlara takılma be Ahmet abi. Adamlar beyin özürlü. Aklın kimyası ile beyin özürlülerin kimyası farklıdır. Akıl temkinlidir. Korka korka adımlarını atar. Ve. ‘Aman sakın kendini’ diye tembihler. Hâlbuki beyin özürlüler öyle mi? Onun tek dediği: ‘bırak kendini, koynereye gidecekse gitsin. Akıl kolay kolay yıkılmaz. Beyin özrü ise kendini yıpratır, harap düşer. Sende boş ver akılsızlık bunları nereye götürecekse götürsün.
**
Sn. Tayfun Kurtarıcıoğulları, annemin hastalığından dolayı ihtiyaç duyduğumuz hasta yatağını evimize kadar ulaştırarak bize destek olan Alsancak Belediye Başkanı Sn.FıratAtaser'e yürekten teşekkür ederim.Halka hizmetin sadece oy için yapılmadığını göstertti. Çünkü biz Girne seçmeniyiz.Sonsuz teşekkürler, yolunuz açık olsun diyorsun. Sevgili Tayfun bende Sn.Ataser nihayet hayırlı bir iş yaptı diyeceğim. Fosseptik çukuruna dönüştürülen denizi göremeyen. Yollardaki langufaları es geçen. Duyma yeteneğini kaybettiği için şikayetleri duyamayan Ataser bırak da bir yatağı olsun getirsin. Sevgili Tayfun, sen tanınmış ve sevilen bir kişi olduğun için Ataser’in kapsama alanına girdin. Ancak bataryası boşalan Ataser, ağır ağır halkın kapsama alanından çıkıyor. Kapsama alanında olduğunu sanıp arayanlar ise aradığınız kişiye şuanda ulaşılamıyor. Yeniden deneyin mesajı ile karşılaşıyor.
Sn. İzzet Türkmen kuvvetler ayrımında yasama ve yürütme tamamen yargı kısmen siyasetin kirli çarklarının arasında birleştirilmiş bir sistemde adaleti tesis etmek için sil baştan yapmaktan başka bir yöntem kalmamıştır. Çocuklarımıza, torunlarımıza adil bir ülke bırakmak için elinizi taşın altına sokmaktan korkmayın. Biz korkmuyoruz diyorsun da oğlancığın işe girmesi için el öpmekten usanmayan. Gıccaccığın sözleşmesi uzatılsın diye kapılarda bekçilik yapanlar senin gibi ellerini taşın altına sokar mı dersin? Vallahi bizde bu gıccaccık ile oğlancık hastalığı varken iflah olmayız. Sevgili İzzet, bizler sokak kedisinin özgürlük felsefesini öğrenemedikten ve hala daha ciğercinin kedisi gibi camdaki ciğere yediğimiz tekmelere rağmen bakmaya talim ettikçe ‘Adam’ olmayız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.