Sn. Asım İdris 'Cihat Müfredatı'na ilişkin olarak hükümet yetkililerini televizyon karşısında karşılıklı tartışmaya davet ettiniz. ülkenin geleceği olan gençleri etkileyen eğitimdeki uygulamaları televizyon karşısında gelin karşılıklı tartışalım diyorsunuz. Sn. İdris,. Ahı gitmiş vahı galmış bir güreşiyi mindere davet ediyorsunuz. Bir ayağı sakat. Bir eli tutmayan. Hatta bir ayağı çukurda ve 8 ay sonra tutulduğu hastalıktan dolayı siyasi mefta olarak mezara gidecek bir hükümete hodri meydan çekmek erkekliğin şanından değildir diyorum. Ben bu ahı gitmiş vahı kalmış hükümet yerine senin gibi güçlü ve kuvvetli birisine yani akranına çat diyorum.
**
Sn. Kamil Kayral, Sosyal Medyada yaptığın paylaşımda hayretler içinde kalmamak mümkün değil. KKTC de faaliyet gösteren TC Ziraat Bankası KKTC Uyruklulardan MEHMETÇİK VAKFI kurban parası bağışlarını almıyor. TC kimliği istiyor. Amaç ne? Yazıklar olsun diyorsun. Da, bundan yıllar önce hafızam beni yanıltmıyorsa 24 bilemedin 25 KKTC kökenli çalışanı kapı önüne koyup, yerine TC kökenlileri aldığını unutmadık. Kamu kuruluşu diye güvendik. Ancak ne kadar çok birilerine güvenirsen o kadar çok yaran olduğunu da gördük. Vegüvenin, insanı öldüren en sinsi mikrop olduğunu da en sonunda anladık.
**
Sn. Mehmet MoreketOtelin Yönetim Kurulu Başkanı ve %51 hisseye sahip olan Turizim Emekçileri Sendikası Başkanı Bayram Karaman’ın %51 hisseye sahip olunca, birlikte mücadele verdiği “ortaklarını” artık mücadele arkadaşları olarak değil, “kendi çiftliğinde çalışan işçiler” olarak görmeye başladığını ve değişen tavrının oteldeki diğer rahatsızlıkları da, su yüzüne çıkarttığını söylüyorsun. Sevgili Moreket, İnsanı ateş değil, kendi gafleti yakar; herkeste kusur görür, kendisine kör bakar. Unutma insanlar birer harf gibidir. Güzel insanlar bir araya geldiklerinde güzel bir cümle, egosu yüksek olup da yanlış işler yapanlara da yalaşık bulaşık cümle kurulur.
**
ben 10 sene evvel yazmış ve CTP’li yetkilier tarafından neredeyse ‘Vatan Haini ‘ ilan edilmiştim. CTP’liler bana kızacak ama olsun soğumaları için soğuk suyu götürmeye hazırım. Bu ayni İTEM yasası, KDV ve Bileşik Faiz gibi bir CTP klasiğiydi. Sonuçta kör kız tomofilin altında kaldı ama bu kez gözleri görme yerine hayata veda etti. CTP, sosyalizm yok liberalizm yook Neo liberalizm bocalamalarından vaz geçip, özüne dönmezse, çok değil 10 sene sonra ‘Hoca’nın rahmetliyi nasıl bilirdiniz sorusu ile karşı karşıya kalacak. Sanırım vatandaş da rahmetli çok iyiydi demekten öte birşey diyemeyecek.
**
Sn. Volkan Vaiz biz çolinin evinin yanındaki mikşa ağacından tıbık yapıp, kuş dutan nesildik diyorsun. Eh övünmek gibi olmasın Volkan, bizde hisar altında altıda half time 12'de biter gazozuna maç yapan ve hisarda kuş lastiği ile kertenkele avlayan nesildik. Sanırım dinozorlar gibi bizim nesil tükendi. Yakında bir zamanlar diye başlayan hikâyeler ile o anıları yazmaya başlarız. Ne dersin? Sevgili Volkan, kızlar beyaz ‘YATLI’ prenslerini bizler de daha güzel günleri beklerken, bitirilen enerjimiz nedeniyle o güzel günlerin kapsama alanından çıkmış durumdayız. Allah Kerim derken en sonunda Kerim’in kuyusunun derin olduğunu ve emir erleri ile kuyudan çıkamayacağımızı da anlamış olduk.
**
Sn. Mustafa Alkan, yazında,Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi bitmiş, hatta çökmüşken, ne fiziksel, ne alt yapı, ne personel, ne teçhizat, ne de hijyen anlamında ihtiyaca cevap veremeyecek durumdayken, Mağusa Devlet Hastanesi şok ölümler ile tartışılırken, Girne Dr. Akçiçek Hastanesi Lefkoşa’ya sevk bürosu gibi çalışmaktan başka bir şey yapamazken, Cengiz Topel Hastanesi pislik içinde yüzerken, yeterli tuvalet olmadığı için millet ihtiyacını ağaçların altında giderirken, ballandıra ballandıra anlatılan “Lefkoşa’ya yeni hastane” projesinin temeli bile atılamamışken, siz neyin ahkamını yapıyorsunuz demeye getiriyorsun. Sevgili Mustafa. 16- 17 doktorun milletvekili olduğu bir ülke çokmu sağlıklı diye sorsam. Kıbrıs Sendromu hastalığının yanısıra gıccaccık ve oğlancığın işe girme ve sözleşmelerinin uzatılması hastalığı ile graso ve yağlama hastalığı Ortaçağda ortalığı kırıp döken ‘Veba’ gibi heryeri darmadağın ediyor.
**
Sn. Turgay Ersalıcı, Metehan Bölgesi’ndeki araziler konusunda Yeni Bakış gazetesine yaptığınız açıklamada söz konusu arazinin imara açıkken size satıldığını, satın aldığınız arazinin geçtiğimiz ay içinde başkaları tarafından satın alınmak istendiğini belirttiniz. Ancak yapılan teklifi kabul etmediğiniz nedeniyle bazı çevrelerin sizi karalama politikasına başvurduğunu söylediniz. Sn. Ersalıcı, bu defa galiba biraz şanslısınız. Çünkü hafızam beni yanıltmıyorsa veya yanlış hatırlamıyorsam beni düzeltin, geçmişte de mafyavari bir saldırı sonrasında sizi birileri korkutmaya çalışmıştı. Da, nedense herşeyi söylemenize rağmen sizi karamuza ile karalamaya çalışanların isimlerini heceleyemediniz. Korkunun ecele faydası olmadığını bu yaşta öğrenmeniz gerekir.
**
Sn. Tolga Atakan, Bird Airlines, TC Sivil Havacılık'a hiç başvurmamış. 13 Kasım 2016'da “Bird Airlines” isimli şirketin KKTC’ye uçuş yapması için KKTC hükümeti tarafından izin verildiği açıklanmış ancak sonrasında böyle bir şirket olmadığı ortaya çıkmış, Gerçekte var olmayan bu şirkete izin verildiği ortaya çıktığında ilgili bakan "izin süreci devam ediyor kısa sürede tamamlanacak" demişti.Bugün yaşanan bir gelişme ile söz konusu şirketin hiç var olmadığı, ayrıca Türkiye Sivil Havacılık kurumunada izin için başvuru sürecinin hiç yaşanmadığı ortaya çıktı diyorsun Sevgili Tolga, kusura bakma sen şakadan hiç anlamıyorsun. Arkadaşlar hepimize 1 Nisan şakası yapmıştı. Yemin ederken sağ ayaklarını da yukarı kaldırmışlar ve yemin altından geçmişti. .Sevgili Tolga, bizim bazı emir erleri ülkeyi ve ülke insanını aydınlatan Cadde lambaları olmak yerine sadece birilerini aydınlatan arızalı sokak lambası olmayı tercih ediyor. Ne diyelim ki?
**
Sn. Selma EylemSendikal Platformu, temsilen bir heyet ile değerlendirme yapmak için Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Başkanı Cemal Özyiğit’i ziyaret ettiniz. Ziyarette eyleme gideceğimiz yer ne yazık ki bellidir dediniz. yaptığınız konuşmada, “nüfus ve vatandaşlık” politikalarını eleştirerek, Atatürk Öğretmenler Akademisi’nin de Kıbrıs Türk Hava Yolları ve ETİ gibi kapatılmaya çalışıldığını söylediniz. .Kuran kursları, Din İşleri Yasası’nda yapılan değişiklikler ve Türkiye Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı Yurtdışı Koordinasyon Ofisinin kurulması çalışmalarına işaret ettiniz. Peki “Eğitimle toplumsal dönüştürme” ve “toplum mühendisliği” faaliyetleri yürütülürken 39 sivil toplum örgütü ile sendika neredeydi diye sorsam ayıp olmaz değil mi? 4-5 Sendika dışında kalan sendikalar bana göre cukkayı doldurma başkanları da koltuk derdine düştü. Hocanım, toplumlar layık oldukları şekilde yönetilirken haramiler de ‘Bol kepçe lokantasında’ deveyi avurdu ile götürme işlemine soyunurlar.
**
Sn. Ayşemden AkınTürkiye’nin AB Bakanı Ömer Çelik’in, kapsamlı Kıbrıs müzakerelerinin bittiğini duyurduğu sıralarda bizim Cumhurbaşkanlığı sessizliğe bürünmüş, boynumuza geçirilen ilmiği biraz daha sıkıyordu. Ülkenin onurlu öğretmenleri ise bakanlığın önünde Türkiye’den dayatılan, yasadışı müfredat uygulayan Hala Sultan İlahiyat Koleji’ni, haremlik selamlık Çanakkale kampını ve Atatürk Öğretmen Akademisi’nin kapatılma girişimlerini protesto ediyordu. Elçilik memurunun öğretmenlere hakaretleri ve öğretmenlerin lafı gediğine oturtan cevabı ise ön sayfalarda yer bile almadı. Tarih bunları da yazacak elbet. Korkunç günlerden geçiyoruz diyorsun. Bu konuda çok haklısın. Da, Hala Sultan İlahiyat Fakültesi yapılırken söylemleri ile Venediklilerin yaptığı ‘Dikili Taş’ı bile deviren Yorgancıoğlu’nun açılış yapılırken ‘Mantini’ eleştirdikleri ile birlikte kesmesine ne buyrulur? O kadar trip atıp tuttuktan sonra, yine son noktayı koyarak ‘Mantinin’ boynunu bumburo kopartmanın dayanılmaz hafifliğini yaşamıştı.
**
Sn. Emel Tel, Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Başkanı kamusal, nitelikli, ücretsiz ve eşit eğitimin yanı sıra laik, modern, kamusal ve ilkeli bir düzen için birlikte hareket etme çağrısında bulundunuz. Toplum olarak laik yaşam düzenine ve laik kurumlara sahip çıkma zamanının geldiğini söylediniz “Kıbrıs Türk toplumu üzerinde oynanan oyunları, safları sıklaştırarak, parti rozetlerini bir kenara bırakarak, laik yaşam düzenine taraf olarak, toplumsal varlığımıza sahip çıkarak birlikte bozabiliriz.dediniz.Da,Nasreddin Hoca’nın, Aksak Timur’un hediye ettiği fil ile ilgili ziyaretine giderken kendisini pohpohlayan ahalinin arkasında olmadığını bilmem hatırladınız mı? Birlik olalım da yalancı ve beklenti pehlivanları ile o birlik nereye kadar yürür dersiniz. Sn. Tel, bizim komşu Ali dayı, tabağına yiyebileceğin kadar yemek, hayatına sevebileceğin kadar insan, eylemde de güvenebileceğin kadar insan al. İsrafın lüzumu yok der.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.